Evde pijamalarla çılgınlar gibi çay içmek gibi marjinal planlarım var.
Katılmak isteyen yazarlar olursa; meyve, kuruyemiş bile alabilir, hatta tabu, tavla, dama, okey, jenga ve pişpirik kağıtlarıyla kendimize yeni eğlenceler yaratabiliriz.
Sanırım abim ve ablamla dışarı çıkacağız bu fikre halen daha alışamadım ne zaman birlikte dışarı çıksak başımıza bir iş geliyor bir sıkıntı çıkmasa bari halen bahane üretme şansım var bunu değerlendirmeye çalışacağım.
Annem hindi pişirirken babamla ağaç süsleyerek happy Christmas şarkısını söyler, ilerleyen saatlerde sarah ve kate kankalarımla marrshmeow falan kızartırız sanırım bilmiyorum. Her sene aynı klişe ya üf bıktım.
Bu yüzden evden gece gizlice kaçıp hoşlandığım çocuk olan jack'in partisine gitcez.
çerez, tombala, cips, bir adet "neden tombala oynuyoruz batı özentisi gibi" diye yakınan baba, bir adet "hile yaptın tekrar oynuyoruz" diyen huysuz bir anne ve kardeş, ve 10 9 8 diye geriye sayarak aileyle birlikte yeni yıla girme.
ya da kuzenlerle toplanıp bebek tarafına gidip sahil kenarında kafeye oturmak.
--spoiler--
Noel, Hazreti Îsâ (Aleyhisselâm)ın doğumu gerekçesiyle kutlanan bir bayram. Bugün resmî olarak kullanmakta olduğumuz milâdî takvimin başlangıcı da Hazreti Îsâ (Aleyhisselâm)ın doğduğu günün başlangıç kabul edilmesiyle oluşmuş olan bir takvim.
Hristiyanlığın geniş bir coğrafyaya yayılması ve bilhassa milâdî takvimin âdeta evrensel hâle gelmesiyle birlikte farklı din ve kültürler tarafından da öyle veya böyle kabul gören Noel ya da Yılbaşı kutlamalarının gerekçesi olarak sunulan Hazreti Îsâ (Aleyhisselâm)ın doğumuna yönelik gerekçe, tarihî açıdan da doğruyu yansıtmamaktadır. Nitekim Hristiyan mezheb ve dünya görüşleri arasında da bu konuda görüş ayrılığı bulunması, bunun açık bir bir ispatıdır.
Dolayısıyla, Noeli veya Yılbaşını Hazreti Îsâ (Aleyhisselâm) ile bağlantılı bir şey olarak kabul etmek doğru değildir.
Hazreti Îsâ (Aleyhisselâm) Tevrat’ta bulunan bazı hükümleri neshedici bir şeriatla gönderilmiş ve tebliğini birçok zorluklara karşı yerine getirdikten sonra Yahudiler tarafından öldürülmek istenmiş fakat Allah Te‘âlâ tarafından muhafaza edilerek semaya kaldırılmıştır. Kıyametin büyük alâmetlerinden biri olarak âhir zamanda yeryüzüne inecek, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şeriatıyla hükmedecek ve kendisine tayin edilmiş olan hayatının kalan kısmını tamamlayıp vefât edecektir. Buna inanmak, Ehl-i Sünnet’in temel itikad umdelerindendir.
Dolayısıyla, sadece kullandığımız takvimin başlangıcı olması sebebiyle ya da farklı gerekçelerle yılbaşına diğer günlerden farklı bir anlam yüklenilmesi asla doğru bir yaklaşım olmayacaktır. ilk bakışta masum gibi görünen, sadece aile içerisinde birtakım özel şeyler yapmak da noel sebebiyle birçok günaha ortak olunan ve toplumsal isyana dönüşen kutlamaların parçası hâline gelmek olacaktır.
Kâfirlerin Bayramlarını Kutlamanın Hükmü
Allah Te‘âlâ bizlere, kâfirlerin yoluna uymaktan ve onlara benzemekten sakınmamızı emretmiştir. Nitekim geçmiş ümmetler arasında bulunan peygamberlere şöyle vahyetmiştir: “Kavmine söyle benim düşmanlarımın yeme içmeleri gibi yiyip içmesinler ve onların şekillerine bürünmesinler! Sonra, tıpkı onlar benim düşmanlarım olduğu gibi kavmin de benim düşmanım olurlar.”[1]
Kâfirlere benzemekten kaçınmak gerektiğine dair vârid olmuş olan hadîs-i şerîflerin hükmü de aynı mânâyı ifade etmektedir. Bu sebeple, ibadetlerimizden günlük hayattaki yaşantımıza kadar birçok konuda kâfirlere muhalefet mühim bir esas kabul edilmiştir.
Konuyla ilgili genel hükümler böyle olmakla birlikte, kâfirlerin dinî saiklerle tazim ettikleri bayramlara mahsus hükümler de söz konusudur. Noel kutlamalarının dünyada yaygınlaşması ve bilhassa islâm dünyasında da karşılık bulması çok eskilere dayanmaz. Bu sebeple kadim kitaplarımızda Noel kutlamalarıyla ilgili herhangi bir hükme rastlanmaz. Fakat farklı din ve inanış mensuplarının tazim ettikleri günlere dair hükümler Noel için de geçerlidir. Nitekim fıkıh kitaplarımızda, Mecûsîlerin sene başı olarak kutladıkları “Nevruz” ve sonbaharın başlangıcını esas alarak kutladıkları “Mehrecan” bayramlarıyla ilgili yer alan hükümler oldukça açıktır.
Bu günlerde kâfirlerle ortaklık ifade eden kutlamalarda bulunmanın haramlığı konusunda hiç şüphe yoktur. Bununla beraber, o günleri tazimin ya da o günlere mahsus kutlamaları meşru görmenin itikada taallûk eden yönleri de vardır. Böyle davranan kimselerin küfründen korkulacağı beyanı ile şöyle buyrulmuştur:
“Mecûsîler nevruz günü toplansalar ve bir Müslüman da onlar için ‘Güzel bir âdet oluşturmuşlar’ dese kâfir olur. Çünkü bu sözü, küfrün vazettiği bir şeyi güzel görme manasına geldiği gibi, islâm’ın oluşturduğu şeyleri de çirkin görme manası taşır.”[2]
Konuyla ilgili dikkat çekilmesi gereken hüküm, günümüzde bazı Müslümanların da küçük birtakım tatbikatlarla Noel kutlamaları iştirakine benzer şekilde bir örnekle şöyle açıklanmıştır:
“Bir insan elli yıl ibadet etse sonra Nevruz günü gelse ve bu kişi Nevruz gününü kutlayıp tazim etmek amacıyla müşriklerden birine bir yumurta hediye etse bu kişi Allah’ı inkâr etmiş olur ve bütün amelleri iptal olur.”[3]
Bu tehditlerin tamamından sakınmak, milâdî yılbaşı gecesi ve gününü senenin sair günlerinden farklı bir davranış içerisine girmeksizin geçirmekle mümkün olur. Nitekim bu gecede sadece alışveriş yapmanın dahi masum bir davranış olmayacağı şöyle ifade buyrulmuştur:
“Bir kişi daha öncesinde satın almadığı bir şeyi Nevruz günü satın alarak tıpkı kâfirlerin yaptığı gibi bu günü tazim etmeyi kastederse yaptığı bu iş küfür olur. Diğer günlerde yapmadığı bir işi bu günde yaparak kâfirlere benzememelidir.”[4]
Bütün bunlardan sonra bizlere düşen, hayatımızın her alanında kâfirlere mahsus âdet ve uygulamalardan uzak durmak, bu konuda çevremiz için uyarıcı olmaktır.
--spoiler--