Misal, böyle kovboy gibi yürüyorsunuz, böyle Atılgan şekilde adımlarınız yeri göğü deliyor. Güneş sizi kıskaniyor, gıcır gıcır postaliniz ve simsiyah giysiler ile âdeta bir matrix, bir Hannibal bir Leonardo DiCaprio gibisiniz.
lise 1 deyken sağlık dersimiz vardı. imamhatipteydik. yeni imamhatipliydik. heyecanlıydık. sınıf 26 kız 4 erkekti lakin kimseye yan gözle bakmazdım o kadar kaptırmışım kendimi imamhatipliliğe. sağlık dersi hocamızda bi bayandı. kızıl saçlıydı, başı açıktı. oha imamhatipte başı açık hoca mı olur falan diye kendi kendimi gazlıyıp duruyordum. hocanın derste komünist söylemlerini yakalayınca iyice sinirlenmiştim. ( işte bunlar hep cahillik)
bi gün derste hoca uyuşturucu bağımlılığını falan anlatırken " hocam bi kereden bişey olur mu?" diye bi soru sordular. hocada işi şakaya vurarak " bi fırttan bişey olmaz" demişti. sonra açıkladı tabi tek seferle bağımlı olmazsınız, tedavisi kolay olur falan diye. işbu ki o gün öğle tenefüsünden sonraki 2 derste konferans var diye konferans salonuna topladılar bizi. bi de narkotikten abiler gelmesin mi . uyuşturucuyla savaşmanın en iyi yolu gençleri bilinçlendirmektir diye. ben aklımda şeytanı planımı kurgulayıp sorusu olan var mı denildiğinde kaldırdım parmağı. havadaki tek parmak benimki olunca direk bana söz verdiler. ben de yapıştırdım " bizim sağlık hocamız bize bi fırttan bişey olmaz dedi" diye. bi sessizlik ardından sınıftaki bütün kızlar parmak kaldırdı. sıra sıra konuşuyolar yok öyle olmadı böyle oldu. yok şöyle değil de böyle. en son hoca aldı mikrofonu bi de o anlattı. derken çıktık konferanstan. okuldaki bütün erkekler gelip beni tebrik ediyo. helal lan, koçum benim.
bir sonraki hafta yine sağlık dersine giricez. bizim erkeklerden 2 si gelmemiş 2 erkeğiz sınıfta. hoca gelir gelmez kaldırdı beni tahtaya. 40 dakika boyunca konuştu da konuştu, konuştu da konuştu. bu yaptığın bana değil gelen memur beylere ayıptır. yok şöyledir yok böyledir. senin gibiler yüzünden ülke gelişmiyo da bilmem ne. işte o 40 dakikadır ciddi anlamda yer yarılsa da yerin dibine girsem dediğim zaman. bir an değil tam 40 dakika.
(not: yukarda işte bunlar hep cahillik derken imamhatipli olmaktan falan bahsetmedim. insanları yargılamamdan bahsettim. insanlar özgürdür. ahlaka çok ters düşmediği veya diğer insanların özgürlüğüne kısıtlama getirmediği takdirde istediği şekilde ve düşüncede gezebilir toplum içinde. beni bağlamaz bu kişinin kendisini bağlar.)
iş çıkışı trafiği görüp hay sikeyim böyle trafiği hergün hergün dedikten sonra , çoluk çocuklu bayan arkadaşla gözgöze geldiğim andır.
Gireydim de kalaydım oralarda.
iş yerindeyim karnım şişiyor ağrıyor sürekli şişiyor sancı sancı ölüyorum yürüyemiyorum dayanamadım izin aldım babamı çağırdım direk acil sancıdan duramıyorum doktor bastırdı karnıma sordu sordu şöylemi böylemi neyse ölümcül müyüm Dr dedim bu ne böyle ceset gibi şişiyorum dedim yok bir şeyiniz merak etmeyin gazınız var dedi . Utanmadımda rezilde olmadım sadece komik geldi kahkahalara güldüm Dr şaşırdı ben ilk kez böyle bi acı çekiyorum nedeni gazmıymış dedim ilaç veriyim dedi gerek yok dedin sıcak su torbasına sarılır uyurum dedim Allah kimseye vermesin gaz sancısı sıkıntı.
Bir toplantıda hatun kişiyle konuşurken çayı ağzımla içmem gerekirken kravatımla içmem. Meğer kıza bakayım derken bardağı ağzım yerine üzerime tutmuşum ki yerin dibinde kalaydım.
Ayrıca yine bir başka toplantıda hatun kişisine xxx hanım diyecekken " lan" olur mu öyle şey demem tüyü diktiğim andır.
Ben çocukken (aradan 16 yıl geçti hala unutamadım) düğündeydik bi arkadaş bulmuştum kendime bu koşmaya başlayınca bende peşinden koştum baktım bu babasının kollarına atıldı ben durup geri döndüm.
Nasıl rezil olmuştum haa.
Daha geçenlerde oldu. Özguven sorunu falan var bende aşmak icin tanimadigim insanlarla konusmaya cabaliom. Neyse okuldan ciktim durajta bi bayan var saçlari kisa ama çok yakismis gittim sordum dedim bende boyle kestirmek istiyorum nasil anlatabilirim kuaföre? Cevap şu:ben kanserim.
Ağzım açık kaldi . ilk defa adam akilli bisey yapim dedim oda fiyasko cikti . ardindan ekledi allahtan ama atlattim diye. Hala sosyofobiğim.
Liseye ilk başladığım hafta son sınıftaki birkaç kızla tartışmam olmuştu. Oturduğum yerde de namı yürüyen bir kız vardı hiç görmüşlüğüm yoktu ama şöyle döver böyle döver affetmez derlerdi duyardım hep etraftan . Dedim ulan bu kızın adını verip korkutayım şunları. Vermez olaydım kız hepsinin arkadaşı çıktı rezil olduğum yetmezmiş gibi hep birlikte dövmüşlerdi beni.
ilkokul 8. Sinif velediyken sinifa mudur yardimcisi ve bir kac ogretmen gelip arama yapmisti. Herkesi didik didik aradiktan sonra beni es gectiklerini fark ettim. Mudur yardimcisi hocaya donup iyi ders.. Dedigi anda "hocam e ben?" Demistim. Mudur yardimcisi da eben eben diyip odasina kitlemisti. O gun bir ergenin cinselligi direk bdsm kategorisinden ogrendigi gundur.
eski sevgilime ölesiye çemkirip sen kim köpeksin konuşmamı yaptıktan sonra arkamı dönüp giderken asfaltın ve topuklu ayakkabının azizliğine uğrayıp yeri öpmüş olduğum an.. düşündükçe kendimden utanıyorum.
üniversitenin son senesinde kütüphanede kastırıyorken, bi yandan da müzik dinliyordum. telefonun kulaklık takılıyken ayarları değiştiğinden sessiz moddan çıkmış. haberi olmayan ben kastırmaya devam ederken birden telefonun çalmasıyla ve de kulaklığın takılı olması nedeniyle irkilip, usain bolt misali kütüphaneyi terketmiştim.
küçükken sınıfta ayağa kalkmıştım, konu anlatıyorum ama nasıl hastayım burnum falan tıkalı. işte h leri yutuyorum falan tipik şeyler.
konu ilerledi yazının bi yerinde ham madde var, benim dalgınlığım ve burun tıkanıklığıma binayen ben onu am madde okumuştum. sınıf hocam dahil herkes gülmüştü. hiç hoş zamanlar değildi hiç.
Yurtta odada o kadar gazım geldi ki tutmaya çalışıyorum kimildasam gidecek Allahım sonra tam herkes sessizken bir an da osurdum onlar duymamazliktan geldiler ama nasıl utandım ya.
Bugün gittiğim sinemada mısıra patates dedim, sonra salak salak gülüp "ne patatesi yiaaa mısır mısır" dedim amk. Sonra kasadaki kız büyük mü küçük mü diye yanımdaki kadına sorunca onun yerine cevap verdim. Off nasıl rezillik be.
(bkz: forrest gump) gibi tekdüze ve cinsel öğeleri sıfıra yakın bir film izliyordum iş yerinde...
film iyice baymış, koltukta iyice serseme dönmüştüm ki kapım çalındı.
gelen, başka birimdeki bir arkadaştı.
'malajor abi gelebilir miyim?' dedi.
'evet tabi, buyur kardeşim.' dememle, masama kadar geldi.
işleme alınacak dosyaları getirmişti ve bir iki hususu izah ediyordu ki, bir an duraksadığını farkettim.
kafamı kaldırıp baktığımda, bilgisayar ekranında filmdeki bir iki basit cinsel içerikli sahneden biri duruyordu.
allahımmm yaa...
ne alaka şimdi...
iki saatlik filmde neden bu on saniyelik sahne...
''valla bak sandığın gibi bir film değil bu, ben de sandığın abazalardan değilim kardeşim.' demek isterdim.
ama nerdeeee...
neyse, konuyu toplamaya çalışarak kıza bir iki soru daha sorup gönderdim.
ne düşündü bilmiyorum.
kurumdaki diğer salyalı tiplerle bir tutmamıştır umarım.
tutmuş mudur yoksa?
yok yok tutmamıştır, az çok biliyor beni...
ya tuttuysa?
tutmaz canııım...
emin misin?
değilim.
metroda osurduğum andır. etraftaki 3 kişi dönüp bana bakmıştı uzun uzun. çok kötü hissetmiştim. hemen uyuyor numarası yaptım hatta o gün inmem gereken durakta inemememiştim utancımdan.
geçen yıl doktoraya yeni başladığım zamanlarda, bana neyin nerde olduğunu öğreten bi teknisyenimiz vardı. alman bir kadın, arianne. ben de sürekli peşinde dolaşıyorum, çocuğu gibi. o zamanlar bol bol vakit geçirirdik.
yine bir gün farelerde sperm plağı kontrol etmeyi öğretecek bana. bu kontrolü aslında farenin ne zaman hamile kaldığını öğrenmek için yapıyoruz. deneyler için önemli. daha önce yapmadığım için bilmiyordum nasıl yapıldığını. arianne bana öğretecek.
neyse gittik biz hayvan odasına. ben kafesten dişi bir fare çıkardım. elimdeki çubuk ile sperm plağı aramaya başladım. ancak yanlış yerde arıyormuşum.
arianna, orası anüs dedi. ben de utandım. fareyi kafesine bırakıp derin bir nefes aldm. sonra yine aldım fareyi elime ve yine plag aramaya başladım. ancak yine yanlış yer !!
arianne: yine anüs. bakir misin ?
evet, utancımdan daha önce bir kız ile sevişim sevişmediğimi unuttum. cevap veremedim.
restorantta otururken, yolda görüp hakkında konuştuğum adamın yanı başımızda oturan ve her sözcüğümü duyan ablayla buluşması durumu.
en dibe gönder beni Romeo! yolu görecek kadar bile yüzüm yok önüme bakmaya!