kendimizi konya denizinin tuzlu sularına bir gece yarısı salıvermiştik, çok açılmadık korkarım ben öyle gece gece ayağımı bir şeyler yalar falan. zaten çok tuzlu su içmemek gerekir derken zaten çıplağız oraları geçecem denize kıyafetle mi girseydim. neyse efendim bir an korktum ben benim malafilangoyu bir balık ısırdı sandım meğersem hatunmuş başladık tavada oynamaya.
Eskisehir - Ankara seferi yapan trenin tuvaletinde.
O zamanlar genctik, yht çıktı yarım kalır, işimiz bitmeden Ankara'ya varacağız diye korkup bir daha yapmadım.**
En garip ve kotu mekan ankara bent deresi yil 2003 universite zamanlari. iki kerhane deneyimimden ilki. O nasi bi odaydi ya. 37 ekran tv, yaninda her yerinde isik yanan 3. Sinif vcd. Tüller perdeler. Hindistandandamisin be muhterem.
bir değirmen. saat sabaha karşı 03:00-04:00 civarı. bir köy ve gece normal şartlarda tonla para verseler gitmeyeceğim, ormanların arasında ıssız bir köy değirmeninin içi. değirmen dere üzerinde olduğu için bilirsiniz; inli cinli hikayeleri boldur bu tarz yerlerin. bunları bildiğim halde, bir am uğruna aldığım riski siz düşünün artık. köyün köpekleri de cabası. ama hatunu da takdir etmek lazım o da kadın haliyle geldi oralara kadar. ne yanıyordu kim bilir?