"sürekli siyah renk giymeyi tercih edenlerin yaşamsal korkuları vardır"
"işe gitmek için evden çıktığınızda mutlaka bir şey unutup geri dönün"
"kuaföre gittiğinize çok sevinen erkeğinizin nerede olacağını iyi bilin"
"evleneceğiniz kadının/adamın geçmişini çok fazla didiklemeyin"
"işe gitmek için evden çıktığınızda mutlaka bir şey unutup geri dönün"
"kuaföre gittiğinize çok sevinen erkeğinizin nerede olacağını iyi bilin"
"evleneceğiniz kadının/adamın geçmişini çok fazla didiklemeyin"
sözlük yazarları yaşamsal tespitler başlığı açıp döktürmeye bayılırlar. yazacak bir şey bulunamadığında can skıntısını giderir. benn hariç. çünkü ben her an her konuda yazabilirim, çizebilirim, oyabilirim!! -bu da paradoks oldu al-
ilkokulların karşısında oyuncakçı açmış yaşlı ''amca''ların %90'ının sapık, ne para getirdiği belli olmayan çok dar iç mekana sahip tuhafiyeci - manifaturacı'larda kadınlara don lastiği ve iç çamaşırı satan zayıf gözlüklü tiplerin de %99'unun fetişist olması.
hiç paran ve zamanın yokken bir sürü gezi , konser , davet bilumum uğraş vardır. paran olunca bunların hepsi puff uçmuş olur. gider paranı sıkıntıdan en gubidik şeye harcarsın.
artı biriyle çıkarken daha çok çıkma teklifi alırsın. galiba kendine çok güveniyor durmanla alakalı.
bir filmin kapaginda hic taninmayan ama tas gibi tabir edilen, asiri seksi bir hatun varsa, o filmde vukuat yoktur *, hic niyetlenmeyin. hadi vukuati siktir et, filmde izlemeye deger baska bi halt da yoktur buyuk bir ihtimalle.
daha önce yazıldı mı bilmiyorum ama, banyo yaptıktan sonra saçlar çok boktan oluyor. kirlendikçe daha bi güzelleşiyor... iyi durulamak, az şampuan kullanmak gerek kanımca.
ne zaman ki, mühim biriyle görüşmem gerekir; banyo yaparım. daha bi düzgün görünmek için. ama bi garip, kırpık gibi şekilsiz saçlarla ortada kalırım!
ertesi gün sabah erkenden olan sınava gecenin geç saatlerine kadar çalıştıktan sonra sadece telefon alarmı kurularak yatılmamalı evdeki herkesi bu olaydan haberdar edip seferberlik başlatılmalı. yoksa seneye aynı sınava bir daha girersiniz.
hiç vaktimiz olmadığında murphy kanunları, yaşamsal tespitler gibi başlıklarda okumaya değer dünya kadar enrty buluruz, ama dünya kadar boş vaktimiz olduğunda aynı başlıklık okuyacak terane bulamayız.
çekirdek çitlerken insanın ağzı tuzdan ters dönse bile, aklından, "dur şunu bırakayım da ağzım burnum yerine gelsin" diye bir düşünce geçmiyor, en fazla "bu çekirdek de hastalık he, bırakılmıyor" ya da "şunu bi bitirsem de kurtulsam" gibi çekirdeğin dibine vurma temalı bir düşünce geçiyor.