biraz rahatlama kendimi kasmayı bir süre bıraktım açık olma kalkanları indirme kararı aldım neyse ne saçmalıyorum ben bir şizofrenin ruh hali nasılsa öyle.
Üzerinde yumrukla soğan kırılan sofra gibiyim. Tek yaptığım öylece orada bulunmakken büyük darbeyi ben yedim. Tek ayağım eğri kaldı, ne zaman tekrar kurulmak istesem eskisi gibi dengeyi sağlayamadım.
işkembe gibi. Gelen kazimis, giden tuz basmış, sonra yine kazimis, sıcak su da beklemiş. Ya biri yesin ya çöpe atsın modundayim. Yorgunum sözlük. Büyümek hiç iyi değil.
Parçalı bulutlu.
Bugün evimle vedalaştım, son kez güzelce temizledim.
Daha dün gibi emlakçı ile gelip ilk girişim, banka, ekspertiz, kredi derdine koşturmalar, peşinat yetecek mi diye geçen uykusuz geceler, bu taksitleri nasıl öderiz diye kuruşu kuruşuna hesaplar.
Bu ev yuva olsun istedim, dört duvardan fazlası olsun istedim. Adaklar adandı, dualar edildi.
Camlarındaki boyaları, fayanslarındaki betonları kazırken hep planlar aman şuraya şunu koyayımlar geçerdi aklımdan.. Türk filmlerindeki gibi yepisyeni mobilya hayalleri falanlar filanlar.. eskiyen eşyalar değilmiş insanlarmış.. şimdi viran yıkık hepsi. Kapısını açmaya korktuğum salonum, bir odaya tıkılmış hayatım, en uzun yalnızlıkları yaşadığım dört duvarım.. vedalaşırken ilk gün yaptığım temizlik geldi aklıma.. hayat kısa, hayaller boş, insanlar eskirmiş...
içinde bulunduğum yaşadım süreç beni gerçekten çok zorluyor. Fakat yapacak birşey yok. Birşeyleri öğreniyor günümü geçiriyorum. Hani bir şarkı vardi. Ben bu gece ölmez isem ölmem hiçbir vakit. Bu tarz bir moddayim. Elbet bugünlerde geçer ama yakıp geçiyor.