bitirme hemen derim, bitirmiş biri olarak. hakkaten özleniyormuş. en sövdüğün zamanlar, en parasız sefil anlar, en şiddetli kavgalar, kötü geçen sınavlar, lanet yağdırdığın o şehir, paragöz ev sahibesi teyze, gelen komşu şikayetleri, sabahlara kadar amaçsızca kağıt olnayıp okul saatinde uyumak, buz gibi havada ufoyla ısınmaya çalışmak, arkadaşlar, dostlar, sevgililer, evden çok gittiğin bir çayla akşam ettiğin artık bıktım dediğin kafe, dostlarla içmek... her şey işte. özledim ya! gibi sonuçlar doğuran bir hayat bölümüdür. belki de en güzel bölümdür.
sakın ilk sene sevgili yapmayın diyenlere aldırmayın. yapın amına koyim sevgilinizi de ortamınızı da. hem ikisi bir arada olunca tadından yenmiyor.
kurduğun ortam ilelebet sürecekmiş gibi davranma. elbet bir gün gruplaşma olur ikiye ayrılır. sen de sende kalan tarafına siktir çekince yalnız kalırsın. mümkün olduğunca çok kişiyle muhabbet kur ki her yerde elin olsun. bu bağlamda hazırlık okumak iyi bir şey.
çoğu kişinin kredi kartını ilk aldığı yerdir üniversite. bahçesinde mobil olarak kart dağıtıcıları gezer, sen de büyüdük ammına koyyim nasıl olsa diyip alırsın. onu dikkatli kullan koç, valla doğduğuna pişman eder.
kantine giderken oturduğun gruba siz ne istiyorsunuz diye sorma. her biri bir şey istiyor, göçersin maddi olarak. ***
kızlara para yedirme. valla yedirirsen mıhlarım. hoşlansan da, sevgili potansiyeli olsa da bırak bakalım kendi hesabını kendi ödesin bir hele.
dersi derste dinleyin. ne kadar temiz not da bulsanız hocanın anlattığı gibi olmuyor. bir de fotokopiye sürekli para ödersiniz.
dersteyken o pahalı telefonlarınızı masanın üstüne koymayın. hem hava atıyormuş hissiyatı verir hem çaldığında dikkat çeker. telefonu seslide bırakmayı * bir bokmuş zannetmeyin. herkes içinden küfrediyor.
asıl gelelim önemli kısıma. dikkat ettiysen 3laftan ikisi para. üniversite böyle bir şey işte. bir çıkar yuvasının içindesin kurban, bunun için de paran olmak zorunda ilk etapta.
arkadaşların çıkarcılıklarla kurulduğunu anlaman çok uzun sürmez bunu unutma.
ayrıca sakın rahatladın sanma. lise yanında hiç kalacak. çalışmazsan geçemezsin yalan o unut onu.
herşey başka olacak ama çok şey bekleme sana tek vereceği yeni bir hayat. içi dolu mu boş mu olacak bunu sen tayın edeceksin. çok canın yanacak çok da can yakacaksın. kimin dost kimin düşman olduğu anlamayacaksın. üniversite mi lost dizisi mi kararsız kalacaksın. eve çıkacaksın büyük ihtimal ama yalnız çık derim ben zor olacak tabi ki. evden gönderilen paranın ne kadar olacağı hiç önemli değil asla yetmeyecek. herşey senin elinde yaşa doya doya bundan sonra kısmende olsa bir hayat yok unutma bu senin son şansın.
yeni olduğunuz her halinizden anlaşılır. yıllanmış abileriniz hiç birşeyi iplemezken siz kampus içerisinde gördüğünüz her objeye ister istemez dikkat kesilirirsiniz. ilk bir ay bu avarel bakışlarla geçer.
bahçeye girdiğiniz ilk anda sanki herkes sizin yeni geldiniğizi anlamıştır. "iştee yeni bir çaylak daha" dedirten o "küçük emrah yürüyüş ve bakışınızla" istemeseniz bile bütünn ilgiyi üzerinize toplamışsınızdır demektir. kendinize ortam bulma ve belli başlı gruplara kendinizi sevdirme çabanızda akıllarda oldukça yer edinecektir...
iki senelik bi kıdemliden şimdilik bu kdr.
(bkz: good bye for now)
herkesi kendin gibi sanma bu bir.. her çeşit insanla tanışacaksın .
sınıfında , lisedeki gibi ortak karar verip uygulama denen bişi yok hele ki çan eğrisi ise herkes herkesi düdüklemeye çalışıyor
gittiğin şehri çözmeye çalış nerde ne varmış , yaşıtların hangi cafede bar da takılıor onları öğren .
eğer istanbul ise akbil bursa ise bukart izmir ise kentkart gibi toplu ulaşımda sana artı olanak sağlayacak imkanları edin..
ders çalışmadan geçiliyor diye bişi yok yalan
ha bide aşık olmamaya çalış bom bok olabilir
şimdilik bu kadar...