patates kızartması yemiştim o sabah bi arkadaş da işte ulan burası da ne patates kokuyor demişti ama kokunun kimden geldiği meçhuldu. baya çekindim o gün halbuki parfümü de basmıştım ama nadileydi, daha sonra sabahları pek tercih etmemeye başladım.
düz liseye gitmiştim, benim dönemde biraz karışıktı ve en belalı liselerden biriydi, ortaokulu özel okulda okumamdan mütevellit saçlarım bayağı uzundu, hemen dikkat çekmiştim üzerimdeki olumsuz bakışları, düz liseye gitmemin nedeni de futbol antremanlarına öğleden sonra gidebilmekti, ilk günün sonunda eve gelip babama ben yapamayacağım orada dediğimi hatırlıyorum ve 1 hafta sonunda tekrar özel liseye kaydımı yaptırmıştı babam.
fahişe kılıklı bir kızın sevgilisine yakup ekin-bir nefes şarkısını söylediği 60 kişilik sınıfta milletin birbirine sürttürdüğü saçma sapan bir gündü, hatırımda kötü kaldı.
Sonunculukla kazandığım Anadolu lisesinden nasıl çıkacağımı merak ederek geçirdiğim bir gündü. Kolay çıkmadım boktan bir okuldu. Ama orta derecelerle finishi gördüm.
liseye başladığım ilk gündü. ailem beni okuluma bırakmış ve ağlayarak ayrılmışlardı. bense tek damla gözyaşı dökmedim. aslında ne hissedeceğimi bilmiyordum galiba. her şey çok karışıktı, akşam olduğunda gidecek evim, görecek ailem, sevecek kardeşlerim, bana meyve soyan annem, nerdeydin bu saate kadar diyen babam yoktu.
derslere girdik çıktık, yemek yedik, insanlarla tanıştık, dostlarla kaynaştık derken akşam oldu ve ben annemin ilk gördüğünde; ' bey bizim çocuk burada nasıl kalsın baksana 30 kişilik bu oda, nefes bile alamaz burada, geri götürelim bu çocuğu' şeklinde tepki verdiği o odaya uyumak için girmiştim. bir de okula en geç giden öğrenci olduğum için, kapının dibinde ve tercih edilmeyen, ayak altı olan bir alt kat ranza bana kalmıştı. dediğim gibi ne hissedeceğimi bilemediğimden bir tepki veremiyordum bunların hiçbirine.
hatırladığım tek bir şey varsa o odaya ilk adım attığımda, o da; bir yatak görmüştüm, o berbat odanın içerisinde gözüme çarpan, arkalarda, köşede ve ikinci katta bir yataktı. hapishanelerde ağa yatağı tarzında bir yer gibi gözükmüştü gözüme. odaya ilk gelenin orayı alması kadar doğal bir durum da olamazdı ve o yatak bana çok uzaktı. ilk gece uyuduk, uyandık derken o yatakta yatan çocuk yanıma geldi ve seni sevdim arkadaş, yattığın yerde zaten bok gibi olan odanın en boktan yeri, bugün ben evime gidecem, bu odada kalamayacağımı anladım, sen git şimdi kimseye bir şey söylemeden o yatağa yat ve orası senin olsun dedi. inanılmaz mutlu olmuştum be. ilk hissettiklerim bunlardı gurbet yollarında..
Lisedeki en "en mal olduğum gün" olma özelliğini kazanmış gündür. En yakın kankamla o gün fazla tuhaf bi şekilde tanışsakta hala en yakınız. Sanırım tek iyi olan şey buydu. Neyse. Hatırlamak istemiyorum.
Edit: o gün okulun yarısından fazlasıyla tanışmıştım ama 1 hafta sonra hepsini unuttum.
Hoca klimayı acmami istemişti. Klimaninda kumandası yoktu uzanıp sartelden açmam gerekti, açarken dengemi kaybedip yere düşmüştüm. Ne kadar utanç verici olduğunu siz düşünün. Ama o günden sonra sınıfın komik, esprili çocuğu bendim. Tabi yaptığım esprileri şakaları şimdi duysam hatirlasam mal gibi hissederim. Allahtan hepimiz ergendik, güzel günlerdi özledim su an. Bi tuvalette 7 kişi bi kabine nasıl girer, bi kibritle kaç sigara yakilir hepsini görmüş geçirmiş biriyim.
eski bir arkadaşımı dövmüş, 11lere sarkmis, en sonunda okul kantininde ne bakiyon lan diye birine omuz atmistim. cok surmedi 2. donemin ortalarinda okul reisi gibi bir sey oldum. tabi sonralari okul disinda yedigim dayaklar, onlardam ocumu alacam diye 4 kisiyle okul basmaya gidip simit yiyip donmeler, adam dovdurmeler ve en sonlarda da okul cevresinde bulunan minik bir oglandan dayak yememle sonlanmistir lise. sonuc olarak hep ilk gunumdeki gibi yasadim..
ilk gün müdür yardımcısı tarafından bi güzel kalaylanırken dalgın bir anınında sessizce odadan sıvışıp takip eden hafta boyunca üç buçuk ata ata gezmek ... paha biçilemez.
izmirden istanbula taşınmıştım. Hem farklı bi şehir hem farklı bi ortam, birbirlerini tanıyan kızların çığlıkla birbirlerinin boyunlarına atlamaları , erkeklerin çok uzun boylu olmaları falan, bi banka oturup bunları seyretmiştim yanımda çok konuşan bi veliyle. Sonra ilk aşkımla burda tanıştım, canımı ençok burda yaktım. Çok özliycem be sözlük.
ilk kez bir kıza aşık olduğum gündü lan o gün , hayatımı baştan sona değiştiren gün belki de , 3 sene peşinden koştuk , sonra o iş olmadı , ondan sonrası nickte yazıyor zaten