iyi başlayan, sonra şartlardan olsa gerek bir türlü sıkı bir dönüş yapamayan kaliteli sanatçıdır kendileri. anarşistliğiyle bir alıp veremediğim yoktur. çoğu insanın göze alamayacağı şeyleri zaten yapmıştır. iğne deliğinden çıkarılan 3-5 zırvalığı kanıt olarak sunup görüşlerini ve duruşunu yalanlamak da çoğu kişiye düşmez diye düşünüyorum. hataları olmuştur. mesela en son "yash-ar" isminde albüm yapacağı söylenmişti. çok garipsemiştim, nedense bu adama yakıştıramıyorum yabancılaşmayı. o isimle de alırım albümünü fakat eskisi gibi olmaz herhalde. şu sıralar albüm çalışmaları devam ediyor, umarım güzel bi şekilde döner.
değişti biraz, belki zaman değiştirdi, nasıl ve ne kadar değişti onu da kestiremiyorum. bu değişikliğini ya da sevenlerinden uzaklaşmasının da farkında olduğunu turkrock'da şu şekilde açıklamıştı. biraz eski ama kendisinin son açıklaması diye biliyorum.
"Selam herkese...Kusura bakmayın, pek sık yazamıyorum... Son yazıları okudum da şimdi. Hrant'tan faydalanmaya çalışıyor yazan arkadaş biraz ayıp ediyor doğrusu. Ne fayda göreceğiz bu konularda şarkı yazmaktan. içimizi dökmekten, derdimizi paylaşmaktan... Bu değerlendirmeler komik oluyor biraz. Benim kendimi gündeme getirmek gibi bir derdim olmadı ki hiç. Yaptıgım şeylere güvenir ve inanırım. Bir baktım geriye, 17 senedir bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Bir onyedi senem daha varsa yine öyle olacak. Bu üretme meselesi yanlış anlaşılıyor bence. Bizler kümes tavukları değiliz ki her güneş doğuşuna bir şeyler yumurtlayalım. Benim uğraştığım tek festival barısarock'tır. Yaz boyunca Arto Tuncboyacıyan'la birlikte çalacağımız parçaları hazırladık. Bir de Bodrum'da Kara Ada'da bir şeyler olacaktı. Aslında bir festivalden fazlası idi düşündüğüm. Daha kalıcı sürekli bir şey. Bir toplanma ve dağılma merkezi diyelim. Ancak olmadı o proje. Koşullar oluşmadı yeterince. Baktım aile şirketine döndü iş, ayrıldım. Bir ilgim kalmadı orayla. Ancak şu doğru sanırım, yavaş yavaş uzaklaşıyorum galiba. Sürekli kandırılmaktan ve dolandırılmaktan bıktım. iyi niyetim suistimale uğruyor her seferinde git gide içime kapanıyorum. Bu doğru. Ben de şikayetçiyim bundan. Bir çözümü olmalı ama ben de bilmiyorum. Sevgili barış akarsuyu cok özleyeceğim. O güzel ve içten gülümsemesi hala gözümün önünde onu kaybettiğimize cok üzgünüm. Ailesinin, sevenlerinin, hepimizin başısağolsun."
gitmek gelir içimden gitmek uzaklara...
çekip alır bir deli rüzgar tutar kara
kumda kayar ayaklarım yüreğim soluk soluğa
martılar can atar ben ekmek atarım onlara
gemiler bensiz geçer hayali uzak limanlar
avucumda tütün sarısı bir de yaşanmamış zamanlar
gitmek gelir içimden gitmek uzaklara...
çekip alır bir deli rüzgar tutar kara
kül öykü gazetesi nisan 2009 sayısındaki yaprak ekinde kendisiyle yapılan bir söyleşi bulunmaktadır. ayrıca bazı şarkılarının hikayelerini de (ucundan kıyısından) bu söyleşide anlatmıştır.
kimdir necidir bu adam hiç bilmiyordum taki eski sevgilimin beni onunla tanıstırmasına kadar "benim sadık yarim kara topraktır!" coverını dinletmişti. o günden beri dinler çok severim. müthiş bir sese ve olağanüstü bir yoruma sahip müzisyen. ki, akılları alıp götürür, ayrıca, günün ve yılın konumuna özgün olarak, haydi erkekler savaşa şarkısı ayrı bir kalp yakar. bütün bir dünyayı karşına alıp, kan sevici dinlere ve kan toprak sevici teröristlere ve kan petrol sevici uluslara karşı, yüzünde buruk bir tebessümle söylersin;
"sevgilime mektup yazdım,postane yerinde yok süt içmesi gerekli annemin,artık süte gerek yok"
Gayet çirkin ve bir o kadar da karizmatik bir görüntüsü olan aşmış sanatçı. Sözleri her daim birşeyler hissettirir. Şarkılarında genelde sinirlenir ve biz bunu seviyoruz!
"Deniz feneri lan hadi el salla!"* "Şşş sana söylüyorum istanbul, görüşürüz!" gibi.*
şöyle ki: m m m hiç istemediği ordu evine müzisyen olarak görevlendirilmek üzeredir.. komutan m m m'i küççük bir sınava tabi tutmak ister fakat m m m de kesinlikle ordu evinde sabaha kadar gitar çalıp şarkı söylemeyi istemez...
komutan - al şu gitarı.. çal bir şeyler bakalım.
m m m - komutanım ben türkçe şarkıları bilmem ki.. biz metalciydik, tarzımız öyle idi komutanım.. o yüzden.. kem küm...
komutan - sokturtma lan metaline topi toş..(bursalı olduğum için bana top derdi şerefsiz)..
m m m - <<<iç ses - şimdi gösteririm ben sana!>>> komutanım, bir iki şarkı var aslında ama.. çok eskiden çalardık.. biraz sakıncalı olabilir yalnız.. isterseniz çalmıyim.. (yüzümde salak bir tebessüm)
komutan - çal lan çal!
m m m - ... büyüdüm anneeeeee. al beni iiçiiineeee.... ....yat! diyorlaaar annneeeee. kalk! diyorllar..
beynimi s.kiyorlar anneeee.. oyunu verme anneee-- sghfsdghfkadf çata güm pat çotahk.!!
sonuç: m m m it gibi dayak yemiştir ama içi rahattır. yaşar kurt sayesinde istemediği işten de kurtulmuştur. *
para ile ilişkisi konusunda olumsuz şeyler duyduktan sonra, yıllar süren hayranlığıma karşı şüpheyle yaklaşmaya başladığım müzik adamı.
(bkz: değişik duygular içindeyim)
Ne zaman geldin ruhum?
Görmedim seni.
Uçaktan atlarken unuttum galiba.
Özledim...
Sarıl bana ruhum
ne olur sar beni.
Çığlıklar geçti üstümden
Bulutlar geçti.
Ve o gençlik günlerimizde
Sen ve biz.
Seni öldün sandım ruhum,
Biliyor musun?
Hadi baba gene yap
Gene yap baba gene yap
Hani bana yalan söylerdin ya baba
Özgür kırlangıçlardan söz ederdin ya
Çok paramız olacağından baba
işlerin iyi gideceğinden söz ederdin ya
Hani en büyük sen olurdun ya baba
Hani beni hep korurdun ya baba
Kabus görüp uyandığımda
Yanımda sen olurdun ya baba
iyi bir insan olmanın baba
Çok iyi olacağından söz ederdin ya
Hadi baba gene yap
Gene yap baba gene yap...
ax u eman isimli ciwan haco şarkısını, ciwan haco'dan kat kat daha güzel ve içli söyleyen sanatçıdır. anne isimli parçasıyla, vicdanı ret ve savaş karşıtlığı konularına değinip güzel etkiler yaratmıştır.