ilk alışımızda sınıfın %90 başarısız olarak kalmıştı. Çünkü derslerde %10 başarı esastır. %10'u yakalarsa öğretim görevlisi, kimse onu sorgulamaz.
Neyse sonraki dönem alttakilerle beraber tekrar aldık. Vizeyi biliyoruz ya artık(!), kafamız rahat. Sorular benzer çıkarsa herkes 70-80'i çakacak.
Neyse vizeyi olduk. Olduk ama öyle bir sorular geldi ki görseniz ağlarsınız. Biz de ağladık tabi ki. Ardından sonuçlar açıklandı ve sınıf ortalaması 0,35. Evet doğru, 100 üzerinden 0,35. Çünkü sınava giren 98 kişi 0 (sıfır) ve 1 (bir) notlarına sahipti.
"Bizim %10 ne oldu hoca? Yedin mi soruşturmayı..." Derken vize tekrar edildi. Bu sefer iki soru:
"Formülü 'a+b+c=d+e' (formül integralli şeylerden oluşuyordu ama ben basite indirgedim.) olan eniştemin; a=1, b=2, c=3 ve d=4 olması durumunda e kaçtır?" Hadi sıkıyorsa yerine koy da yap. Bu soruyu bile yapamayan arkadaşlarım oldu. Çünkü hinlik aradılar soruda. Yerine koyup yapacak kadar kolay düşünemediler. Yazık oldu.
Diğer soru da bunun gibi bir şeydi.
Sonuç olarak biz geçtik (ilk vizede 1 almanın haklı onuruyla tabi). Hoca da mutlu öğrencilerde. Şimdi mukavemeti nerede kullanıyorum? Hiçbir yerde. Teşekkürler sayın hoca.
inek diyebilirsiniz ama şuan bulunduğum yere kolay gelmedim.
Babam ile dedemin arası bozuldu, Dedem ile işleri ayırdı babam.
Bir süre maddi olarak çok zahmet çektik. Evde bu bana da yansıdı.
Ama hep çalıştım, çalıştım ve çalıştım.
26 yaşındayım, hala çalışıyorum.
Fen lisesine birincilik ile girdim, birincilik ile mezun oldum. Üniversite sınavında derece yaptım, güzel bir üniversitede tam burslu ingilizce mühendislik eğitimi aldım. 3.5 yılda bitirdim. Güzel bir işim ve gelirim var.
Düşük notum olmadı hiç, hep kendimden verdim. Çok fedakarlık yaptım.
Şuan kira olsa bile güzel bir evim ve ortalama üstünde bir arabam var. Ve hepsini emeğim ile kazandım.