insanın derin düşüncelere dalması, kendini yargılaması, iç dünyasını dinlemesi ve bunun sonunda hayatı hakkında önemli kararlar almasına neden olandır. yağmurun, gecenin ve ıssız sokakların birbiri ile buluşması çeker insanı.
En güzeli, yağma biçimine, hızına filan bakmayıp düpedüz ıslanmak, düpedüz ıslandıktan ve kilometrelerce yol yürüdükten, kafanda bir sürü öykü, şiir, devrim kurduktan sonra eve gidip kurunmak ve demli bir çay eşliğinde kestirmek yahut günün gazetelerini okumak olan fiil. Eksikse de bırak elleme.
Tapılası olay. Rahatlatır, gülümsetir, duygulandırır. Yeri geldiğinde Romantizmin dibine vurdurur. Yalnızken Ya da sevgiliyleyken çok güzel olur. Arkadaşlarla gezilecekse tercih edilmemelidir.
çok sevdiğim, En müthişini ise geçen yıl beşiktaşımın trabzona inÖNÜDE yenildiği maçtan Sonra gerçekleştirdiğim eylemdir. Hayatımda hiç o kadar ıslanmamıştım. Ama benim boynumda beşiktaş atkısı olduktan Sonra kasırgada yürüsem farketmez.
Deniz fenerinin ışığıyla aydınlanan sevgilinin ıslak saçlarını ve ilk kez ellerin kavuştuğu, havanın soğuk, yüreklerin sıcak olduğu o geceyi hatırlatan durum.
facebook da "herşeyi unutup yağmur altında yürümek isteyenler" isimli grubun 380.000 hayranı varken, en ufak bir yağmur çiselemesinde sokakta kimseyi görememekle, görülen insanların da büyük kısmının şemsiye kullanıyor olmasıyla aslında pek az insanın bu eylemi sevdiğini düşünüyorum.. ben ise karşı yönden gelmekte olan insanların şemsiyelerinin, gözlerimi kör edecek boyutta tehlike oluşturmasına aldırmadan kulağımda gripin- durma yağmur şarkısı eşliğinde yürüyorum.. havaya bakıyorum.. yağmur damlaları yüzüme daha bi fazla çarpsın diye.. uzaklara gidiyorum..
yağmura ve keyfime göre değişen bazı zamanlarda o yagmur kokusunu derin bi nefesle çekmek ve sırf ıslanmak için yağmurdan kaçıp köşelere çekilen insanların ısrarlı bakışları altında aldırmadan yürümek.
Genellikle erkek-kız arkadaşla yapılan,ıslanmaktan zevk alınan olaydır.Açıkçası insanlar neden ıslanmaktan zevk alırlar bende bilmiyorum?Heralde dur kız ıslansın ardından elbette ki üstünü değiştirir mantığı olabilir!!!
içten geçen tanım: önce hafiften utandım. gören olursa dalga geçer, ne işin var bu yağmurda dışarıda otur işte seyret neyine yetmiyor diye düşündüm. dayanamıyordum ama, kaç gündür yanan vücudum bunu istiyordu. kulaklıkları takıp en sevdiğim müziği açtım, etraftakileri umursamamak için gözlerimi kapattım. yağmura karşı yürümeye başladım, damlalar yüzüme vurdukça özgürleşiyordum sanki. en sonunda yürümeyi bıraktım, kollarımı iki yana açıp durdum sadece. çok mutlu bir korkuluk gibiydim, yağmur bitti eve döndüm. evdeki her şey itici geliyordu nedense, gerçekten uzaklaştırmış gibiydi beni..
sağanak yağmurda bile yapılabilen eylem. bazen sinirden yapılandır. çıkarsınız dışarı yağmura aldırmadan, belki ceketinizi bile almamışsınızdır üstünüze. inadına sokağa bırakırsınız kendinizi, yağmura kafa tutarcasına. sonradan oluşacak hastalık kısmını saymazsak güzel bir terapidir. yağmur bardaktan boşalırcasına yağarken siz de içinizdekileri boşaltırsınız bir bir. söyleyemediklerinizi yağmurun sesine karıştırarak söylersiniz.