parmaklarını da yalıyorsa arada şapada şupada söylenecek söz yoktur.
gözlerim konuşur o an çünkü.
elimdeki çatalı gırtlağına saplama hayalim var. itiraflı oldu biraz evet.
geçenlerde bir dergide rast geldiğim başlık.
"sevgilim mükemmel ama yemek yerken ağzını şapırdatıyor"
dergi yazarının yorumu:
"çaktırmadan onu iğneleyin.erkek kardeşinizin yaptığını üstü kapalı anlatıp hoşlanmadığınızı dile getirin."
evet.
eğer ki kafaya takılmazsa pek de bir sakıncası yoktur. ama sinirler bozuksa ve üstüne sofrada ağız şıpırtadan biri varsa sinir iki kat olur ve sofra terk edilir.
iç ses:-aaaaaa birinin buna toplum kurallarını öğretmesi gerekiyor ama bu kadar da olmaz hani,ıyyyy...
kalp kırmak istemeyen insanın, iç sesini çileden çıkartan durum...
ayrıca bu kişi ağzında yemek varken konuşan insandır. iğrençtir. kibarca uyarılır hala devam ediyorsa hafifçe rencide edilir (ama fazla abartırsanız inadına devam eder). eğer karşınızdaki kişi insansa sapırdatmayı keser, değilse yemek masasından kalkıp onun yemeğini bitirmesini beklersiniz.
Şu evlilik programındaki Bahar mı ne zaplarken gördüm kamera kadının ağzının içine girmiş şapır şupur sesleri geliyordu valla. Hoş değil yavaş ye arkadaşım.
iğrenç insandır.
kuzenimdir.
onyüzbinmilyon kere söylememe rağmen hala bu iğrenç huyundan vazgeçmemiştir.
artık onunla aynı masada oturmamaya dikkat ediyorum.
alışkanlıklar çok zor terk ediliyor galiba.
genelde babaannelerdir. aynı sofrada yeme çabalarınıza rağmen başarısız olursunuz. kalkıp gitmek durumunda kalırsınız. sonra bir de alınganlık yaparlar, "ağzımı şapırdatıyorum diye mi aynı masada yemiyorsun?" diye. cevap veremezsin sözlük, cevap veremezsin.
bi' sabah var hatrımda.kahvaltı masasındayız. yaşım on üç. babaannemle yapıyoruz kahvaltıyı. dişleri yok, malum şapırtılar çıkıyor. garip geliyor. iştahım kaçmıyor değil; lakin devam ediorum yemeye. keşke diyorum şöyle yemese.
şimdi on üç yaşında değilim. ve ne zaman babam ağzını şapırdatsa babaannem geliyor aklıma. keşke diyorum burada olsa. ve tabii babama bakıp gülümsüyorum hep, "ne çok seviyorum seni" diye geçiriyorum içimden. annemi de seviyorum; ama o ağzını şapırdatmadığından onu konu etmeyecektim yazıma; lakin çocukluk tramvalarım var. teyzeler vardı "anneni mi daha çok seviyosun babanı mı?" derlerdi. ondan oldu bu. annemi de yazdım. oh. rahatım.