yaşamsal tespitler

entry381 galeri0
    130.
  1. sınavdan düşük not bekleyen çalışkan öğrencinin yüksek, yüksek not bekleyen çalışkan öğrencinin düşük alması. sınav sonuçlarının açıklanmasıyla

    ç- kaç aldın?
    t- 40. ikinciden 50 falan alırsam geçerim. sen kaç aldın?
    ç- 75.
    t- ulan hani kötü geçmişti.

    halbuki çalışkan öğrencinin derdi geçmek değil 5 getirmektir. tembele göre çok yüksek olan 75 çalışkan öğrenciye göre düşük bir nottur.

    (bkz: sınavdan düşük not almak)
    (bkz: kime göre neye göre)
    1 ...
  2. 129.
  3. universite tercihi icin halihazirda "okuyan" ogrencilere dani$mayin. onlara gore bolumleri hem zordur hem de universiteleri guzel. tersi cikmadi hic.
    2 ...
  4. 128.
  5. çok fazla bilgisayar kullanmak baş ağrıtıp kıç büyütür.

    bugüne kadar yaptığım en kötü tespit.
    3 ...
  6. 127.
  7. hoca; "sınav sayfa 46'dan 273'e kadar" dediğinde "273'de dahil mi hocam?" diye soran çocuk o sınavdan sınıfın en yüksek notunu ALıR...

    lise yılları, pek çok kez
    5 ...
  8. 126.
  9. mütemadiyen nefes alıp vermezseniz, ölebilirsiniz. yemek ve içmek de keza, o derece yaşamsaldır en az. ama periyodlar değişik hepsinde.
    1 ...
  10. 125.
  11. ne zaman zamana veya paraya ihtiyacınız olsa mutlaka bir şeyler yolunuzu keser.
    1 ...
  12. 124.
  13. bankalarda sıra numarası size geldiğinde hep birinin numarası geçmiş ve bunu tamda sıra sizdeyken farketmiştir. sizin numaranız yanarken başkası işlem yapar. sizde kaynakçı gibi yanında beklersiniz.
    2 ...
  14. 123.
  15. çişiniz artık kendini aşıp dış dünyaya açılmak istemektedir ve sizin eve varmanıza sadece birkaç adım kalmıştır. kapının önüne vardığınızda nedense bir elinizle çişinizin çıkmasını önlerken diğer elinizle de cebinizi karıştırırsınız. ama ne hikmetse anahtar bir türlü bulunmaz bir bakarsınız ki diğer cebinizdeymiş . ama bunu çişiniz dış dünyaya açılıp siz boşta kalan elinizle diğer cebinizi karıştırırken anlarsınız.
    2 ...
  16. 122.
  17. durağa tam zamanında gelmek otobüse binmenin garantisi değildir: her zaman geç gelen otobüs, o gün vaktinden 2 dakika önce yolcuları alıp gitmiş olabilir.
    2 ...
  18. 121.
  19. hareket halindeki otobüsten inmeye çalışmayın. olmuyor.

    **
    2 ...
  20. 120.
  21. aramaya inanmam ben dediğin anların çoğunda açtığın başlıklar, başka başlıkların altına taşınmaya mahkumdur. en azından gammazlar sıkı çalışırlarsa.

    uludağ sözlük.
    1 ...
  22. 119.
  23. bir bacağını kaldırmış bir köpekle, ağacın arasına asla girme.
    1 ...
  24. 118.
  25. gerçekleşmesi çok düşük ihtimalli sonuçların önceden tahmin edilmesi bu sonuçların gerçekleşme ihtimalini daha da düşürecektir. çünkü gerçekleşme ihtimali düşük bir olay ya da durumun öngörüldükten sonra gerçekleşmesi çok daha düşük bir ihtimaldir.
    2 ...
  26. 117.
  27. "işte o" dediğiniz insan; imkansızsa kesin aşk'tır, aşk'sa kesin imkansızdır.
    2 ...
  28. 116.
  29. bir mekanın kalitesi, sandalyelerinin şıklığıyla doğru orantılıdır.
    4 ...
  30. 115.
  31. mutlulugun başkalarının yaptıklarına baglı oldugu an sorun çıkar..**
    2 ...
  32. 114.
  33. para cepte durabilen bir şey değildir.
    5 ...
  34. 113.
  35. "takma" demek kolay, "takmamak" gerçekten zordur.
    11 ...
  36. 112.
  37. sağlığa zararı olan her şey lezzetlidir. *
    3 ...
  38. 111.
  39. temelde, bentley veya ferrari sahiplerinin esma sultan yalısında buluşmasıyla, nokia cep telefonu sahibi uuserlerin simit sarayında buluşmasının birbirinden ciddi bir farkı yoktur.

    * *
    3 ...
  40. 110.
  41. insanoğlunun hayata karşı en karamsar olduğu, yaşama sevincini en çok kaybettiği anlardan birisi, dışarısı kar kıyamet, soğuk iken büyük bir şevkle koltuğa uzanıp ayaklarını kalorifer peteğine dayadığında hayallerinin çok ötesinde buz gibi bir cevap aldığı andır... "soğuk kalorifer peteği" kadar insan ruhunu karamsarlığa sürükleyen başka nesne azdır. peteğin tamamen sıcak ile özdeşleştirimiş olmasından gerek her daim insanın içini ısıtan, dostane görüntüsü o metal soğukluğunu yansıttığında aynı ölçüde kişinin ruhuNU da üşütecektir. kalorifer peteği soba gibi değildir, sinsidir. direk temas ile yoklanana kadar tavrını belli etmez. o sebeple hayal kırıklığına uğramamak için her seferinde büyük umutlarla yaklaşmamak gerekir.
    2 ...
  42. 109.
  43. top sektirme yarışı yapan çocukları iyi izleyin. arkadaşı 50 sektirdiğinde 51 yapıp, o son vuruşu artislik bir şekilde havaya diken çocuklar ilerde anı yaşayan, yarınını düşünmeyen zevk ü sefa insanları olacaklardır. asla 52 yapmaz, bunu lüzumsuz bir çaba olarak görürler. hayatlarının hiç bir döneminde olması gerekenden bir gram fazla çaba sarfetmeyeceklerdir. akadaşı 50 yapmasına rağmen 78,79,80 diyerek gidebildiği yere kadar sebatla giden çocuklar ise hayat merdivenlerini büyük bir azimle tırmanıp bir gün kesinlikle voliyi vururlar. zaten uysal, efendi tipleri vardır. bunu iş hayatında o sonsuz hırsları ve sabırları ile birleştirip muhakkak başarılı olacakladır.

    geçen hafta, arka bahçede top sektiren çocukları izlerken..
    5 ...
  44. 108.
  45. tesadüf dediğimiz şey beklendiği zaman hiç gelmez, unuttuğunuz bir anda şıp diye damlar.
    2 ...
  46. 107.
  47. her seferinde fotoselli otomatik kapılara doğru ilerlerken "bu defa hızımı kesmeyip sabit bir ivme ile ilerleyeceğim" telkinleri kapıya olan mesafenin iyiden iyiye azalması ve kapıda hala bir hareketlenmeme olması üzerine kapıya bodoslama dalmamak için bir kenera bırakılarak, yenilmişlik hissi ile adımlar yavaşlatılır. adımların seyrekleştiği o bir kaç saniyelik dilim içerisinde kapının sizi farketmesi ile insanda yeni bir "aldatılmışlık" hissi mazhar olup, "ulan hızı kesmeyeydim kesin direk geçiş yapardım, bir dahaki sefer katiyen taviz vermek yok" şeklinde yerini tutulamayacak sözlere bırakır. otomatik kapılar seri ve sabit bir salınımla bir geçişi imkansız kılarlar, zorlamanın manası yok..

    işyerine her giriş çıkışta
    3 ...
  48. 106.
  49. fazla naz aşık, yıldızlı bakınızı abartmak da yazar usandırır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük