yıllarca kendimi eve kapatmak. tam anlamı ile kapattım. senelerce hatta yaklaşık dört senedir bayram ve hastalık harici evden çıkmıyorum. insanlardan kendimi soyutlamak iyi fikir olabilir lakin kendimi eve tıkmak zorunda da değildim.
Vakti zamanında yaklasık bir yıllık ciddi bir iliskim vardı. Benden 10 yaş büyük bir bey. Galiba sevgiden çok sahiplenilme duygusu hosuma gitti. "X" beni okula birakiyor, "x"beni okuldan aliyor. Arkadaslarimla bir yere mi gittim, bir bakıyorum "X" beni kapida bekliyor. Adamın önceligi bendim ve bu hosuma gidiyordu. Evlilik teklifini alana kadar her sey iyiydi aslinda. Ciddi ciddi evlenmek... Sonra ben ve evlilik biz ve evlilik sorulari kafamda uçusmaya basladi. cesaret edemedim, mutsuz oldum, agladim deli gibi. Ve hicbir aciklama yapmadan senden ayrilmak istiyorum diyip ayrildim. Koskoca adamin karsimda aglamasini ve "kimseye tutamayacağın sözler verme" deyisini hic unutmadim. Hayattaki en büyük pismanligim budur herhalde. ondan sonra aşk meşk islerinde de yüzüm gülmedi zaten ( üzücük ). Bir acıklamayı hak ederdi herkes ve bir sansim olsa özür dilerdim.
Ergenken seçtiğim tek iyi arkadaşım sandığım ve onu sevmeyen kimseyi sevmeyip asosyal takılmış olmak ve diş hekimliğini çok isteyerek tercihlerim arasına sokmuş olmak.
Üniversite için izmire gelmek..mezun olmak uzrere olmana rağmen hala hiçbir bok ogrenememis olmak,git dandik bo şehre kariyer yap demi,ama yook o alsancaga gidilecek illa..zehir gibi siktimin yeri birakamiyo da insan..hele de mubarek çarşamba diye tabir ettiğimiz bi olayı var buranın,bildiğin podyum amk.. kızı da erkeği de feci