çocukluğumdan beri aynı rüyayı görürüm. Kaçıncı defa oldu saymadım. "Dışarı çıkarım ayaklarım üşür. Ayaklarıma bakarım. Ayakkabılarım yok. Ama sadece bir teki. Eve gitmeye çalışırım, ayaklarım külçe kadar ağırdır kaldıramam. sürüye sürüye ayaklarımı yol almaya çalışırım."
Bu rüyadan korkarım hep. Ne anlama gelir ne demektir bilmiyorum. Zaten en kötü tarafı da bu herhalde. Bilinmeyenden korkmak.
Kimsede yazmamış, kara böcektir efendim. Çocukken evimden uzak bir yerde senelerce yatılı kalmamdan kelli, birçok kötü anıya sahibimdir bu böceklerle ilgili. Ammada kafiyeli oldu yav heheh ..Bazı geceler yatakhaneye geç inerdim. indiğimde ışıklar çoktan sönmüş olurdu ve ben o ışıkları açamazdım. Sıkıysa aç. Açta gör, başına geleni.. Sağa sola çarpa çarpa yatağımı bulup, örtüsünü kaldırdığımda, bembeyaz çarşafın üstünde minik siyah bilardo topları gibi dağılırdı bunlar. Çığlık atsan atılmaz, ucunda dayak var. Çaresiz, gitmelerini beklerdim. Yatağa girdiğimde bin bir soru gelirdi aklıma. Gittiler de nereye gittiler acaba? Yatağın yanındalar mı, yastığın başındalar mı, nerede bu ipneler? Efenim kulağımı mulağımı güzelce sarar öyle uyuyuverirdim bende. Ama havalar biraz ısındığında hiç çekilmezdi doğrusu. Eşek kadar oldum ama bu korkuyu yenemedim.
aile bireylerinden birini ya da sevilen birini kaybetme korkusu.
düdüklü tencerenin surata patlama ihtimali.
kaynar su, kızgın yağ veya kezzap gibi maddelerle haşlanma ihtimali.
burnumun kırılma ihtimali.