paranın değerini bilen insandır. elleri ayakları hatta alnı öpülür. çünkü o bilir bir lirayı bugün fakire versen yüzüne bön bön bakar lakin özellikle resmi dairelerde ödeme yaparken eksik olduğunda asla affedilmeyen bir para miktarını anlayan insandır.
eğilmek kelimesini görünce aklıma şöyle bir fıkra getiren başlık:
Temel iskoç ve italyan bir gün dünyayı gezme fikriyle binerler bir arabaya. ilk ülke italya'dır; fakat yolu yarılamışken kaza yaparlar. ve nitekim hepsi ölür ve allah baba bunları huzuruna çağırır. bunlar da giderler. italyan başlar sitem etmeye "daha yiyeceğim makarnalar vardı neden beni de aldın yanına?" hemen akabinde iskoç başlar "daha kazanacağım paralar vardı, geri dönmek istiyorum ben!" der. en son temel konuşur "daha sikeceklerum vardu daa" şeklinde.. allah baba bir süre düşünür ve en son kararını söyler "tamam hepinizi dünyaya geri yollayacağım ve kaldığınız yerden devam edeceksiniz. ama bazı şartlarım var." der. iskoç'a "sen bir daha kimsenin parasına el uzatmayacaksın.", italyan'a " sen bir daha makarna yemeyeceksin.", ve son olarak temel'e "sen de bir daha kimseyi sikmeyecksin." der. dünyaya ışınlar(nasıl oluyosa amk). roma'da yürürken temel bir makarnacı görür, piçlik var serde tabi "hadi makarna yiyelim." der. iskoç eyvallahı çeker ama italyan "siz yiyin ben bi köşede otururm." der. girerler mekana. iskoç ve temek afiyetle yerken italyan dayanamaz o da sipariş verir. makarnayı ağzına götürür götürmez kaybolur. temel korkar ve hemen iskoç'a "olum dikkat etmek lazım, bak adamı direkt aldı yanımızdan oraya." der. iskoç da "tamam" dedikten sonra devam ederler roma'da takılmaya. yolda yürürken yerde para görür iskoç. hemen eğilir parayı almak için. alır da parayı, doğrulur.. arkasını bir döner temel yok...
yere düşen bir lirasını eğilip alan insan doğru olanı yapmıştır. benim diyen zengin bin insan bile tekme atmaz eğilir, ve o parayı alır. çok eskiden adamın biri alışveriş yaptığı bakkalda parasının üstünü hiç almazmış kalan para üstünü siktir et üstü kalsın dermiş. bakkal parasının üstünü ayırır bir kenara koyup kumbaraya atarmış. ve ortan parayla bakkal 2 katlı bir bina yapıp ismini de siktir et apartmanı koymuş.
ve bakkalı yeni yerine taşımış aradan yıllar geçmiş ve parasının üstünü almayan vatandaş dükkana geliyor apartmanın ismini görüyor ve şöyle diyor böyle apartman ismimi olur bakkal ın cevabı şöyle oluyor. senin alışveriş yapıp para üstünü almadığın paraları ayırdım ve bina yaptım ismini de siktir et apartmanı koydum. kıssadan hisse. yere düşen para alınır.
para kazanmanın zorluğunu bilen insandır. 1 liraya 1 ekmek alınıyor bugün, işte o 1 ekmeği alamayan insanların varlığının bilinci eğilip aldırtır insana o parayı.
ve bunu gören hükümetin bu insana dayama girişimleri. O ana kadar dayamasa eğilip almaz, dayayan olduğu için eğilir, eğildikçe dayayan bir daha dayar. Bu ne lan kısır döngü dayayan sürekli hükümet, eğilen sürekli vatandaş.