o zamanlar msnin olduğu zamanlardı. msnimi buluğp eklemiş ve beni tanımak istediğini söylemişti. ilk buluşmamızda evlenicem ben seninle dedi 5 yıl geçti ve evleniyoruz.
hiç unutmam o gün kötü bi haber almıştım çok dalgın bi halde metro merdivenlerinden yukarıya çıkarken aniden birisine çarpmıştım elindeki kitaplar yere düşmüştü mahçub bi şekilde kitapları toplamasına yardım edip özür dilerken bi anda gözgöze daha fazla dayanamayacam şaka lan şaka forever elizabeth sevgilim olmadı...
Küçükken babaannemin zoruyla camiye gide gele gide gele onun anne tarafından kuzeni ile arkadas olduk. Sonra 3muz gidip gelmeye başladık ve birbirimizi sevdik mutluyduk.
sürekli yemek taşıyarak 6 ayda zor ayarladığım sevgilimdir. komşuyduk mezun olmadan önce. demekki kötü yemek yapıyormuşum ki 6 ayı buldu. olsun iyikide oldu.
bizim okuldandı. görüyorduk birbirimizi ama konuşmuşluğumuz yoktu.
mesaj attım bir gün;
- gözlerin senin kendi gözün mü yoksa üvey falan mı? yazmıştım hiç unutmam, sonrası geldi.*
benim ki ile yonja'da tanışmıştık ( hani bilirsiniz işte, o zamanlar facebook popüler değildi. ) yanında bir kere bile hesap ödemedim. otobüse değil taksiye abone olmuştum. hatun okuluna bile x5 ile bırakılıyor tabi. o zamanlar ufağızda tabi daha kafada basmıyor, bana;
- vur dedi !!
o delikanlılık hissiyatı ile ben;
- olmaz bunu yapamam, en azından şimdilik.
diye karşılık verdim. müthiş bir sevinçle karşıladı bunu, beni gerçekten sevdiğini söyledi. zaten benden bu isteğini beni denemek için uydurduğunu, alacağı cevaba göre ilişkimize yön vereceğini belirtti. sonuç olarak 2 hafta sonra ahmet adında bir çocuğa vurdurdu.
hayatınızın anlamıyla tanışmak, unutulmayan bir anıdır. ama benimki gibisi yok.
bir gün, dugun icin davete gittim. allah ım o ne izdiham. gayet modern insanlar, çalan müzikler enfes. derken, nikah kıyıldı. biri usulca yanıma yanaşıp;
- abi, çok korkuyorum. nöbete sen gelir misin dedi.
* tabii, seve seve koçum. korkma. ilk gün. büyünce geçer dedim.
ulan, ne adamlar var diye de düşündüm tabi...
neyse, omzuna vurdular, kıçına tekme attılar, ben bekliyorum. en ufak olayda müdahale edicem. 20 dak. geçti geçmedi. hah dedim, işler yolunda. ses yok. bir cırlama geldi içerden. kapıyı kırıp, içeri girmem bir oldu.
bir baktım, hatun yatağın ustunde bağdaş kurmus, adam yuz ustu yanında, dövünerek ağlıyor. ne oldu demeye kalmadı, hatun;
- tam öpecek beni, annemi özledim diye ağlamaya başladı. ne yapacağımı şaşırdım. keşke benim eşim sen olsaydın gerdekci demez mi!
kafamda soru işaretleri oluşmadı değil. adamı, o halde gelin taşır gibi, kaldırıp, camdan dışarı fırtlattım.
e yengenizle de, tanışmış oldum.
siz siz olun, sakın ananızı özleyip, karı gibi ağlamayın...
siz burada ne iş yapıyorsunuz diye ukalaca soruyla karşı karşıya kalınca yerimden kalkıp ne diyorsun sen be diye bağırdım çağırdım, üslubuna dikkat et karşında arkadaşın yok senin diye bir de azarlamıştım. şirkette ilk kavga ettiğim zatı muhterem sonra sevgilim olmuştu. vay arkadaş. 1 sene olmuş.
facebookdan tanışılır sevgili olacak kişiyle. sohbet muhabbet hoştur. sonra bir mucize olur. uzaklar da yakın olur.
not: sevgilim ismail yk değil.
(bkz: )facebook bu kızı ordan buldum.
liseye yeni başlamıştım bende erkek fatmaydım tabi
sınıftaki bütün erkeklerle muhabbetim vardı haşır neşir olmuştuk.
biri hariç ismini bile bilmiyordum. böm böm bakıyordu dedim bu mal kim.
öküz gibi bakıyor anca hem ergenlik hem kezbanlık zamanları tabi.
öğrendim ki sınıftakilerin bir çoğu ismini bilmiyordu.
sessiz sedasız içine kapanık utangaç biri olduğunu keşfettim.
bir gün ne bakıyon lan dedim ondan sonra hep gözünü kaçırmaya başladı.
sonra ilgimi çekti işte sorular sormaya başladım genelde utanır kaçınırdı.
o zamanlar yerli yersiz millete girişiyorum bunu da bi kaç kere dövdüm hani.
normal de çıkışması lazım ne kadar yapıştırdıysam çıkışmadı hoşuna gidiyor gibi gülümsüyordu.
o zamanlar bir sorunu olduğunu düşündüm. derken bir gün sınıftaki erkeklerden birine benden hoşlandığından bahsetmiş.
bende erkek fatmayım ya gittim dalga geçtim sana mı bakçam yüz verdik iki muhabbet ettik diye kendini birey mi sandın falan.
o zamanları düşündüğüm de gerçekten şımarık kezban bir ergenmişim.
hep dalga geçtim ezikledim falan yine de hep yanımda oldu her kahrımı çekti.
hayatı sorguladığım bir dönem geldi ve geriye baktığımda her anımda yanımda onun olduğunu farkettim.
zorbalık yapmayı eskisi kadar kötü davranmayı bıraktım tabi.
bütün okul onun benden hoşlandığını biliyordu zaten ama gözüne nasıl bir korku vermişsem nasıl dalga geçmişsem.
hiç açılmaya cesaret edemedi.
korkak bir yapısı olduğunu biliyordum tabi.
ve yine kötü birşey yaptım. buna içki içirdim. içirdim. içirdim.
sonra başladım sorular sormaya bütün geçmişini ortaya döktüm benimkinin tam aksi bir hayata bünyeye sahipti.
sonra benden hoşlanıyor musun neden hoşlanıyorsun neden hiç bana açılmadın.
sebebi benim hep onla dalga geçip eziklemem arkadaşlığımızı bile kaybetme korkusuydu.
bendeki aşk değildi şefkat mi acımamı bilmiyorum böyle bir sevgi pıtırcığı ortaya çıktı ve onu öptüm.
utandı başını yere eğdi sonra bir teklif olmadan çıkmaya başladık şimdi de 8 yılı devirmiş bulunuyoruz.
bundan çıkardığım sonuç çok yükseklerden uçup büyük konuşmayacaksın kesinlikle başa geliyor.