Ben en çok şunu merak ediyorum;
Defalarca kırdığınız, size olan güvenini yok ettiğiniz, artık pes ettirdiğiniz insanları eskisi gibi bulamayınca neden rahatsız oluyorsunuz?
Siz değiştirmediniz mi o insanları?
çocukluğumdan bu yana saçma sapan şeyleri merak eden bir insan olmuşumdur. saymakla bitmeyen abuk sorular sürekli kafama takılır, kimi zaman günlerce zihnimi meşgul eder durur. mesela bazı kısaltmalardaki her harfin sonunda yer alan şu noktalar son harflerde nereye gider? neden olmaları gereken yerde değildirler? kim neden mahrum bırakır onları bizden? Dilbilgisi kurallarına karşı çıkan anarşist bir mafya tarafından kaçırılıp kirli emellerine alet edildikleri toplama kampları falan mı var? üzülüyorum; birilerinin onları kurtarma zamanı geldi artık...
bilhassa popüler müziğimizin en kıymetli ve kaliteli işlerinden bazılarına imza atmış çok sevilen ağır abilerinden söz etmek istiyorum. hani grup ismi bulamayıp isimlerinin baş harflerini kısaltma olarak kullanmak zorunda kalan şu üç ihtiyar delikanlı; mazhar fuat özkan! bu üçlünün adını kısaltma olarak yazınca neden özkan'ın ilk harfi olan ö'nün önündeki noktayı yazmazlar ki? kendisinden böyle bir talep mi gelmiştir, "ben nokta istemiyorum huleayn!" mı demiştir? yoksa "bu adamın tipi önüne nokta koymak için müsait değil arkadaş, daha kırk fırın ekmek yemesi gerek!" diye düşünen bilir kişiler mi var?
m.f.ö <--- nedir arkadaşım sizin bu zavallı "ö"den istediğiniz? ne güzel, cici bir harftir üstelik. tamam özkan biraz fazla eğlenceli, deli dolu bir adam ama kimseyle bir sorunu yok benim bildiğim kadarıyla. daima güler yüzüyle tanıdığımız biri işte. canım fender bass gitarını güzel güzel çalar, yeri geldiğinde back vokalini yapar, hatta fena da bir oyuncu değildir hani.
insanlar nasıl boyle yemin gibi sözler verebiliyor?
Hiç söz vermemiş gibi nasıl devam ediyorlar?
Gözünün içine baka baka nasıl yalan söylüyor ve yalan söylediğini biliyorum dediğin halde seni hâlâ ikna etmeye çalışıyorlar?
En çok da ailem beni fanusta büyütürKen, dünyanın bu kadar kirli olduğunu ve ona hazırlıklı olmam gerektiğini bilmiyorlar mıydı? Hepsinin cevabını istiyorum.
Sözlerim yanıp giderken kimin umrunda,
Dönüp duran bu dünyada..
Ufak bir hayal tanesi,
Gidişinin son sesi..
Ben bir kayıp olmalıyım,
Şiirlerden başka ne sardım,
Kırıklarla dolu göğsüme,
Kalbime Sinen nefesine,
Yeteri kadar rahat susamadım,
Uykumu hiç alamadım.. .