Acıbaden hastanesi suadiye polikliniğinde oturmaktayım. Yanıma 17, 18 yaşlarında sarı saçlı hoş bir kız geldi. Doğanın kanunu olarak kızı hafiften kesmeye başladım, her şey güzel bir şekilde ilerlerken beni cağırdı sayın hemşire hanım, ve doktor beyin odasına girdim. kulağımla ilgili bir sorun vardı, doktor baktı ve dışarıda beklememi istedi bende büyük bir zevk içinde dışarı çıktım. Kızın yanındaki tahta sandalye dolmuştu onun yanında deri bir koltuk vardı,oraya oturdum. Oturduktan 10 dakika sonra pantolonum altıma sıkıştı ve düzeltmek için vucudumu aşağıya kaydırdım. Kaydırmamla birlikte deri koltktan daaart diye bir ses çıktı,ve herkez bana baktı garip bir gülümseme ile. Tabiki osurmamıştım sevgili yazarlar deri kolduğun kot ile birleşerek çıkarttığı bir sesti bu. Fakat bunu ordaki hemşirelerin ve o sarışın kızın anladığını düşünmüyorum. işte ozaman yerin dibine girdim, ve birdaha deri koltuğa oturmadım.
okuldan sonra dersaneye gidilmiş akşam 8 bucuk suları dersaneden gebermiş vaziyette arkadaşla cıkılmıştır. anne-baba memlekete dügüne gitmiştir. bunu fırsat bilen rainn eve gitmek üzere kankasını alıp otobüs duragına dogru yürümektedir. karşıdan karşıya gecerken birden bütün camları siyah olan bi araba önlerinden gecer dönüş yapacak olan araba biraz bekler. bu sırada rainn istemsiz bi şekilde cama bakarak saçını başını, hatta ve hatta kaşım bozulmuş diyip kaşını düzeltir. birden birinin icerdekiler seni görüyor hacı umarım biliyosundur bunu dedigidin duyar. söyleyen kankadır. ben naptım lan denir icten ve o sırada araba döner ve giderken dat dat diye korna calar. bir daha dışarda degil araba camına, dükkan camlarına hatta pencere camlarına dahi bakılamaz. *
yazın okulda kimse yok diye anahtarını uydurup açtığım kızın birinin dolabına kitaplarımı defterlerimi koymamın akabinde, kızın dolaba uzun bi not yazıp utanın sıkılın ayıp ya demesi neticesi eşyanızı öğrenci işlerinden alın demesi ve o öğrenci işlerine uğranıldığında içine girilen haleti ruhiyedir.
- Aşkım seni çok seviyorum muck muck muck muck xxxxxx
+ Bende seni bebeim dırıııt uruuut
- O neydi aşkım?
+ şeey
- Allah belanı versin tankutcan.
- Ama aşkım
+ Sus tankutcan
sabah erkenden kalktım. dudağım balon gibi şişmiş. sanırsın ki bir gün önceden yirmi kişi girmiş, hepsi de dudağa çalışmış. öyle ki rezil bi halde dudağım. tabi ki üç buçuk atıyorum. çünkü kimseden dayak falan yemedim. 'ne oldu oğlum o zaman bu dudağa' diyorum içimden.dudağımı, mahallede top oynarken düşüp dizini yaralamış bir velet edasıyla babama gösterdim. hemen acile gittik tabi. bekleyemeyiz geçer diye, davul gibi oldu dudak lan. zenci dudağı olur ya, aynen öyle.efendim acile geldik tabi. ben üç buçuğa devam. gittiğimiz yer de devlet hastanesi. yav sözlük benim bildiğim, güzel hemşireler özel hastanelerde olur lan. bize bi oda gösterdiler. odaya bi girdim içerisi hemşire dolu. ama hepside pıtırcık, tatlıcık hemşireler. ama ben o taş gibi hatunların önünde dudağı balon gibi şişmiş halde salak salak etrafıma bakıyorum. 'ay ne olmuş bunun dudağına yaa, iğreenç' der gibi bakıyorlar suratıma. doktor geldi sonra. 'neyin var canım' dedi. şaşırdım bana canım deyince. çünkü devlet hastanesine gitmiştik. orda doktorlar hastalara genelde suçlu muamelesi yaparlar ama bu adam cana yakın geldi. takdir ettim herifi. ama çok ilgilenmedi. alerji dedi, uzan da bir iğne vuralım dedi. uzandım ben de. oradaki hemşirelerden birine (en güzeliydi), iğnenin ismini söyledi. hemşire başıyla onayladı, hazırladı iğneyi. ben anladım tabi hemşirenin vuracağını. pantolonu sıyırdım azcık, beyaz bildiğin kıro donu giymişim aq. donu sıyırmadım hiç, ne malım de mi sözlük? kız geldi sedyenin yanına, ben mal gibi uzanmışım. perdeyi çekti. ben zaten cillop gibi kıza kıçımı göstermenin vermiş olduğu utanç duygusuyla bir şey düşünemiyorum. insan donunu biraz sıyırır da kız vursun de mi aq? elin kızı mecbur mu lan benim donumu sıyırmaya, ellemeye. kız önce bir takım garip sesler çıkardı ima edercesine. ama ben anlar mıyım sözlük? al götüm senindir diyip uzanıyorum. kız sıyırdı donu tabi. o ara anladım mallığımı. kızın eli de hafifmiş zaten pek acımadı ama ben çok kastım. kız kasma dedikçe sanki ben daha çok kasıyorum. benden almış olduğu negatif elektrikten olacak, vurduğu gibi çıktı gitti kız. döndüm bi baktım yok aq. iğne de öyle güçlü birşey değil yani, acıtmıyor. hemen kalkılabilinir vurulduktan sonra. ama ben sanki ineklere vurulan iğneden yemişim mal mal yatıyorum daha orada. kız geri geldi tabi ki, 'artık kalkabilirsin' dedi. bir rezillik daha. kızın önünde pantolonumu çektim fermuar kemer falan perdeyi de açmış kız tabi ben çıkmayınca. herkesin gözü önünde giyindim. sonra da yılışık bir surat ifadesiyle ayrıldım odadan. dudağın balon gibi olduğuna mı yanayım, don olayına mı yanayım, milletin önünde donumun üstüne pantolonu giydiğime mi yanayım...
bu salak sevgilisini aldatıyor hem de nasıl. bir çocukla buluşuyor, öpüşüyor, koklaşıyor ve olanları en yakın arkadaşına mesaj atıyorum sanarak el alışkanlığı ile sevgilisie gönderiyor.
yasin 23 olmasi.. eve sarhos gelip uyuyan anne babanin arasina yatmak, onlara sarilmak. sizi coook seviyorum demek. babanin duruma el koymasi, saglam bir tokat yapistirmasi. annenin size acimasi, cirilciplak sizi dusun altina sokmasi, pijamanizi giydirip kendi yataginiza goturmesi ve en kotusu sabah uyanip annenin babanin asik suratlari gorulmesi.*
apartmana yeni taşınılmıştır. kimseyi tanımıyorsunuzdur. bir gün dershaneden gelirken asansöre binersiniz ve çalan gaz şarkıya ** kendinizi fazlasıyla kaptırırsınız ve hem şarkı söylemeye hem de kafa sallamaya filan başlarsınız. o sırada asansör de sizin katınıza gelmiştir ve siz kapıyı iterken normalde çok zorlandığınız kapının ne kadar hafiflemiş olduğunu fark edersiniz. cevap fazla gecikmez. çünkü komşunun oğlu sırıtarak size bakmaktadır. salakça gülümser ve evinize kaçarsınız.
iş yerinde telefonla konuşurken koordinatöre yakalanmak, üstelik o sırada arkadaşa koordinatörü çekiştirirken. tüm konuşmayı duyduğunu belli eden bir suratla karşılaşmak. yerin dibine geçmek isteyip geçememek ama iki gün sonra komik bir nedenle işten çıkarılmak. iyi bir ders almak ama işi de kaybetmek...
yüksek lisans mülakatına girilecektir. mülakata girilecek okuldan bir arkadaş bulunur, arkadaştan yalvar yakar jürideki hocalardan birinin iletişim bilgileri alınır. hocaya mail atılır, hoca heves ve samimiyete istinaden, "bani msne ekle istersen" der... ve her şey bu ekleme ile başlar.
hocayla mülakatta neler sorulabileceğinden, hangi kitapların okunması gerektiğinden vs. bahsedilirken laf not ortalamasına gelir.
hoca: not ortalamanın 2,5 tan yüksek olması şart.
ben: yüksek zaten hocam 2,5 olsa başvurmazdım.
allah beni kahretsin... hangi akla hizmet msnde 2,5'a pislik bir surat ifadesi ile nah hareketi çeken smiley koyarım ki... nerde kullanacağım sanki. al işte ilk kullandığım yer yüksek lisans mülakatıma girecek hoca!
velhasılkelam nasıl özür dileyeceğimi, nasıl açıklayacağımı bilemez bir halde birkaç dakika smileyin yüzündeki pislik ifadeye bakarak dondum kaldım. haraket çekiyorsun anladık, ama o surat ifadesi ne?