dilek tutamıyorum,
kayan yıldızların yerini uçaklar almış renkli ışıklarıyla..
gökyüzü bile bir başka ağlar olmuş, asit kelimesini almış yağmur önüne.
yalnızlık en büyük tiryakilik olmuş;
oysa rastlamadım henüz bir uyarı yazısına: 'yalnızlık öldürür!' gibi mesela.
dilek tutamıyorum artık, kandıramıyor beni tarifeli uçakların hareketli ışıkları..
batıl inanç, hurafe hatta tamamen gereksiz bir eylem olsa da hepimiz en azından bir kere istem dışı yapmışızdır. ben de yapmıştım iyi hatırlıyorum. ilk defa geçen sene, yani 2007'nin mayıs ayında, bir gece balkonda otururken tutmuştum dilek...
mayıs'ın sonuydu, kavga etmiştim, okulu bırakıp gelmiştim ankara'ya.
yeni yeni tanıyorduk birbirimizi henüz, o'nunla. ama öyle alışmıştım ki, öyle sevmiş kabul etmiştim ki... güzeldi hava, tek bir bulut yoktu, yıldızlara uzansam dokunacaktım sanki.
çayım, sigaram her zamanki gibi elimdeydi. bir de ortamı güzelleştiren mesajlar sözkonusuydu tabi. yıldızları izlerken görmüştüm birinin kaydığını. öyle her zaman olduğu gibi kısa da değildi, epeyce süzüldü gökyüzünde. izledim...
o an inanmıştım ben de, bir dilek tutarsam gerçekleşeceğine. bir çırpıda çıktı ağzımdan, 'istiyorum onu!' bir ömür boyu, onunla olmak istiyorum. çünkü yıllardır beklediğim, yıllardır beni bekleyen o'ydu... yüzünü görmemiştim, bir kez dokunamamıştım ama, istemiştim onu.
sonrasını boşverin. malum; biz kime gönül versek, ağzımıza sıçıyor... biz de var bi bokluk!
o gün bugündür, yıldız kaymasa bile, yıldızlara baktığımda aynı dilek geçer aklımdan. o'nu ister, beklerim. tek fark, artık kimi beklediğimi biliyorum...
senelerce yaptım, bir sikime yaramadı.
hatta olayı bir tık ileri götürmüşlüğüm de vardır 'eğer şöyle şöyle olacaksa bir yıldız kaysın!'
hoop! çat diye bir yıldız kayar süzülür. özellikle ışığın çok olmadığı sakin yerlerde.
sonra bekler, bekler, beklersin. bir sikim olmaz.
yıldızların da ta amk!
bu bağlamda bakılırsa, dilek tutma olayı için yüksek bir beceri veya grup çalışması gerekmektedir. böylece kayan her yıldızdan yararlanılmış olunur, israf olmaz. evet.
insanoğlunun bir şeylere inanma, tutunma isteğinin bir başka tezahür şeklidir. öyle ki, insan istediği her zaman bir dilek tutabilir tabi, ancak bunu böyle bir doğa olayına bağlamak, adeta bir işaretmiş gibi yapmak da hep bu inançtan doğar. insan olmanın değişik hasletlerinden biridir bu da. hayatın ufak bir ayrıntısıdır..