benim için martılar. son birkaç senedir sonbahar henüz başlamadan yüzlercesi bizim semte gelir ve binaların çatılarına konarak geceyi geçirirler. öğleye doğru da giderler. ardından gene akşam üzeri bizim evlerin çatılarına geri dönerler. ortalık da martı sesleriyle inler ve kendimi denizdeymiş gibi hissederim. bu durum 1-2 ay kadar sürer. sonra yine kaybolurlar ortalıktan, ta ki bir sonraki seneye sonbahar gelene kadar. şimdi baktım, geçen sene 15 eylül gibi gelmişler. bu sene bakalım hangi tarihte gelecekler? onlar gelince biliyorum ki yaz bitmiş, sonbahar yüzünü göstermeye başlamış demektir. bu arada martıların son senelerde niye böyle yaptığını bilmiyorum. daha önce hiç martı gelmezdi buraya.
gece ince çarşafla yatsam bile (ben uyutmayan sıcaklarda dahil üstüm tamamen açık yatmadım, bir huzursuz oluyorum) sabah gözlerimi açtığımda ister istemez gelen bir yorgan yumuşaklığı isteği.
homo sapiens yani insan ırkına mensup bir birey olarak, dna olarak yüzde 99 oranında benzerlik gösterdiğim türdaşlarımla pek çok ortak paydada buluştuğumu da bu başlık sayesinde bir kez daha hatırlamış oldum.