Üniversitede ilk sene yurttayız. Ülkü ocağı balo düzenleyecekti. Odamdaki herkes gitti. O, ayağının muhakkak bir yada bir kaçının tutmadığı beyaz plastik masanın üzerinde unutulmuş kırmızı Winston ve tokai ikilisi ile gözlerim arasında başlayıp, beş dakikadan az süren savaşı kaybettiğim, aslında ne kadar da toy olduğumun ispatlandığı yaşımdır. O yaş 20'dir.
11-12 yaşlarındaydım, o zamanlar evde sigara içen yoktu ama misafirler için her zaman salondaki masanın üzerinde sigara bulunurdu. annem babam çalışan insanlar olduğu için ben de bu sigaralardan 1-2 şer tane aşırıp donumun içine sokup sokağa çıkardım, arkadaşlarla kuytu köşe bulup içerdik.
bir-iki sene sonra arkadaşlarla markete gidip "dedem ne sigarası içiyordu yaa?" diyerek sonra da "hah birinci" "amca bir paket birinci sigarası" diye almaya başladık, bisikletlerimizle uzağa gidip 1 paketi bitirmeden dönmezdik.
bahsettiğim yıllar 1997-1998 falan işte.