bugün

asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkarların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların,
dili, sesi...
(bkz: john fante)
başka hiçbir tür insanı bu denli içine, derinine götüremez. evet hepimizin içinde çirkinlikler, cinsellik, şiddet, haykırış ve çığlıklar. Darwin'in maymunları yeterince insanlaşamadı, yeterince ilüzyon kavanozlarına sıkıştırılamadı, medeniyeti sadece dış çeperinde aldırdığı istenmeyen tüylerinde... yeraltı edebiyatından herhangi bir eser okurken kendimi yaşıyor, kendimi okuyor gibi hissediyorum ve bana bu kadar haz veren başka bir edebiyat türü yok.
tavsiyeler: Chuck Palahniuk- tüm eserleri
Charles Bukowski - tüm eserleri
Semra Topal - Yara
post-modernizm menşeli sanat akımı.ulusal ve milli motiflerden ziyade altkültüre ait imajların ve izleklerin önplana çıkartıldığı paternalist sistemin görmezden geldiği insanların sahneye taşındığı marjinal sanat hareketi.daha çok altkültüre mensup dışlanmış ve hiçleştirilmiş çevreler ve bu çevrelerin imgelemleri bu hareketin tematik kurgusunu şekillendirmektedir.Türk edebiyatında şiirde (bkz: küçük iskender)ve (bkz: ah muhsin ünlü) romanda (bkz: hakan günday)ve (bkz: perihan mağden) bu hareketin en janjanlı figürleridir.

şiddet,cinsellik,yabancılaşma,kimliksizleşme psikozu,bunaltı psikolojisi bu sanat olgusunun başat temleridir.
sivri dili nedeniyle kimilerinin fazla "açık sözlü" ve hatta "ahlaksız" bulabileceği bir türken aslında görüp görülebilecek en asil, en realist ve en "hayata bakış açısını değiştirme potansiyeline sahip" türdür. kendi içinde asalet ve ahlaksızlığı bir potada eritir diyeyim ya da, çok da güzeldir, yeraltı edebiyatına aşina biri yadırgamaz yani bu durumu. yine de herkes okumasın isterim bu tür kitapları, kemik bir kitlesi olsun, kendi yağında kavrulsun.
kitap okumayana kitap okumayı sevdirecek nitelikte; bazısı zorlamayan, dili hafif, sadece eğlendiren nitelikte; bazısı düşündüren, yalın anlatımında derin mevzular barındıran, küfür eder nitelikte; bazısı okumak için; bazısı ölene kadar başucu kitabı olacak nitelikte yapıtlardan oluşan edebiyat türüdür.
bilgi çağının sert rüzgarıyla artık o eski gizemli kimliğini kaybetmiş, sadece adındaki yeraltı tabiri ve eserlerindeki ağır konularla genel çizgiden ayrı kalmayı başarabilen edebiyat türü. eskiden yeraltı edebiyatına ait bir şeyler okumak istediğimizde ikinci el kitapçılara gider, istediğimizi söyler ve dükkan sahibinin kitaplıkları çekip alternatif evrene açılan kapıyı ortaya çıkarışını izlerdik. bugünlerdeyse yeraltı eserleri şaşaalı kitap marketlerin en ön raflarında, sıra sıra...
popüler olana karşıdır yeraltı edebiyatı. en güzel olmayı zengin olmayı şöhretli olmayı önemsemez hatta sevmez. hayatı farklı tatlarda arar. hislerde arar. bazen cinsellikte bazen içkide sigarada kendini yollara vurmada arar. insan doğasına yakın düşünür. dayatılanlara karşıdır. içinden geldiği gibi olmayı -iyi yada kötü- sever. küfretmeyi sever.
"..dibe vurmuşların.. hayalperestlerin.. dili, sesi.."
klasik bir yeraltı okuyucusu olarak chuck palahniuk la başladım okumaya ve devamı geldi. ayrıntı yayınlarının çıkardığı yeraltı edebiyat serisi kitaplarının dili genelde hafiftir edebi olarak değerli değillerdir. esas olay örgüsüyle fikriyle kurgusuyla etkiler insanı
okuması keyiflidir kolay okunur.
(bkz: dövüş kulübü)
(bkz: görünmez canavarlar)
(bkz: gösteri peygamberi)
(bkz: beyaz zenciler)
ama türk yeraltı yazarlarını okumak şahsi fikrim çok daha keyiflidir çünkü edebi olarak daha tatminkardır. daha çok şey katar insana hemen bitirip bir köşeye koyamazsın. hakan günday gibi. ne kadar kendini yeraltı yazarı olarak tanımlamasa da bir çok görüşe göre öyledir. kinyas ve kayradaki o dibevurmuşluğu o ruh halini çok daha derin hissedersiniz. küçük iskender bana pek hitap etmedi açıkcası ama onun kitapları çok daha doludur. murat uyurkulak la bu yıl tanıştım "tol" u okudum ve inanılmaz sevdim yeni kitabı bazukayı da edindim "har" ı da en kısa zamanda okumayı istiyorum.
yeraltının en büyük temsilcisi bukowskinin tanrım dediği john fante kesinlikle okunmalı.
(bkz: toza sor)
notos derginin bu ay ki sayısı yeraltı edebiyatı üzerine ilgilenenlerin almasını tavsiye ederim.
gerçek edebiyattır. tek okuduğum türdür.
trevanian, kesinlikle kosinski, şiddetle boris vian ve hatta bence paul auster'dir.
yeraltından notlar. niye? çünkü aykırı. çünkü popülerleşse bile bir isyan, bir dalga geçme hali var. bir kendi kendine konuşma hali, yalnızlıktan. bir kendini aşağılama şimdiki insanların hiç yapamadığı.
(bkz: yeraltı yazıları nasıl yazılır)
tabuları yıkan, hayatın gerçekleriyle yüzleştiren, hayata farklı ve gerçekçi bir bakış açısı getiren edebiyat türü.

asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkarların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların,
dili, sesi...
facebookta alıntıları meşhur olan edebiyat türü.
küçük iskender'den, bukowski'den bıktırdı valla.
underground literature.
Edebiyat kalıplarının içine tüküren ve yaptıkları şeyle özgürlüğün tadına varan adi kelimelere saygınlık kazandırdıklarına inandığım yazarların yaptığı eylem.
Emrah Serbes ve Hakan Günday'ın da dahil olduğunu düşündüğüm edebiyat kolu. sağlam kol ama..
genellikle derinlemesine, yalın ve çarpıcı anlatımıyla dikkat çeken yazım şeklidir.. içinde sıkca küfre rastlayabileceniz bir o kadar da kendinizi romanın kahramanıyla benzer durumlarda hissedebileceğiniz farklı bir türdür..
(bkz: hakan günday)
http://www.yeraltiedebiyati.net/
altınlarla, madenlerle, petrolle falan ilgili olan edebiyattır.
yazarları belli kalıplara sokmak için uydurulmuştur. dünyada sadece bir tane yeraltı edebiyatı var. o da fyodor mihayloliç dostoyevski'nin yeraltından notlar adlı kitabıdır.
Yeraltı edebiyatının bir ürününü gidip kitğçıdan alabiliyorsanız, o yeraltı edebiyatı özelliğini yitirmiştir... Popüler olmayan bir edebiyat türüdür. Popüler olduğu an bitmiştir çünkü asil ve asıl kimliğinin olmazsa olmaz şartı yok olmuştur.
Türkiye'deki örnekleri, heryerde bulunmayan kısıtlı imkanlarla , az miktarda basılan fanzinlerden ibarettir. Ayrıntı yayınlarının yeraltı edebiyat serisi ise, yukarıda (58. entry)dediğim gibi sadece isim olarak yeraltı edebiyatıdır, sıfat olarak değil.
yeraltı edebiyatı candır.