8 yil once 6. sinifa giderken bi telefon vardi trident arada bir kulakligi okumyor disari ses veriyordu neyse dershaneye gitmek icin bindim otobuse taktim kulakliklari o zamandaki nesilde sagopa kajmer ile büyüyodu e haliyle bizde de vardi o rapcilik kani neyse bi sure gecti sanki ses azaldi dedim kulaklik gidiyor galiba sonra 2 sarki bitti duraga yaklastim 3. sarkinin yarisina geldi, kulakligimi sadece kulagimdan cikarttim ve baktim ki 2 tam 1 yarim sagopa sarkisini otobus ahalisine bi guzel dinletmisim bir allahin kulu da uyarmamis amk, herkeste suratima bon bon bakiyor aslinda benim hatam sayilmaz ama harbi baya utanmistim.
Geçen gün iş yerinin bahçesine gübre dökmüşler. Öğlen arası azcık hava alayım bari diye çıktım ve tabi ki hiç yer yokmuş gibi gidip gübrenin yanındaki banka oturdum. Gelen geçen hayret içinde bakıyor, bir terslik var ama ne olduğunu çözemiyorum. En son biri geldi ve şu konuşma gerçekleşti.
- ya nasıl duruyosun burada?
+ üşümüyorum, hem ne güzel temiz hava alıyorum miss gibi. sıkıldım içerde.
- temiz hava mı, bok kokuyor be.
Çok değerli patronunuzla aynı asansöre binersiniz. Ortam ciddidir. sessiz bir şekilde kat numaralarına bakarsınız. Sonra ortamın sessizliğini bozacak o ses kulaklarınızda yankılanır. Ardından burnunuza gelen o kokuyla adeta mest olursunuz. Sonra patronunuzla şaşkın ve mahçup bir yüz ifadesiyle bakışırsınız. O gerçek suratınıza adeta bir tokat gibi çarpar. Evet evet osurmuşsunuzdur.. o an yer yarılsa da yerin içine girsem dersiniz.
Bütün gün, arkasından yırtılmış kumaş pantolonun içinden görünen renkli çamaşırla dolaşmak.
pantolonu Diken terzi, 3-4 yıl öncesinde kovalarca küfür yemiş olduğu gibi, pantolon günümüzde varlığını sürdürmemesine rağmen, ara ara akla geldikçe halen şahsına münhasır küfürler yemektedir.
Not: Günün sonuna doğru, bir kişinin 'aaa pantolonun yırtılmış' diye uyarması duble yerin dibine sokan bi eylemdir.
Hayatımda hiç bu kadar utanmamıstım.Dusundukçe hala üzuluyorum.olay yaklasık 2 ay once en yakın kız arkadasıma pasta yapmamla yaşandı.pasta uflendi tatlı yemeyen duygusal edebiyat hocam dahil herkes tarafından afiyetle yenmekteyken o da ne,birinin tabağında saç çıktı dilimin içinden.herkes biz senin elinden ne olsa yeriz dedi,işin nazarı boşver dedi ama ben o an kıpkırmızı oldum ağlayacaktım neredeyse.oracıkta gomselerdi beni yeriydi yani.
Yazlıkta bir akşamüstü kafenin birinde arkadaş grubumuzla oturuyoruz. Hemen arka masada da Murat Dalkılıç'a benzeyen bir eleman var. Kendisi daha önce takıldığımız bir kafede çalışıyordu, sıkça görüyorduk. kız arkadaşlardan ikisi telefonu ellerine alıp yer bildirimi yaptılar. maksat hep bizim çocuklar mı güzel kız arayacak, bizim de canımız yok mu tepkisini dile getirmekti. kızların orada bulunanları gözden geçirdiği esna da ''Murat dalkılıç'ı bulun asıl'' diye bağırdım. Ben gitti sanıyorum elemanı, meğer arkama geçmiş. Yerin on milyon kat dibine geçtim.
5 yıl önce kadar okulda yarışma düzenlenmişti. biz hariç iki grup daha vardı. ödül törenindeyiz. açıkladılar tabi biz kazanamamışız. kazanan takım da arkamızdaydı bunlar kosarken biri bana bir şey dedi bende ne dediğini anlamadım ama gaza gelip bunlarla koşmaya başladım yarı yolda kendimi sorgulayıp durdum ve bütün okulun bakışları altında sırama geçtim.
sinemaya gireceğiz arkadaşla sigaraları yaktık seans saatini bekliyoruz kapıda. iki kız durdu önümüzde, kıvırcık uzun saçlı olan kız ateş istedi, çakmağı çıkarıp yaktım ateşi rüzgardan söndü, tekrar yaktım kız eğildi çakmağa doğru, abi gözümün önünde bi ışık parladı kız çığlık atmaya başladı saçı yanıyo amk... kafasına vura vura söndürdük ama o an beni yerin dibine sokun çıkarmayın..