hani şu duvarlarda metal çubuklar olur ya bahçeye demir çit şeklinde, heh onlara tutunarak gezerken birden ayağımın kayması sonucu koltuk altımdan asılı kalmıştım havada. böyle koldan yağ bezi, ter bezi bilimum dokular, kanlar fışkırmıştır.
Hemen apar topar doktora gidildi, doktor bizi daha büyük bir hastaneye yönlendirdi. gittiğimiz yerde uyuşturmadan dikiş atmaya kalkmışlar mı ne tam bilmiyorum, sonra dikişi atmışlar ama o da ne?! yanlış atılmış, dikiş sökülmüş ve tekrar atılmıştır. o 7 dikiş izi hala koltuk altımda durur.
efendim 50 metrelik yokuştan bisikleti aşağıya salıp da sonucunda kafanın gözün yarılması rutin şeylerimizdendi.
3.sınıftayken dere kenarındaki bir tepeye tırmanmaya çalışırken tepenin en ucundaki taşlardan biri tuttuğum gibi elimde kaldı ve bütün tepeyi kayarak aşağı indim. sağımdan solumdan geçen kocaman kayalardan biri kolumu ezdi ve 10 dikiş atıldı sağ kolum iç dirsek kısmına. hala kocaman izi vardır.
birkaç sene sonrasında evde mutfaktaki dolapların üzerlerindeki çiçekleri sulamak için tezganın üstüne çıktığımda yanlışlıkla ayağımı boşluğa basmamla birlikte halıya doğru uçtum ve masanın köşesine kafamı çarptım epey fena yarıldı.
daha bunun gibi ufak tefek milyon tane şey. allahın verdiği bedeni bu kadar hunharca kullanmamam gerektiğini çok sonraları düşündüm.
annem dikiş makinesinde dikiş diktikten sonra ne hikmetse o makinenin iğnesinin altına bir parmak gelivermiş ve ne işi varsa o parmağın orada makinenin ayak tarafıyla manuel çalıştırıp iğneyi parmağa sokmuş...
hatırlarsınız isviçre-türkiye 2006 dünya kupası play-off maçı vardı ve ailemiz kalabalık olduğundan maçı babaannemlerde projeksiyonla dev ekran yaparak izleyelim dedik ancak babaannemlerdeki televizyon şansımıza bozuktu o gün. sonra benle bi amcam bizdeki televizyonu almaya gittik.
evden televizyonu aldım ve çıktım, asansörde televizyonu taşırken televizyonun kablolarının dış tarafta sıkışık kaldığını göremedim. düğmeye bastım ve olanlar oldu. televizyon yukarı kaçıyo elimden bende tutmaya çalışıyorum, sonra kablolar koptu ve onun etkisiyle televizyon elimden düşerek paramparça oldu. tabi benim durum fena. nasıl korktum anlatamam.
neyseki televizyon 37 ekrandı ve kayıp büyük değildi.
3 kere sağ serçe parmak kırmak (rebound alırken)
2 kere ayak bileğininin çatlatmak .(basketbol maçlarında yapılan acımasız fauller yüzünden .)
2 kere el bileğinin kırılması
1 kere kaşını yarmak
1 kere dudağını patlatmak
ve...
aralarında en acı vereni : bisiklet sürerken gözüme giren sinek .
tecavüze** falan uğramışlar sanırım. bunu sol frame'de biriken cinsellikle ilgili başlıklardan anlayabilirsiniz. öyle sanıyorum ki akıl sağlıkları da pek yerinde değil.
abiyle oyun oynarken abinin tekme atması sonucu kafayı çeyiz sandığının sivri köşesine çarpmak. akabinde kafanın iki parmak kalınlığında delinmesi ve 4 içten, 4 dıştan toplam sekiz dikiş..
biraz daha yukarı gelseymiş henüz üç buçuk yaşındayken ölebilir ve aranızda olmayabilirdim. şanslıymışsınız.
bisiklet sürmeyi daha öğrenmemişken yokuş aşşağı binmiştim. düşmedim de birden önüme çıkan taş beni hoplatmış ve tekerleğin üstüne fırlatmıştı. testislerim perişan oldu.
en çok başa gelenlerden biri, kol kırılması... ama kötü olan şudur bilek kısmına çok yakın olan yerden kırılması ve tamamen kırılması. diğer elimle tutmayınca geriye kalan kısımlar lastik gibi sallanıyodu. meğer sadece deri ve sinirler tutuyomuş.
ilk bisiklet sürüşüm. 6 yaşındayım yaklaşık, ne güzel dengemi almışım gidiyorum -iki tekerlekli- birden kaybettim çöp kutusuna girdim. Burnum falan soyulmuştu 1 ay bisiklet sürmedim bu olaydan sonra.
tavuğu çok severim daha üç yaşındayım, annem çok güzel tavuklu yemek yapmış yanında pilav cacık vs. ben tabi uyanık tavuğun kocaman budunu almak isterken sen kase devril coss diye elimin üzerine, bağıra çağıra hastaneye götürdüler, son hatırladığım elimin üzerinde küçük küçük baloncuklar vardı, çok fena acı çekmiştim.
bisikletim vardı zamanla freni ve tekeri eskimişti. Babama yalvar yakar teker ve freni yaptırttım. Ve çok mutluydum. Hızlandım çok hızlandım ve dur bi şu freni deneyeyim dedim. Ama ön fren. Aklımı sikeyim aklımı! Ulan arka teker kalktı ve yüz üstü çakılayım derken bisiklet üzerimden uçtu bildiğin. Sonra fren kırıldı.