babamla gittigim gun. lanet olsundur. okul etegini ayak bilegimde diktirmistik. formaysa iki beden buyuktu. babam lakosumu bile uzun kollu almisti sacimi arkadan toplamistim gittik iste siniflar falan okundu direk en arka cam kenarina oturdum cikardim tesbihi salladim. sonrasi allah kerim dort senem sac bas yolmakla tuvalette sekiz kisi sigara donmekle gecti.
16 sene önce sıcak bir eylül günü. Etiler Lisesi. Ergenlik had safhada ve sıra arkadaşım güzel ve rahat bir kız. O gün geÇmemişti, bitmemişti. 16 sene olmuş be; hey gidi günler...
Eski okulunu özleyen bir liseli olarak ben ne yapıcam bu malların arasında düşünceleriyle başlanan ilk gün ve hayattaki en sevilen arkadaşlardan birini o mal sandığım insanların arasından bulduğum gündür.
Hastaneye kaldırılıp ameliyata alındığım gündür. Bu ameliyat hayatımın yönünü değiştirdi bitirdi beni. Bundan dolayı beşiktaş nevzat demir altyapısından atılmıştım.
Sınıfa ilk girdiğimde gördüğüm manzara ruj süren kızlardı. "Ben nereye düştüm" dedim. O yaşa göre ruj fazlaydı. Ilkokuldan çıkmışsın rujda neyin nesi? Ağlayarak bahçeye çıktım annem bırakmıştı okula "anne al beni bu oroslular sınıfından" demiştim. Ağlamam karşında annemin güldüğünü çok net hatırlıyorum
sınıflara dağıldık. sınıfa girip kendini sınıf öğretmeni diye tanıtan sevimli bir kadın genel olarak bir söylev verdi. (ilerleyen günlerde kendisinin o kadar da sevimli olmadığını anlayacaktık.) daha sonra okulu gezdirme babında bizi dekorasyonuyla göz kamaştıran bir kantine götürdü. (ilerleyen yıllarda o kadar da güzel bir kantin olmadığını anlayacak, hatta öğle yemeğini okulun yakınlarındaki bir kebapçıda yemek için kaçış planları yapacaktık.) gün içerisinde yavaş yavaş sınıfla kaynaşmaya çalıştım ve hepsi iyi çocuklar gibi geldi bana. (ilerleyen günlerde bir kısmının o kadar da iyi olmadığını, hatta hiç iyi olmadığını anlayacaktım.) okul dağıldı ve eve döndüm.
annem sordu:
-okul nasıldı oğlum?
cevap verdim:
-okul iyiydi yeaa. sınıf arkadaşlarım da iyiye benziyor. hele bir kantin var, üfff.
dershaneden, ortaokuldan, mahalleden kaç tane yaşıtım insan varsa ilk törende karşılaştığım gündür. yeni arkadaş hayalleriyle gittiğim okul mahalle kahvehanesine dönünce anladım orada yapamayacağımı.
bizim okulun devamı olan liseydi.
bu yüzden çoğu kızları tanıyodum zaten.
müdür yardımcısı beni odasına aldı tanıştı benle sonra en yakın arkadaşımın adını verip hangi sınıfta onun sınıfına koyun beni dedim.
sonra gitti pislik mudur yardimcisi kadin beni onun olmadığı, odasinin direk yanında duran bi sınıfa aldı.
sonra da butun ortaokul arkadaslariyla bahcede toplanip "ııyy bu okula keske gelmeseydik nasil geçicek bu dort sene hapishane gibi lan"diyip çekirdek çitliyip okuldakileri izledik.
sınıflar da -2.kattaydı.
8 arkadaşım gideceğim liseye kazandığı için çete gibi cool çocuklar olarak girdik liseye bide müdür konuşma yapıyordu girdiğimizde bize seslenmişti herkes bize bakmıştı çok şekildik.
ne yazık kı jile kullanan bır lıseye yazılmıstım ve ılk ısım lısenın en yırtık kızına uyup jılemı etek yaptırtmamdı. Okul gunune yetır-smeyıncee sıyah kotum olmadıgı ıcın sıyah esofman artı lacostla okula gıtmıstım ve sonradan arkadaslarımdan ogrendım kı butun arkadaslarım yanı sınıf arkadaslarım benı fakır sanmıs yazık falan dıyen bıle olmus ıcınden. Pekte yalan degıldı aslında ama olsun yınede benım ıcın huzun dolu bır gunudr.
Okulu gezmiştim tuvaleti bulamayınca sonlardan güzel bi kıza sormuştum oda az değil beni bekleyip öğretmenler odasını tarif etmişti kapıyı açar açmaz elim şeyimde Gören öğretmenlerin yuh be ne rahatlık tarzı bi bakışı vardır ki ömrümce unutmam o kızı bulacağım oğlum.
liseye astım hastalığımdan dolayı 2 gün geç başlayan bendeniz 2 günlük açığı tamamlamak için her fırsatta espri yapıp sınıfın tüm negatif dikkatini üstüme çekmeyi başardım. ilerleyen zamanlarda bir tane kızın "dikkat çekmeye çalışıyoooo" demesi tüm hevesimi sikip fırlatmıştır ve o an hayatın gerçekleriyle yüzleşmişimdir. ciddiyim. eve gidip aynaya bakarak gülme egzersizleri ve beden diliyle ve parapsikolojiyle alakalı kitaplar okuduktan sonra sonunda istediğim ortamı ancak ve ancak lise sonda elde edebilen bendeniz ; 2. bir arkadaş ortamı kurma yolu olarak pasif siyaseti seçmişimdir. şuan üni.de bile arkadşlarıma herhangibir siyasi görüşümün olmadığını fakat çoğunluklukla onlara katıldığımı söylerek (komunisti chplisi akepelisi hiç farkmaz) okulun iyi niyetli ve alçak gönüllü şizofren piç allahsız köpeği olmak yolunda ilerliyorum. ordumu kurunca görüşürüz . kipbay
sonraki üç yıl boyunca bütün okul tarafından tanınmanıza neden olan gün biçimidir. kolejden yeni çıkıp devlet okuluna başlamış kişi olarak, herhangi bir anormallik görülmeden okulun öngördüğü resmi kıyafet giyilerek gidilmiştir. kız öğrenciler için de ceket içeren resmi kıyafetin satıldığı yerlerdeki ürünler beğenilmemiş, okul başlamadan daha kaliteli kumaştan, orijinalinden biraz daha feminen kesimlere sahip bir ceket diktirilmiş * ve söz konusu ceket üç yıl boyunca sadece bir kez giyilmiştir. zira ilk gün ceketle giden tek kız öğrenci, okuldaki kızların sanırım tamamı tarafından 'ay okulun dediğine bakma, kızlar ceket giymiyor burda' şeklinde anaç bir tavırla tavsiyelere boğulmuştur. üzerinden 10 yıldan fazla bir zaman geçmiş bir olayı hala daha hatırlayan şakacı lise tipi arkadaşlar ise bir başka başlığın konusudur.
herkes süt dökmüş kedi gibi otururken,cift dikisler birkac gun sonra gorucez sizi diyolardi.en arka siraya oturdum.ceyrek hayatimin en buyuk hatasi olan lisemde ilk gunumdu.
Çok fazla mini etekli kız vardı bir an cennete düştüğümü sandım meğersem lisenin fragmanıymış o o minili kızlar bir sene sonra mezun oldu ve kalan üç yılda beden eğitimi derslerinde soyunan adamların kıllı bacağından başka bir bacak görmedim.