Hep benimledir yağmur. Her yalnız kaldığımda şimşekler çakar üzerime. Her aklıma düştüğünde o da düşer üzerime, durmaksızın. Doğru ya böylesi bir yangını başka ne söndürebilir ki? O da farkında. Benim bilmediğim daha doğrusu bilmeyi kabul etmediğim düşüncelerimi kovalar durmadan. Damla damla yağar o an üzerime. Aklıma düştüğünü anladığı vakit birkaç damla hissederim alnımda. Her nerede olursam olayım bu böyledir. Önce çisi çisi başlar canımı yakmadan söndürür yangınlarımı. Sonra okşar tüm bedenimi tümüyle, temizler. Yağmurda ıslanmak bir nevi ruhunu yıkamaktır aslında. Bedenine dokunan her tane ta ki ruhunun derinliklerine işler ve orada bir ateşin üzerine düşer. Yağmurları sevmezdim önceleri her ıslandığımda hasta olmanın çocukça korkusu ve eve gittiğimde azarlanmanın, kıyafetlerinin o halini gören insanların bakışları hep böyle olmasını gerektirdi. Zamanla olduğu gibi buna da alıştım. Her yağmur benim için yağar artık. Üzerimde her ne varsa ya da her ne şekilde hasta olacaksam umurumda değil. O damlaların bana kattıkları tüm bu kötü yönlerinde binlerce kat daha güzel. Fakat bir gün hepsinden farklı bir şey oldu. Çok zor bir soru sormuş olmalıyım ki isyan etti bulutlar. 'Acaba aklına geliyor muyum hiç' diye aklıma düşer düşmez tek bir şimşekle beraber üzerime o an bir sağanak yağdı ki saniyeler içinde çoraplarıma kadar ıslandım. Doğru ya böylesine bir ateşi söndürmek için birkaç damla ya da ahmak ıslatan yeterli değildi. Okyanusları devirsen, nehirleri bağlasan söndüremezdin o yangını. Ya böylesine büyük bir sağanak ya birkaç damla gözyaşı ya da onun sesi...
bir sürü duyguyu ayni anda yaşatan şeylerden biridir. şuanda da yağmaktadır. sesi bile harika. dinlerken gözlerim doldu. halbuki daha O'nu bile düşünmemiştim.
edit: entry düzeltildi.
camin onundeki saksiya kisin gelmesine aldirmadan yumurtlayip beni dert sahibi yapan sorumsuz anne kumrununda kafasina tüküreyim ben. aldim saksiyla içeri yavrulari, biseyde yedirip iciremiyorum, 12 saattir aclar, zaten ben alana kadar siçana dönmüşlerdi. dert sahibi oldum resmen, zaten bu analarida bi sorumsuz, bi gidiyor 6-7 saat gelmiyor falan. tam kuslari yerine koyucam yine insanin gözünü çıkaracak gibi başliyor yağmur.
Yağmur huzurun mevsimi ben de. Hani insanın da mevsimleri oluyor ya. Bana nadir uğrayan bir mevsimim var. Huzur mevsimim. Her yağmur yağdığında içime dolan o toprak kokusuyla yeniden hayat buluyorum sanki. Yeni doğmuş bir bebek tazeliğinde açıyorum gözlerimi. Gülümsüyorum etrafa.
Damlalar kayarken dudaklarımdan,
Hep seni düşünürdüm yağmur altında. sesin gitmezdi hiç kulaklarımdan,
hep seni dinlerdim yağmur altında.
damlalar karışırdı göz yaşlarıma,
hayran olurdum bakışlarına, o dayanılmaz iç yakışlarını, unutmadım unutamam
yağmur altında.
Su an Ankara'da yagmur yagiyor. Kasvetli bir gokyuzunden bardaktan bosalircasina sonbahar yagmuru yagiyor. Bir kez daha anladim ki sonrasinda yerini masmavi bir gokyuzu, gunes ve hatta gokkusagina birakan ilkbahar ya da yaz yagmurunu seviyorum ben...