bu ülkede kimlere yobaz denmedi ki!!
arkadaş ortamına "selamün aleyküm" diyerek giren üniversiteli ahmet'e.
cuma namazı için esnaf tuvaletinde abdest alan saat ustası hasan amca'ya.
işyerinde öğle yemeği için verilen arada namazını kılan memur ali bey'e.
başını örtmüş 60 yaşındaki hafize nine'ye.
hacca gidip gelmiş, günleri cami ile ev arasında geçen ahmet dede'ye.
evet. bu insanlara %99'u müslüman olduğu söylenen bir ülkede yobaz dendi.
kurban'ın yeni albümünden bir şarkısı. sözleri şu şekilde:
bu dünyadan kar sağlayan kirli bir el var
zorla kesilen haraçla bir dünya doyar.
karanlık hasat mevsiminde, gündüz ağlar
son günler yaklaştıkça güneş de yakar.
sen, yobaz! efendinin sağ yanında yerini al,
sen, düzenbaz! efendinin sol yanında yerini al.
ve sen, etme naz, efendinin kucağında yerini al.
sahipten emir alan tüm acizler azar
bilmez cahil, ruh evidir, bedense mezar.
yüzyıllardır kanla beslendi, tarihte yazar
hem sapkındır hem de der ki "değmesin nazar"
sen, yobaz, efendine inanmayanın canını al
sen, düzenbaz, efendinin haramından payını al
ve sen, etme naz, efendinin kucağında yerini al.*
bu albüm bazı bünyelerde rahatsızlığa sebep olucak gibi görünüyor. elinize ağzınıza, beyninize sağlık kurban! şimdiden heyecanlanıyorum.
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktır. dini bilgisi olmadan, inancını yargılamadan ona inanan müslüman yobaz olduğu kadar, dini bilgisi olmadan müslümanları "yobaz" diye yaftalayan kafir de yobazdır.edit: kimin dindar, kimin yobaz olduğunu bir müslüman ayırt edebilir...
birinin bir konuda yobaz olduğunu bilebilmek için önce o konuyu kendiniz bilmelisiniz.
Mühendisliği abazan yeri diye tabir edip,sonra kızlı bir mühendislik duyunca,görünce kız ya kaşardır ya bıyıklı şeklinde konuşan kapçık ağızlı insanın tek kelime ile betimlenmiş hali.
yediği boksa yobazlık olarak yer bulur sözlükte,biz sadece bok kısmıyla meşgulüz şuan.
yobaz kelimesi sadece bir kesime hitap etmemelidir çünkü; sallasan yobaza değer, entellektüelim diye geçinen yobazlar, marjinaller, ateistler, solcular, çağdaş yobazlar vb. ile doludur etraf... beyinde çözülmesi gereken bi hadisedir, kendine göre etrafındaki insanlarla, konuşmadan, dinlemeden, anlayacak kapasitesi olmamasına rağmen anlamaya bile çalışmadan "yobaz" yaftası yapıştıran insanlar da asıl yobazlar, gericiler, kaz kafalılardır...
kelime anlamı olarak öncelikle "kaba saba, incelikten yoksun" anlamında bir kelime olmasıyla birlikte "bir inanca dışarıyla etkileşime kapanacak şekilde kendisini kaptırmış kişi" anlamına da gelir bu bağlamda, satanistler, depdebeciler, post-nihilistler bile "yobaz" olabilir... dikkat etmek lazımdır.
kurban'ın sahip albümündeki en sağlam parçalardan biri. *
bu dünyadan kar sağlayan kirli bir el var,
zorla kesilen haraçla bir dünya doyar.
karanlık hasat mevsiminde, gündüz ağlar,
son günler yaklaştıkça güneşte yakar.
sen, yobaz efendinin sağ yanında yerini al
sen, düzenbaz efendinin sol yanında yerini al
ve sen etme, naz, efendinin kucağında yerini al
sahipten emir alan tüm acizler azar
bilmez cahil, ruh evidir, bedense mezar
yüzyıllardır kanla beslendi, tarihte yazar
hep sapkındır hem de derki, "değmesin nazar"
sen, yobaz efendine inanmayanın canını al
sen, düzenbaz efendinin haramından payını al
ve sen etme naz! efendinin kucağında yerini al
aydınlığia çıkarmak için uzanan o el,
karanlığın içinden geliyor, cahil! bre cahil!
ona akıl verin, ihtiyacı var
aklının ocadıkları pek bir dar
issız yığıntıdan kurtulacağına
sabah akşam örer odaya duvar
cahil allah senin çileni versin
oğlun senin tersin olsun ki ersin
kalbimizde elbet herkese yer var
ancak akıl denen muamma seni neylesin
sanki doğar doğmaz ilk duyduğuna inanmış
hemen ardından da kapıları kapatmış
yeter ki şu aciz beden tam doysun
zaten ruh ve akıl bataklığa saplanmış
hem cahilsin hem de akıl verirsin
sana maruz kalan nasıl delirmesin?
işe yarar bir şey olsa aklında
iblis oturabilir miydi şimdi sarayda?
apışının arasıyla düşünen
yaratanı yapma dese de yapar
ölünce elbet herkese bir ev var
ve bir kısmının manzarası ateştir
kurban diskografisinin belki de en ölümcül şarkısıdır. gerek sözleri gerekse riffleri bakımından! hele ki şarkının sözleri akıl almaz! helal olsun kurban!
ortaokuldayken haftalarca çalıştığımız oyunun müdür yardımcısı tarafından "toplumun genel ahlak yasalarına ve osmanlı tarihine" uygun olmadığı gerekçesiyle sansürlemeye çalışması. ona inat oyunun çıkmaması. müdür yardımcısının din hocası olması. oyunun osmanlıyla falan ilgisinin olmaması. o günden sonra sürekli bahsi geçen yobazlarla daha sık karşılaşır olmam.
özellikle 2.50'den sonrasının, 1 sene fazladan beklenmiş bir albüme ilişkin beklentileri fazlasıyla karşıladığını düşündüğüm kurban şarkısı. bu ses bitmesindir.
yobaz ve çeşitleri
sual: yobaz ne demektir?
cevap
yobaz, bütün gerçekler kendisine gösterildiği halde, kabul etmeyen, kendi indi ve hatalı görüşünde körü körüne ısrar ve inat eden kaba, cahil kimse demektir.
her mesleğin, her ideolojinin yobazı olur. mesela din yobazı, fen yobazı, devrim yobazı, evrim yobazı, siyaset yobazı, laiklik yobazı gibi çeşitli yobazlar vardır.
yobazların en zararlısı, mal, para, makam elde etmek için yabancı ideolojilerin, dinde reformcuların ve mezhepsizlerin propagandalarını yaparak, milletin imanını, ahlakını bozan, satılmış, din, fen ve siyaset yobazlarıdır. birer örnek verelim:
1- cahil yobaz: din ve dünya bilgilerinden mahrum olanlardır. bunlar, bölücülük yaptıkları gibi, din düşmanlarına çabuk aldanıp, zararlı yollara kolayca sürüklenebilir. osmanlı tarihini kana boyayan patrona halil, kabakçı mustafa, mehdiyim diyen celâli gibi kimseler bu yobazlardandır. günümüzde de mehdiyim, resulüm diyen böyle yobazlar çoktur.
2- din yobazı: az çok ilimleri varsa da, sinsi maksatlarına, mala, mevkie kavuşmak için, bilmediklerini veya bildiklerinin tersini söyleyip yaparlar. islamiyetin dışına çıkarlar. kötülükte, dini yıkmakta, cahillere örnek olur, rehberlik ederler. (yalnız kuran) diyerek kuran-ı kerimi de kendi görüşlerine göre açıklayıp, hadis-i şerifleri ve hak mezhepleri inkâr edenler, din yobazıdır.
3- fen yobazı: gençlerin imanlarını bozmak, bunları dinden, islamiyetten ayırmak için, uydurdukları şeyleri fen bilgisi, tıp bilgisi, ilericilik olarak anlatıp, din kitapları bu bilgilere uymadığı için yanlıştır, bunların gösterdiği yolda yaşamak gericiliktir derler. fen ilmi, din ilminin bir kolu olduğu halde, fen ilmini din ilminden ayrı gibi gösteren kimse fen yobazıdır.
4- devrim yobazı: devrim deyimi, batı dillerindeki revolution deyiminin çift anlamını taşımakta ve hem dönüşme, hem de zorla değiştirme, [ihtilâl] anlamlarındadır. diyalektik maddeciliğe göre, evrim ve devrim birbirine kökten bağlıdır. devrim, evrimin zorunlu sonucudur. devrimci yobazlara göre, bütün dünya, dinden uzaklaşarak mutlaka komünist olacaktır. din düşmanı sosyalistler, devrim yobazıdır.
5- evrim yobazı: kimi ilk insanın bir hücreden, kimi maymundan, son olarak da ayıdan geldiğini ileri sürenler çıktı. bilimsel olarak, bunların yanlışlığı ispat edildiği halde, kabul etmez, kendi yanlış görüşünde körü körüne inat edip, maymun soyu olduğunda ısrar eder. darvin nazariyesine ilim diyenler, evrim yobazıdır.
6- siyaset yobazı: kendisi iktidarda olmadığı müddetçe, diğerleri demokrasi düşmanıdır, ülke ise baştanbaşa sefalet ve karanlık içindedir. diğerleri iyi bir şey yapsa da desteklemez. onun vazifesi iyiye köstek olmaktır. seçimi kaybetse de, zafer yine onundur. kendi kötülüklerini, millî iradeye düşmanlıklarını görüp onları terk edenlere dönek derler.
7- laiklik yobazı: laiklik, dinin devlete, devletin de dine müdahale etmemesi, karışmaması demektir. ben laiklik taraftarıyım dediği halde, din işlerine karışıyorsa, dinin emirleriyle alay ediyorsa buna laiklik yobazı denir.
atatürk'ü sevmez, ulusalcı , yani vatanı sevenlerden olmaktan ziyade, ümmetçi olur, arap emperyalizmini savunur, ve özgür düşünmekten ziyade rte gibi şeyhinin dizi dibine kapanır, el etek, ayak öper. şeyhinin kuludur...
hayatımda dinledigim en etkileyici sonlardan birine sahip sarkıdır. sıp diye, surata vura vura bitiyor daha dakikalar var sanarken.. sarkı bittikten sonra bir sure beyinde son satır donup duruyor yankılı bir sekilde..
türkiye de, gözönünde bulunan bir grubun yapabildiği en sağlam parçadır (bkz: kurban). böyle ayar vermeleri ancak "yabancı" müziklerde görürdük ki sağolsunlar grup elemanları her bir tonuyla şarkının ruhunu mükemmel bir biçimde aks etmişler. vokaller ise ayrı bir olay... deniz yılmaz efendi zannımca bu parça ile zirveye oturmuştur. parça içerisinde ara sıra yaptığı brutalvari vokalin yanısıra son giren gaz kısımda "sana maruz kalan nasıl delirmesin..." derken, "nasıl" cümlesinde öyle bir nağme yaparki sanırım olayın özeti budur.
kısaca; kurban adlı güzide türk grubumuzun işin nasıl yapılabileceğini gösterdiği parçalardan sadece bir tanesidir. tebrik ediyoruz efendim.