*99 depremi gecesi.. istanbul'da bir caddedeki yeşillikte, minnacık yaşıma rağmen, bir başıma, uyku sersemi bekleyişim.. olanlara anlam veremeyişim ve kulağımda hâlâ çınlayan ambulans/itfaiye/polis sirenleri...
*kardeşim doğduğunda kokusunu içime çektiğim an...
*girdiğim tüm sınavlar ve sonuçları.
*üniversitedeyken hastalandığım ama derse girmek zorunda olduğum için dinlenemedigim bir zamanda babamın kilometrelerce öteden "gelip seni alayım" demesi...
*dedemin kulağına "nolur dayan biraz daha, az kaldı mezun oluyorum" diyişim, onun bunu hiç duymayışı, ve daha ben mezun olamadan doktorunun vefat haberini bana verdiği an.....
*babamın "aile ne demek kızım" dediği an...
*kırmızı montuyla bana ilk gülümseyişi... ve diğerleri..
ilk aşk, ilk öpücük, ilk seks, ilk reddedilme, ilk sınav, ilk kaza... şeklinde uzar gider. Yani her şeyin ilkleri unutulmaz. Sonrakiler onun tekrarıdır.
Daha 3-4 ay once yasadıgım olaydır.
Karasu-akçakoca yolu uzerınde aılemle tatıle gıderken sol şeritten 3 tane motosıkletlı elemanlar gecmıstı 1 dk sonra ortalık ana baba gunune dondu.
Karsı serıtten gelen bır araba takla atıyor barıyere carpıyor sonra tavanı kopup bızım 1 dk once yanımızdan gecen motosıkletlere ucuyor 3 kısının vucudunu ortadan ıkıye bolup 3. Motoru yakıyor arabanın surucusunun kafası kopmus.
Zaten ambulanstan once 3 tane tabut gelmışti.
Yani demem o ki 1 dk sonra bız gıtmıs olsak suanda bu yazıları yazamıyor olacaktım.