ödül töreninde yaptığı konuşma yıllar sonra tekrar dönüp okunmayı hak eden romancı - yazar- ve düşündüklerini her ortamda cesaretini gösteren düşünce adamı. ödül konuşmasının nasıl yapılacağını göstermesi açısından ayrı bir öneme sahiptir.
adana kadirli doğumlu olan ve türk edebiyatının son dönemlerdeki en başarılı isimlerindendir. özelliklede yazılarında çevresinde yaşanan olayları , konuşmaları hiç bozmadan , içtenlikle aktarmasıyla etkileyiciliğini korur.
bugün yapılan törende, edebiyat dalında cumhurbaşkanlığı kültür sanat büyük ödülü almış, ödülü alır almaz, cumhurbaşkanı önünde "önümü kapatamadığım için özür dilerim" ve "aslında katılmayacaktım kimsenin aklına bişey gelmesin diye geldim, ne gelecek onuda biliyorum" diyerek ne kadar alçak gönüllü ve büyük bir şahsiyet olduğunu bir kez daha göstermiş aşmış yazar.
" Tek renge, tek kokuya kalmış bir insanlık, tek dile kalmış bir dünya hapı yutmuştur. Eşek gibi bugünkü dünyamin arkasından gitsinler, rezil olacaklar. Çocukları, torunları, tarihlerler bunları rezil edecekler. Adam gibi durmasınlar öyle..."
kendisi kendi dilinde bikaç edebi eser vermek istediğini, ama dilini devlet politikaları nedeniyle bilmediğini ve bu nedenle kürtçe bir eser ortaya koyamadığını söyler her fırsatta.
kürt ya da türk olması ne kadar büyük bir " insan" olduğu gerçeğini değiştirmeyecek de olsa kürt olduğu gerçeği bazı insanlarca çarptırılıyor. kendisi kürttür - her ne kadar ırkı önemli olmasa da-.
her ne kadar hakkında "kürt" olduğu iddiaları varsa da; her yerde "türk" olduğunu gururla söyleyen, belirten; hümanist olduğu için bazı çevrelerce kelamları manipule edilen üstad.
türk dili ve edebiyatının önemli unsurlarından olan insan.
"Bugün çok kötü günler yaşıyor insanlık. Bundan sonra kesinlikle olacak bunlar. Bir Türk yazar da bunları söyledi diyecekler. Edebiyatım umurumda değil namusum umurumda"
üstad'ın kürt olarak lanse edilmesinin en önemli sebeplerinden bir tanesi de; "Türkiye Barışını Arıyor" başlıklı konferansa katılmasıdır. konferans içeriğini okuyanlar, üstadın kürtlere ve bölücülere gözlerinin içlerine baka baka verdiği, üstüne alkış aldığı ayarları rahatlıkla görebilirler.
bir takım insanlar o kadar ajite hale gelmiştir ki; türk dili ve edebiyatının önemli unsurlarından olan bir insanı; bir türk yazarı dahi savunur hale, "bizden" demek zorunluluğu hisseder hale geldik. bizi bu hale getiren aşşağılık propaganda unsurları utansın.
"ılımlı islam tabirini duyduğum zaman tüylerim diken diken oluyor. bu amerika’nın icadıdır. ılımlı islam yoktur. daha doğrusu ılımlı din yoktur. ya dine inanırsın, ya da inanmazsın" sözleriyle büyük bir edebiyatçı, düşünür olduğunu göstermiştir.
Anadolu efsanelerini,emekçilerin alınterini,torosların eşsiz güzelliklerini,doğanın diliyle kaleme döker Yaşar Kemal.Onun deyişinde çiçek daha da bir güzel kokar,kartalın da hiç bu kadar yüksekten uçtuğunu görmemişsinizdir
son yaptığı açıklamalardan sonra, sözlüklerde de, gazetelerdeki okur yorumlarında da benzer bir hava vardı. herkes "daha yeni mi uyanmış, sonunda doğru yolu buldu" diye bağırıyordu sanki. bu söylenenler için, bildiğinden emin olma, özgüven falan diyeceğim ama kesinlikle alakası yok. bu az bilgiyle çok fikir sahibi olan bir cahil ifadesidir. yaşar kemal denen adam bu memleketi karış karış gezmiş, destanlarını ve ağıtlarını toplamış, hem gerçek, hem de mecazi anlamda memleketin kitabını yazmış birisidir. üstten bakan bir tavır takınıp, yaşar kemal'e yeni mi uyandın diyen birinin parçaladığı ededbiyatının, yaşar kemal'in herhangi bir kitabının tek sayfası kadar değeri yoktur.
düne kadar karşı saftaydı da, güya şimdi sizin safınıza mı geçti bu adam? gerçekten öyle düşünenimiz var mı? yaşar kemal, fikriyle, görüşüyle, yazdığıyla, gezdiğiyle, gördüğüyle başlı başına bir saftır. yaşar kemal hakkında bırakın bol keseden sallamayı, karşısına geçip bunları söyleyebilmek için bile 40 fırın ekmek yiyip, 40 vilayet gezmek lazım.
gün itibariyle ılımlı islamcılara ve aman ab ye girelim yoksa ölürüz biteriz adamcıklarına ayar vermiştir. tabi abd yandaşı iktidar partimizide unutmamıştır.
1922 adana doğumlu yazar.
her ne kadar düzenli eğitim almamışsa da gazetecilik yıllarında yaptığı başarılı röportajlar ile dikkat çeken kemal asıl başarısını ince memed adlı destansı romanıyla yaptı. yaklaşık 32 yılda bitirilebilen bu dört ciltlik roman ona dünya edebiyatında epik türde yazan yazarlar arasında ayrıcalıklı yer kazandırdı.
romanları genellikle üçlemelerden oluşan yaşar kemal, 1970'lerden beri nobel edebiyat ödülü adayı olmasına rağmen henüz bu ödülü kazanamamıştır. orhan pamuk'um bu odulu almasi ise onu nobelden iyice uzaklastirmistir. zira birkac yil arayla bir baska turke nobel verilecegi pek ihtimal olarak gorulmuyor edebiyat dunyasinda.
kürt kökenli bir yazar olduğu ve ünlü kürt romancısı mehmed uzun'un kızından özel kürtçe dersleri aldığı da söylentiler arasındadır.
cemil meriç kendisi için "sıradan bir köy romancısı" der. keşke yüzlerce sıradan köy romancımız olsaydı.
eski üretkenliğini özledik.
nobel üzerinden bindirmeye çalışanların çabası beyhudedir.
o sevenlerinin gönlünde ne nobeller almıştır.
edebiyatın olduğu kadar türkiye solunun da evrimine dolaylı ya da direk katkıda bulunmuş büyük edebiyatçı.ona bugünlerde daha çok ihtiyacımız var. Sanırım tek eksiği bir nobel.
Günün birinde acaba onun gibi yazabilecek miyim ya da onun yarısı kadar olabilecek miyim dediğim yazardır. Tüm kitaplarında yaptığı o kendine has betimlemeleriyle ve diliyle romanı size yaşatan ve sizi de o romanın bir kahramanı yapıveren ender yazarlardandır. Ondan bir şeyler öğrenmenin en iyi yolu onu okumaktır. Çünkü her kitabı biraz kendisi, biraz bu ülke, biraz sen, biraz bendir. Yansımalarını toplar yaşamın ve sana seni gösterir.
hayran oldugum ve nobel edebiyat ödülüne en yakın buldugum ve kazanması gerektigini düsündügüm yazar. bir ada hikayesininin dördüncüsünü bir an önce yazmasını istediğim, kitaplarında edebiyat kadar resim, müzik ve tarihi de bulabileceğiniz harika yazar. betimleme gücü harikadır.