eve girerken ayakkabı çıkarma alışkanlığı olan tek yarışmacıdır.
ve de psikopattır. tamamen ispatlanmış durumda. bir "norman bates" havası ve fiziksel benzerliği var bu adamda.
sevda hanımın yemeği esnasında sofradaki bardaklarda su olmaması nedeniyle, iki eline iki bardak alıp taaaa mutfakta servislerle meşgul olan sevda hanımın yanına kadar gidip, bardakları yukarı tutmak suretiyle bu ne hiddet bu ne celal moduna girerek şöyle haykırmıştır;
Kuvvetli inançları olan yemekteyizde bu hafta yarışan yarışmacı. Her cümlesi inanıyorumla bitiyor arkadaş,yüksek ihtimalle programın formatında olan birşey bu.Bir de dikkat ettim biraz Teoman'ı andırıyor.
(bkz: Teoman'a yapılan en büyük hakaret.)
(bkz: evet ben yaptım.)
tokalaşırken, selam verirken, misafirler içeri girerken daima "hazır ol" pozisyonunda bekleyen, sürekli "emredersiniz komutanım, başüstüne komutanım" der gibi bir tavrı olan ciddiyetiyle yaran yarışmacı.
yemekteyiz naimden daha yumuşak, daha sevecen ve yine bir o kadar gay belirtileri gösteren, aynı zamanda tereyağı yemeyerek bütün bu özellikleri kendinde barındıran nadir bir insan.
haneke'nin funny games filmindeki rahatsız edici katilleri hatırlatıyor bana. gayet soğukkanlı, nazik ve psikopat gibi davranıyor. masadaki herkesi teker teker öldüreceğini düşünüyorum ciddi ciddi.
dün mükerrem hanımın yemeğindeki birşeyle ilgili söylediklerinde "benim için büyük bir sürpriz oldu" diyerek yarmıştır. neydi hatırlamıyorum ama sanırım tavşan içi yemeğinin tavuklu olmasıydı salih'i şaşırtan. iki kez söyledi; öyle bir tonda söyledi ki gören tavşan deyip at eti getirmiş zannedecek. ulan nesi sürpriz, neyine şaşırdın, başka söyleyecek şey mi yok?
tereyağı konusunda hassas kişilik. hassas da bir ruhu var sanıyorum ki. zira, tereyağı yiyemediğini belirtmesine rağmen ısrarla tereyağlı yemek yapan yarışmacı arkadaşlarına epey kırılmıştır. şahsen, tereyağı yemiyor diye bu denli dışlanmasını da çok saçma buluyorum. bu bir yemek yarışmasıysa, yarışmacılar da her akşam normal "misafirlermiş" gibi ağırlanacaklarsa, pek ala bu adamın da tereyağı fobisini göz önünde bulundurmaları şart. zira aynı şekilde zorlu bir misafiri ağırlayacak olsak, gıcıklık yapmak ister gibi ille de tereyağı kullanmayız, ya da kendisine biraz tereyağsız yemek ayırırız. sonuçta misafir.*
yenidoğan bebekler gibi cümlesini tamamlayamadan bir gün uykuya dalacağını düşündüğüm, küçüklüğünde tereyağ satan bir şarküteri sahibi ile arasında enteresan sayılabilecek bir olayın geçtiğini düşündüğüm er kişi. *