balık istifi otobüse karşıyaka'da 6 kişilik bir kafile halinde müdahil olduk. istikamet buca idi. otobüsteki kalabalık orta kapıda kümelenmiş olan grubumuzu dağıttı. 3 kişi orta kapıda kaldı. 2 kişi biraz daha arkaya kaydı. bense umarsızca arka kapıya kadar sürüklendim. kalabalık, sıcak ve aniden bastıran tuvalet isteği beni zaten dayanılmaz bir hale getirmişti. ''bundan kötüsü olamaz heralde'' demek üzereydim ki olanlar oldu.
birbirine dönük dörtlü koltukta oturan 4'lü grubun nerdeyse içine girmiş gibiydim kalabalıktan. sıkıntıdan ve az önce saydığım sebeplerden bunalmanın zirvesine ulaştığım anda bir hapşırma isteği geldi. beynim bunu o kadar hızlı kabul etti ve vücut da o kadar hızlı kabul etti ki başka hiçbir uvzumun sürece müdahale edecek kadar zamanı olmadı. sonuç ise vesikalık kısmı (omuzlar ve kafa) salya sümük içinde kalmış bir adam ve yerin dibine girmek isteyen bir adam.
sonra ne mi oldu. özür dileyip, hapşırığın çok ani geldiğini izah ettim. ve suç mahallinden hızla uzaklaştım.
iş yerinde patronla tanklar vanalar, sızdırma vs. hakkında konuşuluyor, sonra arkadaşlardan biri vana sızdırırsa en kötü ihtimal şeyle sarılır dedi, neydi onun adı yaa neydi derken episode atlar tefaaal der.
evet doğru kelime teflondur. *
günlerden bir gün arkadaşım ananesinde kalmamız konusunda ısrar etti çünkü uzun zamandır görüşemiyorduk. kabul ettim gittim. öğlen ps2 oynarken tuvaletim feci derecede gelmişti, tuvalete doğru yöneldim, ışığı açıktı ve kapısı aralık gibiydi boş sandım, kapıyı açtım ve ananesi sıçmakla meşguldü, beni görür görmez öhöm böö gibi sesler çıkartarak kovmaya çalıştı ancak gördüğüm manzara karşısında şoka uğramış ve kapıyı kapayamıyordum, bi kaç saniye sonra şok geçti ve kapıyı kapadım morararak ps2 ye yöneldim. gördüğüm kişinin arkadaşın ananesi mi yoksa dayısı mı olduğunu sonradan ananesinin ortalık yerde ryuzaki tuvalet boşaldı girebilirsin dedikten sonra idrak ettim çünkü manzara o kadar buhulu ve fenaydı. tüm ev gülmekten yerlere yatmış bende utancımdan tuvalete girmiştim.
netten tanıştığın kızla buluşup kızın hayal ettiğinden, resimlerde gördüğünden çok farklı olmasını görmek. asıl utanç verici olan da kız seni öpmek istediğinde ben ilk buluşmadan böyle şeylere karşıyım gibi abuk sabuk bi cümle kurmak.
Çok önceden ben 3. sınıfa giderken yine bir yaz tatilinde komşumuz bizi şiledeki yazlıklarına davet etmişlerdi. Bizde annemle o heyecanla o akşam bavulları hazırlamıştık. Ertesi gün hep beraber yola çıktığımızda birşeyi farketmiştim. Bikinimi evde unuttuğumu! artık ne kadar yalvarsamda yakarsamda o kadar yolu bir bikini için geri dönmeyeceklerini anlamıştım. Sonra yazlıktaki eve geldiğimizde ilk gün sakindi ama 2. gün herkes deniz'e giderken ben gidemiyordum. Ve bunun üzerine salya sümük ağlamaya başladım en sonunda arkadaşımın ablası bana eski bikinisini verdi. O an o kadar mutlu olmuştum ki içim kıpır kıpır olmuştu. Deniz'e bir an önce girebilmek için can atıyordum. Plaja gittiğimizde ilk gördüğüm uzun saçlı mavi gözlü ve o hiç unutmadığım kırmızı şortlu çocuğu gördüm. Çocuğa bakmadan kendimi alamıyordum sonra dikkatini çekmeyi başarmış olsam gerek o da bana bakmaya başladı. Sonra tabi ki biz denize girdik ve oyun oynamaya başladık. Ama bikinimin altıda üstüde devamlı yerinden çıkıyordu ki bu çok rahatsızlık veriyordu. Ehh, yeter artık senle mi uğraşıcam girmicem denize dedim ve bikinimin iplerini iyice sıkarak kıyıya doğru yürüdüm.* Sonra bikininim altımda olmadığını ve o kırmızı şortlu çocuğun bana baktığını farkettim. işte o an o kadar utandım ki anlatamam... Daha bitmedi 2 saat birde bikinimin altını aramak zorunda kaldım. Sonra kıyıya çıktığım zamanda ters giydiğimi farkettim. Yani bir gün içerisinde yerin dibine defalarca girdim.
aile bireylerine sözlükte yazıyorum denilmesinin akabinde 'nasıl bir şey ola ki bu sözlük' cümlesinin verdiği gaz ile aileye sözlük açılır... o an itibariyle sol frame de yüzlerce cinsel başlığın olmasına bağlı olarak babanızdan 'oğlum bari porno film falan izleseydin' cümlesini işittiğiniz andır...
2 tane arkadaş , bizim lisenin giriş katında nöbetçidir. yanlarına bir çocuk gelir ve "yanınızda 5 dakika kalabilir miyim?" der. gerisini arkadaşın kendisinden dinleyelim , evet söz sende bilal ;
-işte sonra çocuk oturdu yanımıza. 5 dakika sonra müdür yardımcısı geldi , bu çocuk burda ne arıyo falan diye bağırdı çağırdı ve çıkarken de bu çocuğa bakarak "yukarı çık , çabuk" dedi ve odasına gitti. ben de döndüm çocuğa "kardeş boşver bu kadını , zaten kimse takmıyor sen de takma" dedim. çocuk da "tamam , sağolasın kardeş" dedi. 15 dakika sonra benim arkadaş bir şeyi fark etti. "ya kardeş sen az önceki hocaya çok benziyorsun ya , hayırdır akraban falan mı?" çocuk da gülümseyerek " evet , o benim annem" dedi. sonra birden kızarmaya başladığımı hissettim , çocuğa döndüm , çocuk bana gülümseyerek bakıyordu..
yedinci sınıf zamanlarımda aşık olduğum ilkokul öğretmenime bir mevzuyu anlatırken söze "hocam ben küçükken.." diyerek başlamam ve onun sözümü keserek "sen hala küçüksün güzelim" demesi.
onbirli bir arkadaşımın yine onbirli bir arkadaşını arabayla yanından geçerken durdurması ve arkadaşı camı açtığında "naber lan rrrrospu çocuu" demesi ve çocuğun "şş.. mm.." sesleri eşliğinde kaşının gözünün oynamasına rağmen bizimkinin "dün gece yine evde yoktun, hep ananla başbaşa bırakıyosun bizi" şeklinde devam etmesi ve arabanın yan koltuğuna baktığında arkadaşının annesini görmesi.
uzun zamandır hayran olunan ve " asla elde edemeyeceğim lan " denen kızla bir şekilde buluşup, sohbet ederken birden hapşırmak ve devamında sümüğün, salyanın burundan, ağızdan sünmesi. ve o heyecanla beraber onların el ile burundan, ağzından bağlantısını keserek üstüne sürüldüğü andır.
sahada görüp yaşlı ve çirkin olarak nitelendirdiğiniz ve bu fikrinizi arlanmaz bi şekilde çevrenizle paylaştığınız sporcunun, yanınızda oturan ve yeni tanıştığınız gencecik, güzelim kızın sevgilisi olduğunu sağdan soldan dürtülmek suretiyle farkettiğiniz an.
Üniversideyken sabahın kör karanlığında 3 arkadaş okulcuğumuza doğru yol alırken; benim bölümdeki 2 hoca hakkında atıp tutmam, hatta bu 2 genç arkadaşı birbirleriyle perfonmans olarak kıyaslamam, üstüne birini ayarlarım ben bunların siz merak etmeyin paşalar gibi geçeriz iki dersten de dememle beraber aramızda 10 adım olmayan bu 2 eküriyle karşılaşmamdan beteri var mı ki?
