şantiyede her şey olağan. ahmet abi saçma sapan şeyler istiyor. yanındaki gökhan da "pazar pazar işin yok mu amk otur çay iç" diyor. bayram öncesi pazar günü de olsa emekçi kardeşleriniz sizler için çalışıyor.
Annenin ağlaması, babanın çıkıp gitmesi, kardeşin küfretmesi, benim burada hiçbir şey olmamış gibi entry girmem.
Gene çok ekşınlı bir sabah geçiriyorum. Muhteşem.
dışarıda güneşli bir hava, insanlar tramlar ile şehir merkezine akıyor. nehir kıyısı muhtemelen cıvıl cıvıl, insanlar barlara oturmuş pessac veya st.emilion çıkışlı şaraplarını tüketmekle meşgul. imkanı olan muhtemelen arcachona gidiyordur.
6 Ay sonra girecek olduğum sınava çalışmak için çıkardığım kitaplar, motivasyonumu doruklarda yaşarken alt katta oturan müsveddenin son seste müziği açması ve inatla kısmaması. Ha diyince kütüphaneye gidemeyeceğim bir yerde* oturuyor olmanın verdiği çaresizlik sonucu masada bırakılmış kitap.**
az önce bi kediyi araba ezip kaçtı. hemen bir panter emel belirdi. şuan 'ayy hayvan gitti, öküz gibi araba kullanıyo bunlar' diye bağırıyor. yoldan geçen insanlar bir kediye, bir emele bakıp yollarına devam ediyorlar.
edit: panter emel suan yoldan geçen delüğanlıları çeviriyor 'şu kediciği kenara taşıyın ah oglum' diyerek.
edit 2 : camı kapayıp odama geçtim.