marketten yapılan alış-veriş sonrası yanlışlıkla, sizden önceki teyzenin aldığı 5lt'lik suyu kendi poşetinize koyup, marketten çıkmak için yol aldığınızda, arkadan yaşlı teyzenin, yaa şuna bak, aldı suyumu kaçıyor demesi ve kısada olsa hırsız damgası yemek.
gayet mal oldugumuz dönemlerde yani lisede, sırf bir iddia için kızın birine cuma günü teklif edilir ki, kız aşırı güzeldir benim de allahım vardır elim ayağım düzgündür ama göze batan vs. bir insan değilimdir her neyse, ne de olsa kız kabul etmez denilir, kız düşüneyim cevabını verir...
sonraki cumartesi ve pazar günü kara kara düşüncelerle geçer, ulan ne olacak şimdi kız kabul edicek mi etmeyecek mi vs. gibi, etmezse olay basittir hadi ya çok üzüldüm neyse görüşürüz denilip kaçılacaktır, peki ya kabul ederse?
mantığım tükenir, kızı nereye götürebilirim, ne yapabilirim ne yani biriyle nasıl çıkılır ki? çıkmak ne demek? vs. *
arkasından pazartesi günü gelir çatar, 2. dersin tenefüsünde kız konuşmak üzere sınıfıma gelir, saçıyla oynuyordur, sıçmışımdır, sonra teklifin hala geçerli mi diye bir soru sorar güler şekilde, * kafası karışık olan ben, masum bir şekilde "düşünmem lazım" der, sonra salaklığı tutar zaten kızın karşısında heyecandan eli ayağı titriyordur ağzından talihsiz bir şekilde "sana teklif etmekle hata yapmış olabilirim" der... kız da "dalga mı geçiyon lan benle" der tokadı basar... sınıfın ortasında...
o döneme kadar babamdan bile tokat yememiş olan ben, bir kızdan tokat yerim... gururum kırılır, arkada arkadaşlar gülmekten renkten renge girmektedir. ertesi gün rapor alırım "karın ağrısı nedeniyle" okula gitmem, ilkokuldaki gibi...
henüz mini mini bir kuş olan lisedeki yumurta tenefüs zilinin çalmasıyla birlikte kahvaltı yapmak amacıyla eline bisküvisini, yanına arkadaşlarını alır, sınıftan çıkmaya hazırlanır. o sırada pek tatlı bir hanım olan coğrafya hocasına yönelmekle şu rezil diyaloğun temellerini atar:
y:hocam alır mısınız?
c:yok tatlım almayayım ben
y:buyrun hocam lütfen*
c:yumurtacım şimdi ellerim tebeşirli de elleyemem ona yiyemem
y:aa hocam ağzınıza vereyim o zaman ben?***
c:??ııımmm..??*
yumurtanın hain arkadaşları deliler gibi yarılmıştır ve zavallı yumurta öteki ders hocayla göz göze gelmemek için bol bol efor sarfetmiştir.
konyaaltı*beachparka denize giden balim kisisi sahilin arkasında bulunan markete gidip icecek bir seyler almak icin yola cıkar otopark civarında ayakkabısının bagcıgı cozulur zaten sıcaktan beyni sulanan ve bir an once icecegi alıp denize girmek isteyen salak ben gelisi guzel egilip ayakkabısını baglarken kulak zarını delen bir korna sesi ile irkilir tam "ohaa ne oluyoruz okuz musunuz" diyecekken ayakkabısını baglamak icin egildigi yerin otoparkdan cıkmak uzere olan bir arabanın onu oldugunu anlar, arabadakilerin saskın bakısları arasında kaderine kufredip kosarak uzaklasır.
iş dönüşü kafasında bin bir türlü düşünce ve kaslarındaki birikmiş yorgunlukla dolmuşta uzatılan para üstünü bi güzel çantaya indirmek, akabinde yolcu ile şöförün tartışması, olayın o anda farkına varmak, durumu açıklamak, kırmızı olmak, erimek, bitmek, büzülmek.
yas 16 istanbula hala ziyarete gidilir hala ve onun dunuru tutturular hadi kalkın sinemaya gidelim diye o zaman da anaconda vizyonda ve cok ses getiriyor yapmayın etmeyin bende surungenlere karsı fobim (bkz: herpefobi) var hatta gazete de gordugumde bile bakamıyorum lütfen baska filme gidelim dense de kararlı iki kadın karsında daha fazla direnilemez ve esek gibi öglen matinasına gidilir sinemada parmakla saysan 25 kadar insan vardır film baslar balim kisisi elleri gozlerinde parmak aralarından filmi seyretmeye calısır her ne olduysa eller yuzden cekildigi anda koca kafalı anaconda ile goz goze gelince olur ve agız dolusu "ayy nurcan teyze" diye bagırılarak nurcan teyzeye*kapaklanılır keske bununla bitse o sahneden sonra ki tum gerilim muziginin caldıgı ve anaconda nın gorundugu sahneler de sinemada ki 25 kisi "ayy nurcan teyze" diye bagırır bununla kalsa iyi sinemadan cıkarken yer gosteren adam "ahaa haa nurcan teyze sen misin abla" diye sorar bu olay aile icinde inanılmaz bir hızla yayılır sonuc olarak aileden kimse benle sinemaya gitmez hos o olaydan sonra bende uzun sure sinemaya gidemem.
kuaforden yeni cıkılmıs ve saclar kestirilip sekil verilmistir, kuaforun ayna da gostermesinden yetinmeyen balim salagi yolda yuruken sacına basına bakacak bir vitrin aramaktadır ki park etmis kamyonu gorunceye kadar, kamyonun kocaman dikiz aynası "gel gel" diye bagırmaktadır bir hamle ile koca kamyonun merdivenlerine tırmanılır ve bir elle kapı tutulurken bir elle sac bas duzeltilir ta ki kamyonun icinde yatmakta oldugunu sandıgım beni gorunce bir panikle kalkan kamyoncuyla göz goze gelinceye kadar, o nasıl bakıstı amca yaa salakmısın der gibi nasıl bir sırıtıstı oyle, gulemedim, aglayamadım sadece esekler gibi anırmak istedim salaklıgıma.
ailecek kebapçıda yemek beklerken kuzenle şakalaşılmaktadır. su şişelerinin ağzındaki metal barağı top haline getirip bana atar. ben de ona aynısını yaparım ama ayar fazla kaçar, barak karşı masadaki salataya düşer, insanlar şaşkınlık ve merak içinde bakar.bende film çoktan kopmuştur.
20 yıldır mrb mrb takıldığın kıza teklif ediyosun kız 22 sen 20 yaşındasın ama
kız diyorki -ulan bizim kardeşimiz olarak gördüğümüz insanlar bile bize bu gözle bakıyosa
defol git mcclayton birdaha gözüm görmesin seni.
işte tam o anda söylenecek sözdür bu.
* cinsel birleşme öncesi, hatun kişiyle öpüşme esnasında boşalma. (bkz: iktidarsız)
* binbir zorlukla eve atılan hatunla iş pişirmeye hazırlanırken, kapının ansızın çalmasıyla, ev sahibinin geciken 2 aylık kirayı istemesi. (bkz: kaç paralık adamsın sen)
* evde kendi odasında masturbasyon yaparken olmadık yerde annenin zönk diye içeriye dalması. bu daha çok kapı kilidi olmayan evlerde geçerlidir. (bkz: hassiktir)
* Kız arkadaşını ailesinden izin alarak tatile çıkmaya niyetlenirken, kaza yapmak. (bkz: allah ım neydi günahım)
kardes ve onun ilk kez tanısılacak olan kız arkadası ve bir arkadasınla gittigin donerci de siparis verilip beklenirken gelen ayranı calkalayıp acmak, sohbete dalıp 5 dakika sonra ayranı actıgını unutup ayranı tekrar calkalamak suretiyle ust bas, masa ve etrafı beyaza boyamak ve akabinde kardes ve sevgilisiyle goz goze gelmek.
amerika dayken arkadaşının evine gitmiş. arkadaşının ailesi kendi oğullarından ayırt etmezcesine ilgi gösterip misafir etmiş.
bu da bi seferinde istanbul dayken arkadaşını kendi evine götürmek istemiş. evin kapsında anne ve kız kardeş karşılamış çocuklarını. arkadaşı da merdivenlerin alttarafında anne ve kız kardeşin göremeyeceği yerde durup olaya şahit oluyor.
+ anne amerika daki arkadaşımı misafir getiriyorum.
- ne diye getiriyosun, ne işi varmış, söyle gelmesin müsait değiliz...
