sözlük yazarlarına seslenen acun ılıcalı, org çalıp nar tanesi taneside seviyom bi danesi diye şarkı söyleyen bücür, jimnastiğe ilgiyi artıran adam , micheal jackson dansıyla göz kamaştıra kaan baybağla birlikte güzel bi yarışmaydı.
evet baya güldük.
birileride parayı götürdü.
götürsünler tabi hakları .
önemli olan izlemekti tabi.
babamın içerdeki televizyonu ele geçirmesi ve annemin odamdaki televizyonu kullanması hasebiyle, finalini izleyebildiğim, daha önce de birkaç kez denk geldiğim yarışma.
subjektiflikten sıyrılmak gerekirse, bilal ve uğur'un birinci olduğu yarışma. hehe.
hazır iki ergen görmüş iken, 57 kontörüm de varken utanmadan 111 yazıp 6620'ye gönderdiğim yarışma.
aynı benim yaşımdalar lan. çok da güzel yaptılar, çok da iyi elemanlara benziyorlar. muhteşem bir yeteneği olmayan bilal yerine bu insanların kazanmaları daha iyi olurdu diye düşündüm, bastım anasını satayım. kazandılar da. sevindim.
Bence yarışmayı bilal göregen kazanmalıydı bilal ve uğur da iyiydi ama yetenek işi değildi aynı müziği 50 kere dinleyip ritimleri ezberleyip dans a ayak uydurmaktı ama bilal göregen harbi yetenkliydi ben böyle düşünüyorum.
finale kadar sabrettiğim ama ilk beş i görünce zekai tepkisi verdiğim yarışma. arka odalara geçip isyan edesim geldi. vay arkadaş ya. nasıl yani o iki küçük çocuk felan? nasıl yani? neyse arkadaş. ama ama şunu söylemeden bitirmeyeyim yine de seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım*
Bilal göregenin kazanacağından korktuğum yarışma.
Ya nasıl oluyorda bir insan sadece ve sadece kör olduğu için ikinci olabilir?
Tabiki hata, sadece reyting uğruna onu finale taşıyan juride.
Bizim halkımızın ne yazık ki IQ su belli. Duygusallık mantığın bukadar da önüne geçmemeli.
Orda Hakan, kayaadamlar gibi yetenekler varken Bilalin son ikiye kalması gerçekten o halkın zeka seviyesi gösterir.
küçücük ve bibok yapamayan veletlerin ve engelli olan vatandaşların duygu sömürüsü ile finale falan kaldığı yarışmamsı şey..
yakında dini kullanarak sömürme yöntemine de geçecekler.. o günler geldiğinde "step back dediydi la" dersiniz..
gözleri görmeyen arkadaş yarışmayı kazanacak diye ödümü götümden çıkaran yarışma programı.. hadi gözleri görmediği için ilk etaplarda destek verdiniz, hadi taam yarı finale kadar getirdiniz, hadi finale de getirdiniz de eah be kardeşim, mağdur diye bukadarda abartılmaz ki, koskoca türkiyenin en yeteneklisi bu mu lan demezlermi adama? avrupayla bi kıyaslansak sıçtık! adamlar hayvan gibi biit baks falan yapıp breyk dansın dibine vuruyolar, bide bizinkine bak, darbuka eşliğinde çelik den hercai. hakeden kazanmıştır velhasıl. yazık oldu lan gibi düşüncelere mahal vermeye gernnk yok.
(bkz: Acun Ilıcalı) Türkiye'nin en yeteneklisini ararken aynı zamanda kendi yeteneğini de tekrar sergilemiştir. Bu adamda garip bir şeytan tüyü var sanırım, yoksa elini attığı her iş nasıl bu kadar tutuyor izah edilir bir şey değil.
yarışmanın en büyük hatası bence ismidir. yetenek cümlesi işin içine girildiği zaman ''bu mu yetenek o mu yetenek veya yetenek nedir? '' üstünde dönen bir durum söz konusudur. yeteneğin göreceli bir kavram olmadığını biliriz. ajdar ın yetenekli olmadığını bildiğimiz gibi fakat bir eğlence veya dalga unsurudur. hani yanımızda sürekli dalga geçtiğimiz takıldığımız eleman gibi bir örnektir. aslında yetenek sizsiniz türkiye yerine eğleniyor muyuz türkiye şeklinde bir format olsa daha uygun olurdu. yetenek çünkü bana göre şaşırtacak izlettirecek ve sıkmayacak olan bir durumdur. bazı arkadaşların ses ve dans taklitçileri veya olayları olarak algılanması yanlıştır. o zaman ters köşeye düştüğümüz durum şu oluyor. o arkadaşlara göre o zaman ''gözünden süt çıkartan adam bir yetenektir.'' veya ''metalleri üstünde tutan adam, dişi ile tır çeken adamda yetenektir'' bu noktada zaten bir anlam kargaşası oluyor. onun için çok fazla suçlamıyorum. kendi görüşüm yetenek görsel olmalıdır. izleyiciyi doyurmalı ve haz vermelidir. ses ve dans özellikle bunun için biçilmiş kaftandır. çünkü sihirbazlık yapan kişileri izleriz. fakat sihirbaz ın marifetinden çok nasıl yaptığını kafaya takmaktan adamın yeteneğini göz ardı ederiz. cem yılmaz ın dediği gibi ''kesin ip vardır ulan adam uçuyor olabilir mi? adam uçuyor ve mesihliğini ilan etmiyor.'' onun için artık iki gündür sözlükten dönen kısır döngü ile bir yere varamayız.
türkiye nin gözü önünde, milletin gözünün içine baka baka, gerek ismiyle, gerek -dayanabildiğim kadar izlediğim bölümlerle- katılanlara takınılan tavırla taşak geçilmiş, yine de izlenme rekorları kırmış program.
bu millet iyilikten anlamıyor arkadaş, ananı da al git diyen adamı padişah yapar, yeteneksizsiniz diyen programa tapar, nasıl işler bunlar bilemedim.
bir micheal jackson'ın ölüp ,onlarca micheal jackson'ın canlandığı yarışma.
başımıza micheal jackson'ın yağacağı korkusu veren yarışma.
irili ufaklı micheal jackson tanelerinin memleketimiz üzerindeki soğuk hava dalgası.
türkiye halkının beyniyle değil de duygularıyla oy kullanacağını bilen insanların kör bi vatandaşı kullanarak reyting için 2.liğe kadar yükselttikleri ve ayrıca televizyonda yapılan tüm programların yalan olduğunu bize yeniden ispatlamış güzide program. bitti üzüldük.
finalde ilk 5 e giren yarışmacıları öne çıkarıp bi kaç dakika içinde 4 ünü de daha çok üzülmelerine neden olacak şekilde sonradan içeriye gönderen yarışmadır. onlar da diğerleriyle beraber içeriye gitseler daha az üzülürlerdi..
neyin birincisinin arandığı belli olmayan ve gelecek sezonları ile şimdiden büyük bir sıkıntıyla beklediğimiz yarışma. küçücük çocukların elenme - yenilme duyguları ile üstelik ailevi meselelerinin deşifre edilmesinden prim elde edilmesi akıl sınırlarını zorlamaktadır.(çocuğun yarışmada ne işi var arkadaşım. o değil anasında babasında da mı akıl yok bunların?)
öte yandan finala çağırılan çoğu yarışmacının daha sms oylaması belli olmadan geldikleri ilk günden dönüş biletlerinin alınması ise bu oylamanın neye göre yapıldığı sorusunu akla getirmektedir. **
