anarşizmin, özgürlüğün, hippiliğin en yogun oldugu zamanlarda, tam da yerinde yani
avrupada genc olmak, graffitilerde kendini, fikrini anlatmayı istemek, gercek rock müzigi ustalarından canlı canlı dinlemeyi, sokaklarda özgürce dolaşmayı istemek, bu ruh halini hissetmeye calışmak...
burda doksanlarda ilk gençliğimizi yaşarken hippicilik oynamak oldukça kolayken, acaba yerinde ve zamanında yaşasaydık nasıl olurdu diye zihnimizi uzun süreler meşgul etmiş mevzu..
ne zaman Jimi Hendrix ve the doors dinlesem kendimi o yıllarda hissederim. kafamda bandana gözümde kırmızı yuvarlak camlı güneş gözlüğüm elimde sigaram sanki bir jimi hendrix konserindeyim gibi olur. o yıllarda gençlik kendisini tamamiyle alkol, uyuşturucunun kollarına bırakmış, bir çok genç için esrar ve alkol kullanmak dünyanın gerçekliklerinden kaçmak için bir araç olmuştur. kendilerini ne kadar alkol a vurursalar vursunlar hiçbir zaman şimdiki kadar asosyal gençlik dönemleri yaşamadılar her zaman tepkilerini ortaya koydular protesto ve gösteri düzenlemekten hiçbir zaman yılmadılar. amerika vietnam savaşını sonuna kadar protesto ettiler yüzlerce binlerce gösteri düzenlediler. ayrıca şuan da dünyanın en iyileri diye adlandırılan bir çok rock müzik müzisyenin ve gubunun sıfırdan doğup zirveye çıkışlarının canlı şahidi oldular. ünlü savasma sevis sloganı da bu yıllarda ortaya çıkmıştır.