yok olmak

    2.
  1. içinde küçüklüğünün kaybolacağı, varlığının özgür olabileceği bir büyüklük yaratmak.. noktalaşmadan.. yok olmak.. en güzel, üç noktalı süreklilik hali..
    yok olmak = var olmak!
    6 ...
  2. 1.
  3. kaybolmak, varlığının sona ermesi, yitirilmek, yokluk içinde olma durumu.
    2 ...
  4. 6.
  5. ARAZi OLMANIN GERÇEK MEALi. BiRGÜN HERKESiN BAŞINA GELECEK HADiSE.
    2 ...
  6. 5.
  7. hiçbir zaman tam olarak ulaşılamayacak şey..

    bir kavram olarak tanımlıdır, ancak tanımını dolduracak örneklemeden sonsuza kadar uzak kalacaktır...

    zaten kötüsü de budur.

    asla tam olarak yok olamazsınız. insanların hafızalarındasınızdır, dünyada bir iz bırakmışsınızdır.. en yok olmaya ihtiyacınız olduğu anda, varolduğunuz gerçeği suratınıza çarpar, ezer.

    bazen deli gibi özlem duyulan şeydir. büzülmek, küçülmek.. minicik olmak. yaşamamışcasına silinmek, toprağa karışmak. kabir azabından, geride kalanlardan bağımsız biçimde silikleşmek.

    (bkz: #2166321)
    2 ...
  8. 17.
  9. tercih etmesi en zor, uygulaması en kolay olan.

    bir parmak şıklatması uzunluğunda, metro geçerken önünüzden, bir adım yakınlığında. direksiyonu çevirmekten vazgeçmek o an için. sadece bir an. sadece bir adımla, yarın çekilecek bir fotoğraf karesinde bulunmamak.

    yok olmak, ne kadar anlatılamaz ve içi doldurulamaz bir şey olsa da, var olmak farklı mı sanırsınız? o bir adımı atmayı düşünürken, yok olmayı düşünürken, ne kadar zorlanıyorsak ve o adımı atmıyorsak, bu da var olmak tercihidir.

    bazen var olmak, yok olmak kadar zor bir tercih olur. çok mu farklıyız sanıyorsunuz? çok mu artistim sanıyorsunuz? bu kararları her gün herkes binlerce kez veriyor ve ben bunun farkındayım. saklanamazsınız. oradasınız biliyorum. yüzünüz yok ama sesiniz benimle.
    2 ...
  10. 15.
  11. en vazgeçmiş anlarımda tutuyorsun yakamdan. tövbelerin kaçıncı kez çiğnenebileceğini seninle öğrendim. sonsuz yolları yürüyorum adım adım aklımda bakışlarınla. şarkılar birer birer adını haykırıyor sessizliğinde gecenin. koridorların karanlığından geçerken ismini haykırıyor kulaklarımı çınlatan geceler. bir ayna var yolun sonunda ve gözlerim görünüyor yaşları dökerken. bitmeyecek gibi son verişler, yok oluşlar. tozlanıp kuru bir öksürüğe yar olacak sayfalara yazıyorsun adımı sensizliğin alışkanlığa dönüşmesini beklediğin günler dahilinde.

    bir anahtar var elimde, sana uzatıyorum. kalbimin kilidini açtığında sana akıyor bütün yıldızlar. bütün bulutlar sana siper oluyor ve güneş her doğduğunda gölgende kalıyor güzelliğinle. zirvelere yağan kar, yokluğundan çok titretiyor zayıf düşmüş bedenimi. teninin kokusu canlanıyor anılarımda gelemem dediğin anda. sarsılıyorum, saçmalayamıyorum bile...
    2 ...
  12. 7.
  13. kaybolmak, varlığını yitirmek vb. değildir. ona bakıyorsanız üşenmeden (bkz: yok olmak)
    1 ...
  14. 9.
  15. 10.
  16. olmak için yaşadığımız eylemdir.
    1 ...
  17. 11.
  18. sıhhatli bir insan için namümkün olandır.

    hafıza ekseninde, her küçük detayın dahi bir yeri var hayatlar üzerinde. ve insanlar, formatlanabilir bir bellek taşımadıklarından her bir izi son nefeslerine kadar taşıma potansiyeline sahipler genel yapı itibari ile...

    unutmak mümkün birşeyi belki bir daha hatırlamamak üzere ancak kimin, ne zaman çıkagelip hatırlatacağı herdaim muallakta. hal böyle olunca bizim açımızdan birşeylerin yok olması da olanaksız kılınmış durumda sanki. kaybetmek, kaybolmak dahi mümkün ama bunun da adı tam anlamıyla "yok olmak" olmasa gerek. birşeyleri yok etmek için izlerinden, yaşanmışlıklarından, anılarından arınmalı insan, aksi takdirde nasıl yapılabilir ki?

    derin bir uyku dahi değil oysa yok olmak, bu bile yetersiz görüyorum ki... öyle olmasa derin uykusundakileri her fırsatta dürter, yok olunamayacağı gerçeğini yüzümüze çarpar mıydık her sabah aynadaki kendimizin?
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük