bilmem kaçıncı cin çağırışımda lamba kendi kendine yanıp sönmüş ve sonra patlamıştı. başka birinde camdan çatırtılar gelmiş ve odada hiç yoktan bir kuş tüyü belirip yere doğru süzülmüştü. rüyamda pek çok kez cinleri gördüm ve hatta bir keresinde saldırıya da uğradım, uyandığımda karabasan çökmüştü uzun süre hareket edemedim ve zifiri karanlığın içinde bazı şekiller gördüm. bir şeyler olacak gibi ama dur bakalım, denemeye devam.
Seferihisardaki evde sürekli beyaz kedi görürdüm evin içinde kapıların önünden geçerdi devamlı.
Onun dışında aynı evde bir gün tam yatmaya hazırlanıyorum evde farklı birşey hissettim , yalnız olmadığımı..
Tabi bir belirti yoktu herhangi birşey bende yatağa girmek üzereydim. O sırada bir ses geldi sanki çiş yapma sesiydi o , sesin geldiği yöne doğru baktım yaklaşık 20-30 saniyeye yakın o ses devam etti ve duvarda ıslak bir görüntü bıraktı . Sanki 60-70 cmlik bir varlık idrarını yapmıştı. Anneme seslendim korkuyla tabii annem geldi anlattıklarıma şaşırdı , o izi görünce de korktu . Duvarı ellediğimizde bir ıslaklık yoktu ama iz öylece duruyordu. Ben o gün annemle aynı oda da yattım . Ertesi gün baktığımızda o görüntü yok olmuştu.
2 Sene oldu hala ne olduğunu anlayamadım .
Yazarların yaşadığı birnevi akıl ermez olaylardır.
Öncelikle bu olay rüya mı yoksa gerçek mi tam olarak kestiremiyorum. Ama gerçeğe daha yakın geldi bana.
dün gece yarısı (12'yi 13'e bağlayan, nisan 2015) gözümü bir açtım yüzüstü yatıyorum. Dönmek istedim ama sırtımda birisi vardı bunun ağırlığı ben ezmiyor ama dönmemi engelliyordu.
"Lan ne var üstümde?" diye sorunca, nerden geldiğini kestiremdiğim bir ses "cin var" dedi. ama nasıl olduysa hiç korkmadım. " cin mi? bir bu eksikti nasıl bir şey?" deyince aynı ses "5 6 yaşlarında bir kız çocuğu düşün" dedi. "ne yapacam şimdi?" dedim, "fatiha'yı oku" dedi. Okudum, ve dönebildim.
17 ağustos depreminin olduğu gece yattıktan sonra uykuya dalmadan önce yatağımda bu coğrafya için beddua etmiştim.oldukça dertli ve kederliydim çünkü. normalde hiç bir şey için beddua etmeyi sevmem.sonra gözlerim hafif nemli,üzgün bir halde uykuya dalmışım. bir kaç saat sonra hep birlikte büyük bir gürültüyle uyandık. sonrasını biliyorsunuz.
edit:bu aralar hayatımda hiç olmadığı kadar kederli ve üzgünüm. hem de o zamankinden çok çok daha fazla. henüz bir beddua gibi bi niyetim yok allah korusun.
Akşam ezanından hemen önce uyursan kötü şeyler olur demişlerdi bende uyumuştum. Uyandığımda yatakta değil yerdeydim, halının tam ortasında. Düşündüm oraya düşmem imkansızdı. Ayılmadan gidip aynaya bakmıştım bide uzun uzun ayılınca çığlık atarak annemelere koşmuştum tabii. Hala nasıl olduğunu çözemedim.
kulağım da kulaklıkla uyuya kaldığım bir gece radyonun müzik yayınını kesip sala yayınlamaya başlaması. öldüm, kendi salamı duyuyorum sandım. allahın belası radyo bir saat önce slow müzik çalıyordun, sala yayınlayacak kadar ne yaşadın ki sen.
Her gece aynı saatlerde odamdan gelen leş gibi ayak kokusu.
işin ilginç kısmı benim Ayağım hayatta kokmaz zaten koksa ev halkı Söyler anlamadım nerden geliyo.
geçen gece film izliyorum, filmde hırsız fabrikaya girip daha iyi soyabilmek için elektrik kablosunu sökmeye başladı. kabloyu sökmesiyle (aynı anda) elektrikler hem filmde hem de benim evde kesildi aq. tesadüfün böylesi...
henüz veletken bir gün balkon penceresinden dışarıyı seyrederken bir yandan da elimdeki elmayı havaya atıp tutmaktayım. derken tutamadım. zaten becerikli bir insan olduğum söylenemez. neyse.. işin tuhafı elma yere düşmedi. bende bir anda anlatılan in cin hikayeleri, samanyolu programları yeniden canlanıverdi. "lan dedim, mal mısın? nimetle oyun olur mu? allam, özür dilerim bi daha oynamıcam, töbe valla töbe...vs." diye. iki gün sanırsın küçük cesur civciv ermiş. böyle içimden bildiğim sureleri filan okuyorum aklıma geldikçe. boru mu lan elma yok!
bir kaç gün sonra valide hanımın mutfaktan sesi geldi. "çocuğum sen salak mısın, nerden esiyo da aklına böyle şeyler yapıyon?" diye. bilen bilir o mutfak perdesi ortasından bir kurdeleyle bağlanır rüzgarda uçmasın diye. amk elması perdenin tam o bağlandığı kısımda içeride kalmış.
bu da yaşadığım en paranormal olaydır.
ciddi ciddi bana geldiklerini düşündürtmeye başlamıştır. ilk olayım klimayla ilgili. geçen yaz hava ne kadar sıcak klimayı açayım diye düşünmüş (bu arada evde yalnızdım) ama üşengeçlikten onu bile yapmaya kalkmamıştım. pc başındayken birden bi soğuk hissettim kafamı bi kaldırdım ki klima açık. tabi ben beynimi zorluyorum ben mi açtım acaba ben mi açtım diye. bu cepte dursun. sonrasında gece uyurken (yalnız uyurken tabi) sırtıma bi el çarptı. acısını bile hissettim korkuyla döndüm sabahı zor ettim. sonrasında da karabasan olayı yaşadım. bişey beni uyurken kolumdan tuttu çekti ve kaldırdı bağıracağım ama sanki yer çekimi o an 10 kat artti ve çenem aşağı doğru kaymaya başladı. sabahsa kolumda ağrı vardi. bunlar en başlıcaları. o gündür bugündür nas, felak, ayetel kursi okumadan yatmıyorum ama hep bi tedirginlik içindeyim.
Gece yatarken tv de ntv belgeseli izleyerek uyuyodum sabah bi uyandim kanal a9 acik ak sakalli bir dede kalk evladim gec kalacaksin diye ulusa seslenis yapiyor aklim gitti tabi.
bakkala 100 tl uzattım. adam paraya baktı. abi bu para sahte dedi. yok abi paranormal dedim. biraz daha baktı. haa evet paranormalmiş dedi. sonra para üstünü aldım çıktım. insan gerçekten hayret ediyor. *
Mesela hiç paranormal olay yaşamadım.
Zira böyle şeylerle kafayı bozarsanız beyniniz size rüzgarın uğultusunu bile öbür dünyadan gelen sese çevirebilir.
gecen gün parkta ıslak cimlerin uzerine yattigimdan her tarafim camur toprak oldu ve hisimla eve gittim.
ertesi gün annem beni arayip ruyasinda gördüğünü söyledi. agaclik bir yerde geziniyormusum. ayni şekilde ustum basim kirlenmiş ve evin yolunu tutmusum. eve geldiğimde ise çok kizmis; senin evin barkin yok mu, niye gelmiyorsun diye...
gerçekten de eve çok geç gittim ve anahtari olmadigi için ev arkadasim kizdi bana.
telepati boyle birşey olsa gerek. insanların sevdikleriyle arasında doğaüstü bi bağ var gerçekten. ilginç...