yeni bir süpermarket açılmıştır dancerinthedark annesi ile birlikte markete gider alışverişlerinin sonunda aldıklarını poşetlere yerleştiren görevli kişiye teşekkür eder ve 1 lira verir , görevli nazikçe gülümseyerek parayı reddeder dancerinthedark bu sırada kıpkırmızı olan annesine döner ve "parayı almadı " der o görevli sandığı adam marketin sahibidir ve nezaket açısından müşterileri ile iglilenmektedir.yerin dibine geçilerek hızlı adımlarla oradan uzaklaşılır.
rezilliği yaşayan insan için çok utanç verici birşeydir. "naptım da ben bunu hakettim" dir.
---misal:
cafede bardak kırmak
mağaza giriş çıkışlarında "çekiniz" yazan kapıyı, ittirerek açmaya çalışmak
tamamiyle sessiz bi ortamda (ders,toplantı vs.)müthiş bi kahkaha patlatmak
hesabı öderken,paranızın yolda düştüğünü anlamak
lisede okurken,arkadaşlarınız dışarı çağırdığında "annem izin vermedi" demek
bir paketi, "buradan açınız" yazısıyla alakasız bir yerden açmaya çalışmak
kilitli kapıyı açamayınca sinirlenmek,anahtarın hemen altında olduğunu farkedince utanmak
sessiz osuracağınızı sanıp, nerdeyse donu yırtmak.çevredekilerin bunu duyması
bir final sonrasında sınavdan cıkılmıs kantinde beklenilmektedir. epey zaman gectikten sonra okey masamızın 3 kisisi cıkmıstır ama sonuncu eleman bir turlu cıkmamakta ve okey oynamaya gitmek icin bekleyen bizleri sinir etmektedir. artık sınav suresi dolduktan sonra eleman kantine gelmistir fakat o sırada sahsım baska birisiyle konusmaktadır ve aniden bu elemanı gorunce, neredeyse tamamını gordugum kantinde hickimseyi gormemem sonucunda, elemana x senin g.tunu skeyim diye bagırmısımdır..normal kosullarda 'hassiktir lan' deyip gulmesi gereken eleman bana ciddi gozlerle bakarak 'niye terbiyesizlik yapıyorsun?' demektedir....sonradan anlarım ki kantinin tek gormedigim yeri olan 1 metre arkamdaki tek masada sınıfın tüm kızları oturmaktadır...ilk sokta yerin dibine girilmek istense de simdi cok komik gelmektedir bana.
lise zamanları. kol gibi bir kimya sınavı geride birakılmış* ancak kafa hÂlâ toparlanamamıştır. "ulan o son karbon atomunu oraya koymayacaktık" diye dertli bir vaziyette kantin kuyruğunda sıra beklenmektedir. derken işi gücü itlik olan bir arkadaş arkadan sinsice yaklaşır. bir anda boşta sallanan kolumu tuttuğu gibi öndeki kızın kıçına doğru savurur ve o kol resmen kızın içine kaçar. o an duygularla gerçekler arasında kalarak hızlıca arkasını dönüp açıklama bekleyen kıza bir anda şunu söyleyiveririm;
- ohh...pardon!
edit: bu olay daha sonra lisede efsane olur, ben mezun olup gidene kadar herkesin birbirine mahsus çarpıp "oh pardon" dediklerine şahit olurum. muhabbetleri de şu; "ağa...pezevengin teki* kantin sırasında kızın tekini fortlamış bi de üstüne oh pardon demiş".
msn de karşı cinsle hızlı bir şekilde yazışırken hain bir arkadaşın uygunsuz bir ifadenin klavye kısayolunu*,en sık kullanılan kelimelerden birisi yapması* ve ekrana bakmadan hızlı hızlı yazan şahsın* da bunu farketmeden enter a basması...*
basima gelen durumdur. hemen anlatayim: simdi efenim,ben gecen sene canakkale de acayip bir sekilde ishal olmustum. hemen eczaneye gidip, ilac alip ishalimi durdurayim dedim(yalniz sac bas daginik bir sekilde gitmistim). ilaci aldim, eve dogru gidiyorum. sagima soluma bakiyorum, lan herkes bana guluyor. dedim; herhalde sac bas daginik, goril gibi gezdigimdendir. neyse eve bir girdim evde arkadaslarimin hepsi benle dossak geciyor. ben iyice killandim dedim ki; "ne var? niye guluyorsunuz ibneler? ". arkadaslar-muahahah gecmis olsun lan can.tez zamanda gecer. hexagram-nasil ogrendiniz lan ishal oldugumu? arkadaslar-muahaha lan mal, lan amele, ilaci tasidigin poseti bir okusana.
posette yazan yazi su: "sertleşme sorununa kesin çözüm" bir de posetin ustunde ilacin resmini koymamislar mi?
ben de hemen ana, avrat, baci ne varsa amuaa godumun firmasina kurfurlerimi saymaya basladim. lan serefsizler oyle reklam mi olurmus?
fast-food tarzı kalabalık bir mekanda tek başınıza boş masa ararken tepsinizdeki kolanın kayıp şappadanak yere düşmesi herkesin size bakması, kıpkırmızı olup karizmayı çizdirmek.
olay hamburg kentinde 142 numaralı otobüste vuku bulmuştur.
+ abi ne kız ne kadar güzelmiş yaa..(bahsedilen bayan biribirine dönük koltuklarda, karşımızda oturmaktadır)
- olum yavaş konuş her yer türk dolu, belki kız bile türktür!
+ yok be aga buz gibi alman işte, sapsarı saçlar ah ah..
- azcık sessiz konuş hacı, ne olur ne olmaz.
+ duyarsa duysun bea daha iyi anlar halimizi hehe..(kesin türk değil canım)
bu söz üzerine hatun çantasından hürriyet gazetesi çıkarır ve iki arkadaş herhangi bir konuşma olmaksızın aynı anda inmek üzere otobüsün orta kapısına, birbirlerini ezerek deparlarlar..
geçen yıl gittiğimiz anzac ayininde dar bir yolda ilerlerken ayaklarını yola uzatmış bir kızın ayağını kendi ayağımla itip '' ne kadar rahatsınız a.q'' demem ve karşılığında '' aslında o kadarda rahat değiliz, mecburen böyle oturuyoruz'' cevabı aldığım an
yabancı bir ülkede metroda yanda oturan güzel kız hakkında yorumda bulunmak.uzun süren yorum ve iltifattan!! sonra olay bitmiş biz hangi durakta inecegimizi tartışıyoruz, oydu buydu derken yanımızda oturan güzel hanım efendinin türkce şu durak demesi ve konuştuklarımızın film şeridi gibi gözümün önümden geçmesi... işte içine girecek yer bulamamıştım o an.