sessizliğin en derin en güzel ve en mükemmel hissedildiği şeylerden biridir yağmur. sen susarsın doğa fısıldar sana. onun fısıltılarını derinden hissedersin
Güzeldir yağmur.
Bir de zamanında kendisine manâlar yüklemiş iseniz, yağmurlu havalarda kendinizi dışarıda yürürken bulursunuz.
Sevgili ile sarılıp yağmur altında yürümek paha biçilmezdir. Tabii ilerde olurda ayrı düşerseniz, eskileri yaadetmek adı altında senelerce ıslatır sizi yağmur.
Yağmur Her damlasına anlam yükleyince güzeldir.
Edit: yağmur yağdıktan sonra ki toprak kokusunu unutmuşum. Hele ki beton şehirlerde yaşıyorsanız hasret kalırsınız kendisine. Başlı başına huzurdur.
Ne güzeldir . Şehrin tüm benliğinde kaybolmuşken , bir anda ortaya çıkar . Islanırsınız , nemlenirsiniz , şehrin tüm sürprizleri karşınıza bir bir çıkar . yağmur , Musiki görüntüler , zaman ve tarihi ile birleşerek sonunda insanı gelip geçen ömrünün muhasebesine mecbur eder .
Günümüzün Dünyasında hülyası bir yana yağmur düpedüz felaket habercisidir . Daha ilk damlalar düşmeye başlamadan telaş boy göstermeye başlar . Yağmurda kalmak ve onun getirdiği güzelliklerle uğraşmak bir yana , aklı başında her kişi bi an önce güvenli bir saçak altı , kendini atacağı bir ev , bir oda tahayyül eder . Sokaklarda biriken ufacık su birikintileri kısa zamanda en büyük derelerle yarışır , sürücüler arabalarıyla adeta bir yana sıkışan kalabalığı ıslatırlar , Her meydan sanki bir mahşer yeridir . Her yandan akan sular , kanalizasyonları patlatır , pislik her yana savrulur . Peki ya bozulan araçlar ? yolda kalan araçlar trafiğe bir hancer darbesi indirmektedir . Peki ya sokaklar ? Arasından geçmek için iyi derece yüzme bilmek gerektirir .
Şüphesiz ki yeryüzüne rahmet olarak yağan yağmur , insan eliyle bir çileye dönüşür .
avcılar'dan bildiriyorum. sert yağıyor şuan. romantizm kasıp , sevgilinizle el ele gezerken şemsiyenin üzerine şıpışıpı diye vuran aşk tanecikleri gibi değil de cihada çıkan bir ışid'li gibi yağıyor. oturun evinizde.
Yağmur geldi aklıma. 1. Sınıfta sevdiğim kız. Eğer o gün, 7 yaşında bir çocuk sevdiği kızın karşısında altına işemeseydi, bu gece çok daha farklı olabilirdi mesela. Bu gece yağmur'a içiyorum. Nisanlar hüzünlüdür hep. Bu gece, 23 nisan gösterisine aylarca hazırlanıp 22 nisanda okul değiştiren küçük bir çocuğa içiyorum. Bu gece, büyüdüğünde istediği hayvan olabileceğini sanan, köpek olmak için büyümek isteyen, ağzında dişi olmayan bir bebeğe içiyorum. Bu gece 10 yıldır ev numarası aklımdan hiç silinmeyen ilk arkadaşım Ahmet'e içiyorum. Ben bu gece, asla sigara içmem diyen, astım hastası, tırnakları sapsarı bir adama içiyorum. Siyahıma, Yeşilime, hatta Mavime bile içiyorum. Leonard Cohen'e bu geceyi lütfettiği için, Axl Rose'a bana sevmeyi öğrettiği için, Frank Sinatra'ya saygıyı öğrettiği için, Jon Bonjovi'ye hayat gayemi öğrettiği için içiyorum. Tüm umutlarıma. Ben bu gece; Yıllar boyu ağlamış bir kadına, yıllar boyu ağlamamış bir adama içiyorum. Ben bu gece 10 yıl birbirini görmeden, duymadan, sağ mı-ölü mü bilmeden hayatlarına devam eden, birbirinin ismini asla anmayan, ama birinin yanında diğerinin konusu açılınca gözleri yağmurlara boğulan iki insana içiyorum. Ben bu gece, geleceğime içiyorum. Unutamadığım her şeye, her an düşündüğüm onca şeye, bana bu ödülü ehliyetim olmadan veren Tanrı'ya içiyorum. O bana günah yazıyor, ben onun da şerefine içiyorum. Hayat tek seferlik. Zıvanayı fazla deldik. Şimdi ne koyarsak suya düşüyor.**
ağır ağır ince ince yağıyor. sanki yolları değil de benim içimi temizliyor. uzun uzun dalıyorum uzaklara yağmurla birlikte çok şey hatırlatıyor iyi, kötü.. kokusunu özlemişim yağmurun, yada başka şeylerin kokusunu özlemini yağmurda bulmuşum. bıraksalar gezerim yağmurun altında serserice. keşke akıp gittiği temizlediği gibi her şeyi, benimde içimi temizlese bir güzel ne olurdu sanki...
