masalsı anlatımıyla insanı yürekten vuran büyük romancı. çukurova o'nunla dile gelir. ancak gerçekçilikte orhan kemal in eline su dökemez. yaşar kemal hikayeyi masallaştırır, orhan kemal de ise kan damlarcasına gerçektir herşey. yaşar kemal size bir tablo çizer siz onu seyreder asla içine giremezsiniz, orhan kemal de ise siz hikayenin içinde fazladan kahraman gibi hissedersiniz kendinizi.
türk edebiyatının yüz akı iki kemal'den biridir kısacası. kürt'tür. değil mi ki insandır, candır.
bugüne kadar binlerce insan çukurovayı, o yörenin insanını anlatmıştır fakat hiç kimse bu edebiyatçının eline su dökememiştir. hiç çukurova görmeyen birine bile ince memed'i okutursanız çukurovaya gidince memleketine geldiğini zanneder.
Gittin...
Ben arkandan sadece baktım.
Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki...
''gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini.
Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak.
Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi.
O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...'' diyecektim sana.
Konuşamadım...
Gittin...
gidişini görmemek için gözlerimi kapattım.
Öylesine acıdı ki içim, tutup koparsalardı kolumu,
bacağımı bu kadar acı duymazdım.
Acım yaş olup akmalıydı gözümden.
Ağlayamadım...
Gittin...
gidişini önlemek için tutmalıydım ellerinden.
Ellerim değil miydi her dokunuşunda seni ürperten?!
ürperirdin yine biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kes tutsam ellerini,
gitmek için biriktirdiğin bütün cesaretin kaybolurdu.
Tutamadım...
Gittin...
bir yıkım gibiydi gidişin.
Sen adım, adım uzaklaşırken benden çöküp kaldı bedenim olduğu yerde.
Nice terk edişlere dayanan bu yürek bu kez yenilmişti.
Bu kadar zayıf değildim ben, kalkmalıydım.
Kalkamadım...
Gittin...
oysa ben geldiğin gün gideceğini biliyordum.
Hazırdım gidişine.
Kaçak zamanları yaşıyorduk.
Zaman bitecek ve sen gidecektin.
Bense gidişinin ertesi günü hayatıma kaldığım yerden devam edecektim.
Edemedim...
Başlayamadım...
Gittin...
bir şey söyledin mi giderken?
''KAL'' dememi istedin mi?
Son bir kez ''SENi SEViYORUM'' dedin mi?
''BEKLE BENi DÖNECEĞiM'' dedin mi?
Beynim öylesine uğulduyordu ki...
Duyamadım...
Gittin...
Nereye gittiğin önemli değildi.
Binlerce kilometre uzaklarda dahi olsan,
iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artık yoktun ve asıl bu düşünce beni felç ediyordu.
Kurtulmalıydım senden,
bu yokluğun duygusundan kurtulmalıydım.
Kurtulamadım...
Gittin...
unutulanların arasına katılmalıydın.
Anıları bir sandığa koyup hayatı
bir yerinden yakalamalıydım.
Bu aşk noktalanmalıydı,
bu sevdadan vazgeçmeliydim.
Yapamadım...
Gittin...
bir okyanusun ortasında,
tek küreği kaybolmuş
sandalda dev dalgalarla boğuşan bir denizciyim artık.
Bil ki; Sevmekten vazgeçmedim seni,
bil ki seninle birlikte sevdanı da taşıyacağım yüreğimde.
BiL Ki
SENi...
UNUTAMADIM....
osmaniye'nin hemite köyünden oluduğu bilinen yazar, fakat hemite köyü sakinlerine göre yaşar kemal hemiteli değildir, zamanında kan davasından dolayı van'dan kaçıp osmaniyeye yerleştikleri rivayet edilmektedir. hemite köyünde anıtı bile vardır. biz kendisi ile çakma da olsa hemşeri olmaktan gurur duyuyoruz.
1960 larda kendisine " işçi partisinden ayrıl, kitapların dünyada yayınlansın." diyen cia ajanına " orospu çocuğu beni amerikan parası ile mi satın almaya çalışıyorsun, siktir git defol buradan. " diyen yazardır.
aslen vanlıdır. kendisinin yedi sülalesini yakınen tanıdığım için ibrani olduğu iddiası ihtimal dahilinde bile olmayan bir uydurmasyondur. çünkü kendisi van muradiye ilçesine bağlı ünseli'den osmaniye'ye göç etmiştir. van'da kalan akrabaları ise vanın dışardan gelmemiş ender ailelerine mensuptur.
uzun zamandır düzgün bir eser çıkaramamış yazardır. ayrıca kendisi ibrani asıllıdır. çünkü 2 eşi de ibrani asıllı. nasıl mı ?
vefat eden ilk eşi Thilda Serrero, sonradan müslüman olmuş seferad ibranisidir ve adını değiştirmemiştir. thilda serrero'nun dedesi jak mandil paşa'dır. kendisinin 2002'de evlendiği ayşe semiha baran, aslen ibrani asıllı kürt ailesi babanzade'lere mensuptur. bu aileden 3 kişi sırasıyla altan öymen'le, izzet öz'le ve sevenleri tarafından şairler şairi denen necip fazıl kısakürek'le evlenmiştir. bu arada öymen'lerin ve izzet öz'in ibrani asıllı olduğu bilinmekte. bu da ilgili linkler:
bırakalım türkiye'yi dünyanın sayılı kendini yetiştirmiş yazarlarındandır. ne yazarsa yazsın, yıllar sonra "anadolu destanı" olan yazarımızdır. birçok kere yanlış anlaşılmıştır. fakat her şekilde kahramanları, yan olayları, temaları hepsi anadolu'nun toprağından çıkmıştır. yazdıklarını yaşamış tek tük değerli yazarlarımızdandır.
ince Memed 1-2-3-4 ve Demirciler Çarşısı Cinayeti gibi dünyaca ünlü romanların sahibi büyük yazardır. Romanlarındaki olayları ve kurguları kendisine has mükemmel betimlemelerle süsler. Romanlarının birçoğu Çukurova'da geçer ve Cumhuriyetin ilk yıllarındaki köylü-ağa ilişkilerini temel alır.
yaşar kemal için yıllardır söylenen şey devlet düşmanı oluşudur. Eğri oturup doğru konuşacak olursak "nasıl olmasın??"
Ailesinden bir çok kişi amcaları, dayıları akrabaları yaşadıkları dönemde siyasi sebeplerle öldürülmüştür. akrabalarından biri gözaltına alınır ve gidiş o gidiştir. babası yanlarına öksüz yetim bir çocuğu yanaşma olarak almıştır. çocuk ortada kalmayacak ve onlara yardım edecektir. bir akşam yaşar kemal, babası ve bu yanaşma olacak piç hep beraber camiye giderler. namaz kılarken babası secdeye vardığında yanaşma piçi cebinden çıkardığı bir bıçağı adamın sırtına saplar. Babası gözlerinin önünde camide ölür. piçe birileri bu işi yapması için para vermiştir. daha 5 yaşındayken jandarmalar gelip evinden alırlar. o da korku içerisinde araca biner ve yola koyulurlar. yolda giderlerken jandarmalara şunu söyler. " ne olursunuz beni burada öldürün, götürüp uzaklarda öldürmeyin hiç değilse bir mezarım olsun." çünkü akrabalarından daha önce gözaltına alınıp götürülenlerden daha bir haber alınamamıştır. jandarmalar şaşırır onu öldürmeyeceklerini söyler. durumuna üzülürler. daha 5 yaşındayken bu tip olaylarla tanışmıştır. daha sonra istanbula gelir. istanbulda da başına talihsiz olaylar gelir. tecavüze ve tacize uğrar.
Türkçe yi çok iyi kullanamaz. eşi Tilda onun romanlarını Türkçeleştiriyordu.
an itibariyle kürt açılımı ile alakalı fikirlerini beyan etmiş yazar.
--spoiler--
Yazar Yaşar Kemal, “Türkiye'de akan kanın durmasına ve çağdaş bir demokrasiye ulaşılmasına en büyük engelin çözümü için içten ve akılcı her yaklaşımı saygı ve şükranla karşıladığını” bildirdi.
Yaşar Kemal, yaptığı yazılı açıklamada, medya mensuplarından son günlerde gelen sorulara yazılı bir açıklamayla cevap vermek istediğini belirterek, içişleri Bakanı Beşir Atalay'ın birkaç gün önce kendisini ziyaret ettiğini hatırlattı.
Yaşar Kemal, açıklamasında şunları kaydetti:
“Birkaç gün önce Prof. Beşir Atalay ziyaretime geldi. Kendisiyle tanışmak ve yıllardır tekrarladığım düşüncelerimi paylaşmak fırsatım oldu. Türkiye'de akan kanın durmasına ve çağdaş bir demokrasiye ulaşmamıza en büyük engelin çözümü için içten ve akılcı her yaklaşımı saygı ve şükranla karşılarım.
Bu yaşıma kadar yaşadıklarım, gördüklerim ve yazdıklarımla nerede durduğumu bilen herkes sadece ve sadece kendi vicdanımı temsil ettiğimi ve sadece ve sadece kendi vicdanımın sözcüsü olduğumu iyi bilir.
Israrla, bıkmadan usanmadan söylemeyi sürdürdüğüm şu inancım da bilinir ya, tekrar edeyim: Her toprak doğasıyla ve kültürüyle zengindir. insan olarak gücümüzü yaşadığımız toprağın zenginliği, çeşitliliği verir. Dünya 1000 kültürlü bir çiçek bahçesidir, bu bahçeden bir tek çiçeğin yok olması dünyadan bir rengin yitmesidir.”
Yaşar Kemal, medya mensuplarından “1 Eylülde düzenlenecek mitinge katılıp katılmayacağı” yönünde sorular geldiğini de belirterek, “Ne yaşım, ne sağlığım artık mitinglere katılmama uygun. Ancak şunu söylemek isterim: Bugün Türk olsun, Kürt olsun, kim olursa olsun, hangi oluşumdan gelirse gelsin, bu ülkede gerginliği arttıracak söz ve eyleme girişeceklerin vebali ağırdır, tarih önünde ağır biçimde yargılanacaklardır, buna eminim” ifadesini kullandı.
kendisini kürt olarak tanımlayan türkiye'de kürtçülüğün en büyük ismi, stajyeri olan zülfü livaneli'de ustası gibi laflar etmektedir bugünlerde, hatta sezen aksu bile...
o güzel insanlar o güzel atlara binip gittiler demiş, 12 yaşındaki bir insana güzel insanların akıbetini hep merak ettirmiş olan yazar. ince memed, demirciler çarşısı cinayeti, binboğalar efsanesi gibi eserlerin sahibidir kendisi.