bugün

afşar timuçin şiiri.

Yaşamak bir denizdi önceleri
Şimdi olsa olsa yalnız sevinçtir
Ne acılar ne gözyaşları
Onun güzelliğini silebilir
Kayaları ellerimizde ufalayarak
Kurduğumuz küçük evlerde
Küçücük devler gibi ölesiye seviştik.
Ağaçlar diktik çocuklar büyüttük
Savaşmayı ve paylaşmayı bildik
Doğrudur her zaman bir şey eksik
Doğmadan ölmeye benzer
Bir şey var içimizde
inancı ve sevdası bize yeter
Ürkek bir gidiş gelişte
Benim sende aralıksız yaşadığım
Bilgelerin kitaplarda tanımladığı
Sonsuzluk budur işte...
Her insanın her halde her şeyden önce sorması gereken soru diye düşünüyorum.

ilk blog yazı denememi paylaşmak isterim. iyi ya da kötü, yorumlarsanız çok sevinirim.

https://etparcasindantekn...ms-gibi-geliyor-bana.html
kocaman bir hicbir sey.
yasamak bir bok degil. yasamayalim, olelim.
Kor ateşi elinde tutmak gibi...tutmak zorundasın ama elin yanıyor.
ananizin amindan çıktığınız andan beyin olumununuz gerçekleşen ana kadar yaşamış oluyorsunuz. öyle çokta duygusal bir durum yok.
Hayal ve umutların gerçekleşmesi için uğraştığımız bir koşuşturmaca. Bakalım sonunda nasıl hatırlayacağız
yaşamımızı
Babamın hastalığının ilerlediği ve yatağa bağımlı olmaya başladığı günlerde, daha çok, hayat ve ölüm üzerine konuşuyorduk. işin doğrusu, bu bahisleri özellikle ben açmaya gayret ediyordum. Yakında kaybedeceğimi bildiğim bir insandan, şimdiye kadar edindiği deneyimler ve tespitlerle ilgili bir “yaşam tüyosu” almaya çalışıyordum aslında. Bunca yıldan sonra, paylaşmak istediği bir şeyler olmalıydı, değil mi? Hayata, dünyaya ve yapacaklarıma dair bir şeyler, öneriler, birkaç ipucu belki.
“Baba, “hayatın nasıl geçti” diye sorsalar sana, ne söylerdin mesela, nasıl anlatırdın yaşadıklarını, geçen ömrünü?” diye sormuştum bir gün.
“Gece yarısı, ıssız bir tarladan, tek başıma geçmiş gibiyim oğlum” demişti.

-Ercan Kesal.
özgürlük, bağımsızlık ve karakterdir.

dik durmaktır.
Şu hayatımız dışın da herşeydir.
elektronların beyin içinde oynaşmasıymış efenim.

(bkz: la oğlum aslında biz yoğuz)
Zorunda kalmaktır.
nefes alıp vermektir en kısa ve yalın haliyle.
bu soruyu kendine bir kez olsun sormuş olan biri kendinle sohbet etmeyi de öğrenir.

'yaşamak bence' diye başlayan cümleler bir arayışın eseridir.

düşünüyorsak, soru soruyorsak yaşıyoruzdur derim...
cevap bulalım ya da bulamayalım ama soralım. sormaktan vazgeçmeyelim.
şu an yapıyor ya da yapmaya çalıştığımız şeylerdir.
"Yaşamak görevdir yangın yerinde
Yaşamak insan kalarak."