metrobüsten indiğim sırada direk sigaraya sarıldım.iki dudağımın arasına kıstırdığım sigarayı yakmak için çakmağa yöneldim ki öyle bi çakmak yok.yaklaşık bi dakika çakmağımı aradıktan sonra çareyi başkasından ateş istemekte buldum.
karşıdan gelen ilk sigara içen arkadaşımıza çakmak soracaktımki iki parmağımın arasında sigarayı gözünün içine soka soka ağzımdan şu kelimeler döküldü;
dostum sigaran var mı ?
-yok.
hasiktir ne dedim ben ? elimde sigara adamdan sigara istedim.
ne düşündü ardımdan acımasızca ?
yaptığım şeylerin bir şekilde annemin kulağına gelmesi ve 'ne yapmışsınız öyle geçen gün, tamam gençsiniz anlıyorum ama biraz daha dikkat et, yakalanma' dediği an olabilir.
yer yarılsa da içine girsem denilen anların en kötüsü ağır pot kırmaktır.
örneğin mezhebini veya milletini bilmediğiniz bir ortamda bu insanların aleyhinde atıp tutarsanız, karşınızdaki insan sen ne diyorsun bizim dinimizde yada ırkımız da böyle bir şey yoktur, dediği anda insan yerin dibine girmek ister.
bir düğüne veya davete gidiyorsunuz.
üzerinizde en sevdiğiniz saks mavisi, sırtı açık, dekolteli kıyafet, altında siyah uzun topuklu bir ayakkabı, güzel bir saç ve makyaj...
süperlüks salona giriyorsunuz ki tüm gözler sizde!
tam bu sırada fark etmeden direğe çarpıyorsunuz...
işte tam da o andır.
demin başıma gelen bir an bu an. sipariş vermiştim. zil çaldı, arkadaşım kapııı diye bağırdı. o sırada mutfaktaydım ve cüzdanı almak üzere kapının önünde geçerken "beklesin biraz orospu çocuğu" dedim. tam otomatiğe basacakken adam kapıya vurdu. hassiktir diyerek kapıyı açtım. adam da "çok ayıp" diyerek siparişimi verdi. böyle işte.
dün 8 arkadaşımla beraber maç izliyoruz dışarıda, herkes galatasaraylı 7-8 kişi dışında fenerbahçeli yok. Ben de biraz agresif izliyorum, maçı oturarak izleyemem mesela. Neyse galatasaraydan bir oyuncu bizim adamın şortunu asılarak müdahalede bulunuyor, hakem kart diye bağırıyorlar derken ben de nasılsa kimse duymaz diye bağıra bağıra "o şortu ne çekiyosun be adam içindeki mi lazım, içinde ne arıyorsun şortun da çekiyorsun aç da gör" diye böğürür tarzda bağırdım. Derken tüm ses kesildi tüm salon "oha kız ne diyor" dercesine bana bakmaya başladı. Maç biter bitmez kalabalığa karışıp kaçtım.
Ailenin en hayta, en tembel, en umutsuz bireylerinden biri olarak hiç beklenmedik bir şekilde boğaziçi üniversitesi'ni kazanınca tüm aile bir sevinç içerisinde (başımızdan gitti), göğüsleri kabarık (oh savdık bunu da) sallan yuvarlan dansı yapmaktadır...
O bahaneyle dizi dizi moruk teyzeler, pasta börek yemeye gelmektedir. Aşurenin içi kıyılmıştır artık, her gelenin tebrikler evladım lafına baş sallayıp el öpmekten. Her gelen iki saniye yanımda otur demekte, asure kendini joker jigolo gibi hissetmektedir. Bir fırsatını bulup kaçar genelde ama bir tanesi çok inatçı çıkar; asure kaçmak için ayağa kalktıkça kadın kıçına yapışır "evladım su getirir misin" der, "evladım kolonya getirir misin", "evladım peçete getirir misin". Annesi her an asureyi kurtarmak için "ben getireyim" diye atlasa da kadın yüzsüzdür, hayır ille oglumun elinden, parmaklarından der.
En son "asure bana kahve yapar mısın" der kadın; asure alı al moru mor salondan çıkar, yavaşça kapıyı kapatır ve tüm öfkesini sessiz çığlığına, eline ve parmaklarına toplayarak, kapalı kapıya doğru naaah al sana kahveee al peçete de bir tarafına girsin, bu nah da sana girsin diye emme basma tulumba gibi son kuvvet kapıya doğru sallamaktadır. Ne yazık ki anneannenin bu sıcakta bu oğlan bu kapıyı niye kapadı diye fırlayıp kapıyı açacağını kestiremez.
Sonuçta kapı öyle bir ani ve hızlı açıldı ki, en az otuz saniye anneannemin suratına, burnundan iki santim ötede naaaaah naaah diye bildiğiniz o ayıp işareti yapıp durdum. Tabi anneannemle birlikte tüm salondakilere de. Anneannemin, annemin ve ne olduğunu anlayan teyzelerin bana parazitmişim gibi acıyarak bakışlarını hiç unutmayacağım. Anneannem iki ay küsmüştü benimle.
Tek tesellim, ara sıra şortumun malum yerini tutup albunu da al diye geçişler yapıyordum, kapıyı o ara açmamış olmasıdır.
bugün hatun kişi ile sevişme sonrası aşağıda hatun kişiyi beklerken, bir kadın görmem ve o kadının harika yüzü ve bedeni karşısında görsel olarak off be ne kadın lan derken hatun kişisinin bu eylemimi görmesi ve yuh hayvan o benim annem demesidir. çok mahcup oldum. hayatta ender mahcup olma durumlarından biridir.
arkadaşın evine girerken kim var diye sorup, "bizimkiler" cevabını aldıktan sonra, salona "napıyonuz lan götverenler" diye girdiğim ve akabinde çekirdek çitleyen masum ebeveynler ve küçük kız kardeşle gözgöze geldiğim an. yıllar sonra anca yerin dibinden çıkıp bu satırları yazıyorum.
Yıllar evvel incide okuduğum bir hikaye aklıma geldi sözlük.
Evde solo takılırken ev arkadaşının sevgilisi ve sevgilisinin annesinin odaya girmesi ve yaklaşık 10 saniye boyunca boşalmanızı ve gözünüzün seğirmesini izlemesi. Çok fena lan, adam saatlerce duvara bakmış.
izmirden konyaya bir otobüs yakınım geldi ve konyayı gezdirecem kendilerine. karlı bir havaydı. konya beyşehir eşrefoğlu rumi camisine gittik, imama haber yolladık ; kapalı bir yer lazımdı bu kadar insana, sağolsun ordaki tarihi imarethaneyi açtırdı, allah razı olsun babayiğitlik yaptı bizim için, doluştuk içine yemekler hazırlandı pişirildi falan. masalar kuruldu. iki üç adam geldi misafir oldu yemeğimize. tabii ben servis yapıyorum bayanlara ayrı erkeklere ayrı. ta sonra ben de oturdum masaya, karşımda tanımadığım bi adam. sağ ve sol taraflarında can ciğerim iki abim. biri atıldı söze sofrada " imam efendiden allah razı olsun , burayı da kış günü açtırdı, zahmete girdi bizim için " diye. öbür yanındaki ve diğer tüm erkek cemaat mırıldanarak hak verdiler. " evet evet.." ben atıldım hemen. " bırak abi yeeaaaa. herifler akşama kadar yatıyolar, yattığı yerden para alıyolar, açacaklar tabii ki , eli mecbur!!!" dedim. karşımdaki adamın gözleri fal taşı gibi açıldı. anlam veremedim . iki tarafındaki abilerin ki ne taşı gibi açıldı onu hiç anlatamam. karşımda oturan (imam efendinin ) sağındaki cihan abi kaş gözleriyle adamı işaret ederek " imam efendiden diyorduk, allah razı olsun diyorduk e...cim. değil mi değil mi ? " demin içtiğim çaydan olsa gerek kafam bi milyon, anlayamadım. " abi bıraksana be, yatmıyolar mı yani ?!?!?!" . vedat abim kan ter içinde sözümü kesercesine devreye girdi, "eş... kardeşim, imam efendi de sağolsun bizimle yemek yemeye gelip masamızı şereflendirmişler, kendisinden allah razı olsun değil mi ?" !!!!!!!!!!!!!!!!!! hayatımda 180 derece nasıl dönülür orda idrak ettim. " oooooooooooo!!! hocam hoş geldiniz, yemekleri beğendiniz mi ???"
şimdi açık yüreklilikle söylüyorum ki, imam efendiden allah razı olsun * demin şakasına söylediğim herşeyi sineye çekip, tarihçi olduğum için bana bir de eşref oğlu rumi camisiini gezdirip , hakkında bilgi verdi.