Yedi Numara, 2000 yılında TRT'de yayımlanmaya başlayan dizi. Fora Film tarafından yapılmıştır. Üniversite eğitimi almak için çeşitli yörelerden gelmiş 4 kız 2 erkek öğrenci ve bunlara kol kanat geren çocukları olmamış sevimli bir karı kocanın hikâyesi.
Birbirlerine çılgınlar gibi aşık, ama çocukları olmayan bakkal Vahit ve Zeliha, yıllar önce köyden istanbul'a kaçmışlardır. Bakkal Vahit, babasını ikna ederek kelepir bir ahşap evi satın almıştır. Vahit ve Zeliha, bu evi yıllarca öğrenci gençlere kiralayarak hem geçimlerine katkı sağlarlar, hem de öğrencilere bir ana gibi sahip çıkan Zeliha'nın çocuk özlemini dindirmeye çalışırlar.
Günlerden bir gün, 7 numaralı ahşap evin üst katını Çevre Mühendisliği okuyan dört genç kız öğrenci tutar. Birbirlerini yurtta tanımışlar ve hemen kaynaşmışlardır. Dördü de Türkiye'nin dört büyük şehrinden, üniversite kazanarak istanbul'a gelmişlerdir. Derken, Bakkal Vahit'in memleketteki ağabeylerinden ikisinin oğullarının da istanbul'da üniversite kazanacağı tutar. Başka ağabeyinin oğlu da, aktör olma hayalleri peşinde amca oğullarının arasına karışır. Katıksız taşralı olan ve daha önce istanbul'a dair hiçbir fikirleri olmayan bu üç delikanlı da, 7 numara'nın alt katına yerleşirler.
Dört şehirli genç kız ile üç köylü oğlan aynı çatıyı nasıl paylaşacaklardır? Birbirlerine hiç benzemeyen hayat tarzları nasıl uzlaşacaktır? Aralarındaki kaçınılmaz çatışmaya çözümler ararken, nasıl bir demokrasi sınavı vereceklerdir? Olaylar, duygusal bir komedi diliyle anlatılır.
adını duyduğum, gördüğüm her an yüzümde anlamsız bir tebessüm oluşturan şahane dizi. sıcak bir kahve gibi, pakette kalan son çubuk kraker gibi, bayram sevinci gibi bir diziydi.
her izlendiğinde kadrosuna hayran kalınan, oyuncuların hepsi tiyatro kökenli olduğu için muhtemelen çoğu sahnenin doğaçlama çıktığı, tekrarlarından bıkılmayan dizi. kahkahalarla izliyoruz.
türk televizyon tarihindeki en kaliteli dizilerden biri. insan koca ülkenin hafta boyunca bihter'in ölümünü konuştuğunu görünce yedi numara gibi dizileri daha da özlüyor.
Kızlar Haydar'ın köyüne gitmiş, köy kahvesindeki amcalara Tabu oynamayı öğretmektedir.
- çok kolay, tabu kelimeleri kullanmayacaksınız
+ buyur?
- mesela kelimemiz lazanya. italya, spagetti ve mozerella kelimelerini kullanmayacaksınız
+ biz o dediklerinin hiç birini kullanmıyoz zaten bacım...
ben ortaokuldayken yayınlanan diziydi. ben üniversiteden mezun oldum hala izliyorum hatta fanatiğiyim bu dizinin.güzel insanların saf ve mutlu hayatları vardı. şimdi yayınlanan dizileri görüyorum da neyse ağzımı bozmayayım...
s: babamgil veysel dayı'yla anlaştı. bizi istanbul'a o götürecek.
r: anaa. veysel dayı'nın minübüsü işliyo mu hala?
s: biraz toplattı. saatte 50 km yapabiliyo.
r: peki veysel dayı işliyo mu hala?
s: gözlüklerini yaptırdı. bir iki metre görebiliyo.
r: peki bu durumda istanbul'a kaç saatte varırız acep haydar?
h: molaları bir de veysel dayı'nın görüş mesafesini hesaba katarsak 32 saat 42 dakika 11 saniyede varırız.
bugüne dek izlediğimiz sitcomlar içerisinde en iz bırakıcı olanlardan biridir. oyuncular fazlasıyla sempatik rollere bürünmüşler. türkiye'nin dörtbir yanından kopup gelen, cefakâr üniversiteli öğrenci hayatını en iyi şekilde işleyen diziydi. oyuncuların devlet tiyatrosu menşeili olması artı yön. şebnem sönmez, engin alkan ve özellikle diziye bir müddet sonra dahil olan olgun şimşek gibi ustalaşmış oyuncular ile seyre değer oldu hep.
duygu fonunda takdire şayan. zeliha karakterinin çocuk özlemini, evine kiracı olarak aldığı bu gençlerle dindirmesi, keza bu öğrencilerin (diğer kampüs hayatı konseptli dizelere ders verircesine) ay başını getirmek için izledikleri kemer sıkma süreçleri bu duygusallığa örnek teşkil ediyor.
ayten- recep sürtüşmesi, vahit ve yeğenleri arasındaki atışmalar bir zamanlar çok yardırdı. ''keşke tekrar yayınlansa'' dediğim.