“ben abdullah öcalan’ın yanına kadar gittim, orada onu öldürmek için tam 3 ay bekledim. 3 ay hainlerle yaşadım, yılan yedim böcek yedim. artık sabrım kalmadı ve jitem’den bana bu emri veren albayla irtibata geçtim “neyi bekliyorum efendim, bu emir ne zaman gelecek?” dedim. albay bana “emir büyük yerden, öldürmeden geri geleceksin.” dedi.
duyduğum laflar karşısında fenalık geçirdim. ben para için değil binlerce askeri öldüren soysuzların hesabını kesmek için bu görevi üstlendiğimi bildirdim jitem’ci albay’a. bana ömrün hapiste çürür dedi,
sonra ona dedim ki “birazdan apoyu öldüreceğim, sonra seni ve sana o emri veren makamdakileri.” bunlar devletin bütün birimlerine sızmış. apoyu öldüremedim, o gece dağ kadrosunda bir tane hain olduğunu öğrendim telsiz’den.
herkesi sorgulamaya başladılar, yakalanmam an meselesiydi. apo’yu alıp götütürdüler kamptan. gece olunca zar zor ayrıldım kamptan. ve giderken şunu yazdım “yeşil bir kere geldi, bir daha geldiğinde hiçbiriniz yaşamayacaksınız!” türkiye’ye gelemedim, hain ettiler beni. en çok zoruma bu gitti, milletimin beni hain bilmesi.''
90larda 50 yaş üstü olan bu adamın bugün 80 yaşını devirdigini düşünürsek, hala devlete hizmet etmesi akıl mantık işi değildir. Bir de hala bu adamın devlete çalıştığına inanan gerizekalı halkın , her duyduğuna düşünmeden, koşulsuz şartsız inanması ayrıca komikti.
dedesinin ruslarla yapılan savaşta vücuduna 8 kursun isabet etmesini milat sayarak, ruslar ve sistemlerinden nefret etmeye başlayan, elazığ'da ülkücü olarak duvara yazı yazan ilk insan benimdir diyen, etibank ve istanbulda iki iranlının öldürülmesiyle adından çok söz ettiren eğitimsiz gerilla. neredeyse tüm güvenlik güçlerine el vermiş sonrada işin erbabı olunca tüm haber alma teşkilatlarında olduğu gibi işi paraya dökmüş insan. mesela isanbul'da öldürülen iranlı muhbirin kardeşinden 150 bin mark para tırtıklamıştır. bu ilk anlamda size tuhaf gelebilir ama, günümüzde bile bu tarz işlerle uğraşan insanların baş vurduğu yöntemlerdir bunlar.
bir dönem ankarada bir gazino çıkşı polis tarafından tutuklanmış tem şube de sorgusu sırasında kemikleri kırılana kadar dövülmüş(aslında bunu kendi istemiştir. çünkü beni o sorgulamada terörist yerine koydular der çok zoruma gittiği için oradan sağ çıkmak istemedim, polisleri çok tahrik ettim ama başaramadım diye serzenişte bulunur) sonra polis müdürü tarafından mehmet eymürle ilişkilndirilmiş ama mehmet eymürün kıvrak zekası ile bu durum ortadan kalkmıştır.
sivil hayatta bilgi = paradır.
haberalma ve gizli servislerde de bilgi = paradır.
bunların biri illegal diğeri ise legal yoldan olur. aslında durum bundan ibaret.
yıllardır ana haber bultenlerinin, gazetelerin, dergilerin beynimize soktuğu kalıp. ne yeşil mahmut yıldırım'sız, ne mahmut yıldırım yeşilsiz düşünülemez.
Hakkında konuşanlar varsa yaşıyordur belki de yazanlardan bir tanesidir.
Adını unutturmuyor arada görüyoruz. Kendisini eksik olmasın.
Tanışmak istediğim soru sormak istediğim kimsedir.
