yeni başlayanlar için eşit ağırlık

entry6 galeri0
    1.
  1. lise hayatının herhangi bir döneminde eşit ağırlık seçmiş veya seçmeyi düşünen genç neferlerimiz için oluşturulmuş kılavuz. hoş artık eğitimcilerin çoğu "alan değil ders seçiliyor" diyor olsa da, açıkça söylüyorum ki aynı bokun laciverti. çünkü genel istek doğrultusunda hareket ediliyor. sen "ben dört saat dil ve anlatım görmek istiyorum" diyebilirsin, ama çoğunluk tarih seçerse, sen de mecburen tarih görürsün. neyse, bunlara ileriki kısımlarda değineceğim.

    öncelikle kendinize "neden eşit ağırlık?" diye sorun bir. eğer üniversitede hukuk, psikoloji, iletişim vs. okumayı düşünüyorsanız ve eşit ağırlığı seçme sebebiniz gelecekteki mesleğiniz ise, durmayın, tm tam da size göre. çünkü bu bölümlere girebilmeniz için 9. sınıf fenini bilmeniz yeterli. son sene oturup fene çalışırsanız çok iyi olur çok da güzel iyi olur. ama sakın "ben matematiği yapamıyorum, okulda da sözel sınıfı açılmadı, ondan eşit ağırlık seçtim" demeyin; bu genel bir yanılgıdır: "matematiği yapamıyorsan eşit ağırlığa geç" ne alakası var lan? bir tm öğrencisinin bir sayısalcıdan daha iyi matematik çözmesi gerekir. çünkü sayısalcıların feni daha iyidir ve tm'cinin ygs'deki bu farkı matematikle kapatması lazım gelir. hem onlar lise hayatları boyunca fizik, kimya ve biyoloji çalışırken sizin matematiğe ayıracak çok vaktiniz olacak, "ne de olsa fen görmüyoruz" deyip derslerinizi asmayın, bunun yerine matematiğe yüklenin. üzülerek söylüyorum ki, eğer kaliteli bir anadolu lisesinde okuyorsanız matematiği sevmekten başka çareniz yok. çünkü bu tür okullarda sözel sınıfı açılmaz. hatta bir kısım lisede eşit ağırlık sınıfı bile yoktur ki ben sırf bu yüzden okulumu değiştirdim.

    sözel derslerinizin mükemmel olması gerek, mümkünse ygs ve lys'de türkçeyi fullemeyi hedefleyin. sayısalcıların çoğu sözelde, özellikle türkçede çuvallar, iyi bir yer istiyorsanız sizin bu derslerde başarılı olmanız gerek. "yaa ben sözel sevmiyorum, en son okuduğum kitap cin ali ehehe" diyorsanız yatacak yeriniz yok. teşhisi koyuyorum: siz iflah olmaz bir tembelsiniz. biraz önce de söyledim, fen derdiniz olmayacak zaten. oturun bol bol paragraf ve sözcükte anlam sorusu, tarih testi çözün. özellikle paragraf sorularının üzerinde durun, sınavlarda öğrencileri en çok zorlayan türkçe konusudur. bu konuyu bir öğretmen klişesiyle, fakat tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki sonuna kadar haklı bir klişedir, bitireceğim: "bunun için de bol bol kitap okuyun."

    lise yaşamınız boyunca ingilizceden kopmayın. kendinizi geliştirin, ingilizce kitaplar okuyun, alt yazılı filmler seyredin, ingilizce derslerini ihmal etmeyin. zaten başarılı bir okulda öğrenim görüyorsanız ingilizcenizin iyi olması gibi bir şey söz konusu. emin olun bu dilin size çok faydası dokunacak, ileride boğaziçi'ni kazanacak olursanız hazırlık döneminde rahat edersiniz, hatta dilerseniz hazırlık okumazsınız bile. tabi ben okuma taraftarıyım, dört yıllık lise koşuşturmasından sonra bir yılı kendinize ayırmanız mis gibi olur.

    psikoloji diye bir dersinizin olacağını biliyor muydunuz? artık biliyorsunuz. emin olun oldukça eğlenceli bir derstir. hocanız kafa bir insansa sizden iyisi yok demektir. psikolojinin konusu insandır ve insanı tartışmak demek, her şeyi tartışmak demektir. yaz bunu güzel laf... "doğru söylüyo lan bu freud" demeniz dileğiyle...

    birkaç arkadaşın "biz fen görmeyeceksek ne göreceğiz?" dediğini duyuyorum, aranızda konuşmayın anlatıyoruz işte. en başta da dediğim gibi genel istek doğrultusunda hareket edilecek ve sayısalların haftada ikişer saat gördüğü bazı dersleri siz dörder saat işleyeceksiniz. bu coğrafya olur, tarih olur, dil anlatım ya da edebiyat olur, çoğunluğun tercihine bağlı. bana kalırsa tarih ve coğrafyanın dört saat görülmesi daha mantıklıdır, dil ve anlatım tabir-i caizse kek bi' derstir, iki saatte rahatlıkla halledilebilir.

    ve geldik en son kısma, sizinle alay eden insanlar ne olacak? evet evet, eşit ağırlık olduğunuz için sizi ezmeye çalışan, beynin sözel ve sayısal loblarının olduğunu bilmeyen andaval sayısalcılar olacak. "sizin işiniz kolay" diye dolanacaklar çevrenizde. bu moda özellikle sınavlar sonrasında bürünecekler. "tabi siz fen görmüyosunuz"la başlayan cümlelerle kafanızı ütüleyecekler. onlara gönül rahatlığıyla "bana ne yarraam ben mi dedim sayısal seç diye" şeklinde bağırabilirsiniz. bu şekilde sizi aşağılamaya çalışanlar genel olarak notları kötü olan ve hayalindeki mühendisliğe giremeyecek olan kişilerdir. aldırış etmeyin, yol verin gitsinler. ve sakın kendinizi küçük görmeyin diğerlerinden, unutmayın ki sizin de işiniz zor. sayısalcılar size nazaran daha rahat yerleşecekler güzel bir bölüme. sizinle dalga geçenlere boğaziçi psikolojinin ilk 1800'e girenleri aldığını hatırlatın.

    keyfinize bakın, kendinize vakit ayırmayı ihmal etmeyin. en azından bir enstrüman çalın veya bir sporla ilgilenin. kızların gitar çalan erkekleri karizmatik bulduğu doğrudur, ama illaki onlarla çıkacaklar diye bir şey yok. zaten sırf kız düşürmek için yapıyorsanız, bırakın yapmayın o şeyi. kendiniz olun hayatın her yerinde.

    sosyal mesajımızı da verdiğimize göre artık mikrofonu sizlere bırakabiliriz.

    neşeli günler.

    not: el emeği göz nuru.

    written by mogosog for uludağ sözlük
    6 ...
  2. 2.
  3. birazcık matematiğiniz varsa ve kafanız biraz çalışıyorsa sadece geometri kasarak yapabileceğiniz bölümdür.

    not: tmciyim.
    4 ...
  4. 3.
  5. ağırlıkları eşit tutmanız gerekmektedir.
    1 ...
  6. 4.
  7. sayısalcıydım son 1 hafta edebiyat çalıştım ve tm de ilk yüzdeyim.eğer gerçekten başarılı olma gibi bir amacınız varsa o matematiği yapmaniz gerekir ki bunun için de sayısalcı olmalısınız.bunu içten bir öneri olarak düşünün.
    3 ...
  8. 5.
  9. En az sayisalcilar kadar matematik yapması gerekenlerin bulunduğu bölüm. Mat ve edebiyat kilit derslerdir ikisini ivedilikle halletmelisiniz.
    3 ...
  10. 6.
  11. çalışın lan, geçmeyin sayısala falan. Ondan sonra sap makinacılar aynı anda 3 tane batak grubu çıkartırken siz hatunun, çıtırın dibine vuracaksınız.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük