Sene 2011. Armonik sözlük'te takılıyoruz o zamanlar.
Oraya yazar çekebilmek adına burada reklam yapmak için bu hesabı aldım. 4-5 arkadaşım da başka hesaplar almıştı. Tam saldırıp reklam yapacağımız vakit benim elektrikler gitti. Diğer arkadaşlar sol frame'i sikertip uçuruldular, ben giremediğinden kaldı hesap.
Sonra neymiş buralar diye bir girdim, giriş o giriş. Tabi şimdi ne armonik sözlük kaldı ne de o zamanlar beraber saldıracağım o kankilerim.
Düşmanına aşık olan adam sendromu yani benimkisi ahaha.
3 yıl önceydi Aslında siyaset tamamen Uluslararası ilişkiler okuyorum ya dedim hiçbir yerde fikrimi beyan edemiyorum napicam ben diye eksiye ilk girdim baktım yok üye olamıyorum Uludağ diye bir yer var burası alır mı acaba beni dedim bir baktım uyeyim sonra tabi buralara kadar geldik. Tabi bir çok arkadaştan geçerek süzülerek geldim. Çoğu uçurumdan yuvarlandı maalesef.
aziz nesin'e sormuşlar bu kadar kitabı nasıl ve neden yazdınız diye, ailem için para kazanmam gerekiyordu demiş, eğer daha fazla çocuğum olsaydı daha fazla yazardım.
o eserler bile basit bir dürtüyle ortaya çıkmış, burdan ne kadar matah sebepler çıkabilir ki diye sorgulamaktayım kendimi.
aslında bir instagram hesabı açmak için girmemle başlamıştı her şey. neyse, formu doldurduk, profil fotografı fian derken hikaye sona geldi tam o anda tak bi mesaj:
-ulan amına kodum, ne zenginsin, ne kaslısın, ne yakışıklısın. ne işin var instagram'da.
diye.
ben bi kuruldum bu duruma ama bi yandan da haklı şimdi anlıyo musun, sonra dedim gideyim bari adımı, sanımı, tipimi göstermek zorunda olmadığım bi platforma üye olayım dedim. taaak buradayım, bambaşka bi hayat filan. sen olsan döner misin? ondan sonra nerdeydin olm rott? abi sözlüktekiler kaçırdı beni falan filan...
mevsimden kıştı ve dışarıda hafif birikmiş karın üzerine ilk basmanın heyecanını yaşıyordum, ilerledikçe geride kalan ayak izlerim öylesine yan çiziyordu ki nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim olmadığın o an anladım.
ardından aklıma bir şeyler yazma isteği geldi, bu anımı ölümsüzleştirmek, herkesle paylaşmak istiyordum.
bunu nasıl yapacağım ise tam bir muammaydı.
ilk zamanlar çok didindim susmak için, içimdeki çoşkuyu toplumun yanlış anlayıp beni baskılamasından korkuyordum.
ardından bir yerlerden patlak verdi hislerim ve ulu sözlükte dolanırken o aptal küçük kutu aklımı çeldi, bana kayıt ol, ne olur bokunu yiyeim kayıt ol diyordu.
dayanamadım, zayıf düştüm ve şimdi buradayım.
2008 yılında 10 yaşındayken abimden görüp üye olmuştum. nick i de şifreyi de hatırlıyorum ama telefon aktivasyonu yok diye giriş yapmıyor. girebilseydim şu an beşinci nesil yazardım be.
O zamanlar da asosyaldim ve bir gün sıkılıp açtım işte.
Ama bunca yıldır ne sevgili anlamında birini bulabildim ne de samimi bir kanka edinebildim şu ortamdan...
içerde zikir var dediler geldim. Tanrı evinde huşu içinde kendimden geçmek istiyordum ama zina yuvasında zevk pezevenki oldum. Affet beni yatık pozisyonda bacakları çıplak kadın.
kızlar soruyor'da millete öğüt nasihat vs vs verirken birden ünlenmiştim, takipçim çoktu ve ben 18 yaş altındaydım, bunu mesaj ile bildirmiştim, kapanınca heves kalmadı ve ben de buraya kaydoldum, öyle yazıyom napim.
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, vakti zamanında lönk diye acil ameliyata alınıo, yoğun bakım sürecinden sonra, aylarca ziyaretçi yasağım olunca, sözlüğe dadandım.
Doktorlar, uslu uslu kimseyle görüşmeden, iyileşme süreci geçirdiğimi düşünürken ben yüzlerce insanla beraber, fellik fellik sòzlükte gezinip, her konuya maydanoz oluyordum.
Bana ne iyi geldiniz bi bilseniz!
Seviyorum bee sizi!
Şimdi zıpkın gibi olsam da, halâ burdayım ve maydanozum, ehehehe...