2012 senesinin haziran ayının lanet sıcak bir günü ders çalışmak için dersaneye gidilmiştir. malum lys kasıyoz falan.
bahçede 3 kişilik hayta ipsiz sapsız arkadaş grubu masaya arkası dönük bir şekilde dizili görülür.
'nabıyonuz lan ibneler havada gavur amı yanıyo amına koyim bu sıcakta bok var geldik ehuehe'
dedikten saniye sonra dersane rehberlikçisinin ve iki velinin masanın diğer tarafında oturduğu ve anlamsız bi yüz ifadesiyle size baktığı görülür.
baş öne eğilir.
mekan usulca terkedilir.
bir keresinde asansörde osurmuştum. gayet sesli bir osuruktu. o an herkes açılan kapıdan inince tek başıma asansörde kaldım. o gün ta dibe inmek istemiştim. en dibe. öyle boktan bir şeydir işte.
heralde samimi arkadaşınızın abisinin bürosundaki tuvaleti tıkamak ve yarım saat boyunca tekrar açmak için ufacık yerde terleye terleye olmadık rezilliklere girişmektir. kısa bir süre sonra (heralde durumu anlamış olacak ki) arkadaşınız kapıyı çalıp abi bir sorun yok değilmi diye sorması işin can alıcı noktalarındandır. asıl rezilliğin gerçekleştiği bölüm güç bela tuvaleti açtıktan sonra kan ter içinde hiçbir şey olmamış gibi çıkıp tekrar ortama girmektir. o an insan yerin dibine girmak ister gerçektende. bu arada metinde bahsedilen kişinin benle bir alakası yok ben büro sahibinin kardeşiyim.
ofiste çikolata eşliğinde türk kahvesi keyfi yapıyoruz arada. geçenlerde yine götürdük çikolataları ki bir hayli fazla kaçırdım. o arada müşteri doldu ofis bi anda kalabalıklaştık, kaç kişiyi ağırladığımı hatırlamıyorum bile. sonra telefon geldi acil belediyeye çağırdılar gittim apar topar. belediyede işlerimi hallettim sonra arkadaşımın yanına uğrayayım dedim. arkadaşım faruk önce pis pis güldü sonra da "kızım şu ağzının kenarını bi sil çikolata her yerin" dedi.
kıpkırmızı olmuş bi halde lavaboya koştum ve aynadaki küçük kız çocuğu halime dayanamayıp gülmeye başladım. ama oldukça utanç vericiydi.
bunlardan biri dün başıma geldi. okuduğum bölümün kantinine girerken alt dönemlerden pek tanımadığım güzel bir kız el sallayıp selam verdi. ben de ona gülümseyip merhaba dedim ve ben de el salladım. 1.5 saniye sonra anladım ki kız arkamdakiyle konuşuyormuş.
askerde acemi birliğinde bizi götüren otobüsün bozulması ve bize ittirmeleri. (evet otobüs ittik) turist kızların bize gülmesi. olsun en azından turistlerdi. bir daha nereden görecekler *
Standart olarak: hoşlanılan çocuğun önünden geçerken lan şu iğrenç yürüyüşümü düzelteyim diye kasarken önündeki taşı görmeyip düşmek.
bir de üniversiteye ilk gittiğimde üst dönemlerden bir çocuğu hoca zannedip hocam la başlayan bir şeyler söylemiştim tüm sınıfın içinde.
Ailecek, akrabalarla fotoğraf albümüne bakarken bebeklik fotoğraflarimın arasindaki çıplak fotografın aniden albümun arasından yere düşmesi suretiyle herkesin kahkahaya boğulması ve benim yerin dibine girmem.