çocukluğumdan beri aynı rüyayı görürüm. Kaçıncı defa oldu saymadım. "Dışarı çıkarım ayaklarım üşür. Ayaklarıma bakarım. Ayakkabılarım yok. Ama sadece bir teki. Eve gitmeye çalışırım, ayaklarım külçe kadar ağırdır kaldıramam. sürüye sürüye ayaklarımı yol almaya çalışırım."
Bu rüyadan korkarım hep. Ne anlama gelir ne demektir bilmiyorum. Zaten en kötü tarafı da bu herhalde. Bilinmeyenden korkmak.
üç harfliler. o kadar tırsıyorum ki sözlüğe bile yazamıyorum adını. diğer korkuların hepsini yaşayıp atlattım bir bu kaldı. aman bunu yaşamayayım zaten, evlerden ırak.
"insanlar köpeklerden daha tehlikelidir." daha dediysem cümle düzgün olsun diyeydi. köpeklerin hiçbir tehlikesi yoktur. bastırarak söylüyorum, hiçbir tehlikesi yoktur.
çocukluktan beridir ne yılan ne karanlık nerdeyse hiçbirşeyden korkmamış biri olarak çıyandan korktğum kadar
ölümden korkmam o nasıl iğrenç nasıl kımıl kımıl bir şeydir.
(bkz: çıyan)
Dişçiler, allahım bi dişçim varmış yere yatırır kolumu bacağımı tutturur öyle çekermiş dişlerimi, cani karı!
karanlık, korku filmlerine lanet olsun!
karıncalar, ısırıyolar yaa...
arı, gördüğüm anda kaçarım, bir kere dersteyken kaçmıştım, sınıfa girememiştim zor ikna etmişlerdi girmeye.
yalnızlık yada sessizlik bir de.
sokakta yürürken gerilmiş ipe takılıp düşme korkusu.
halbuki kızılayın geniş caddelerine kim ip gerer?
daha da garip olanı hiç böyle birşeyin başıma gelmemiş olmasıdır.
ilkokulda bir kez şahit olup kapıldım, daha da kurtulamıyorum.