minik raskollnikov 9 10 yaslarındayken balkondaki klubesinde kilitli olarak yasayan minik köpeğe acımış ve annesi pazara gidince onu içeri almıstır. ancak köpek özgür kalmıs olmanın verdiği heyecanla evin altını üstüne getirmis üstüne bir de perdeleri indirmistir.
annesi eve geldiğinde raskollnikov'u kafasından tutup duvara çarpacak ve henüz 10 yasındayken beyin dalgalarının frekans aralıklarında bozulmalar meydana gelecektir.
yas 5, elde 10-15 gazete, babaya yardim ediliyor gazeteler arabaya goturuluyor. Gazeteler boyum kadar zaten, kavrayamiyorum. Biri dusuyor, kaldiriyorum digeri dusuyor. Babamda arkamdan kis kis guluyor. Her halde artik sinirler tepeme cikmis.
Ne guluyon "orrrrrosspu cocugu" diye bagardigimi sorna kicima gelen tekmeyi ve burnumun yere carparken ne kadar acidigini hatirlarim.
karne günü benden 4 yaş büyük abimin 13 dersten 12 sinin zayıf sadece bedeninin 5 olduğunu gören diğer büyük abimin insanlıktan çıktığı anlarda kenarda teşekkür almış ve gururla "he he ben teşekkür aldım " dememe mütevellit abimin yediği dayaktan daha fazlasını yemem.
duvardan söktüğümü sandığı(düşündüğüne bak, daha yeni yürüyormuşum o zamanlar), kullanılmayan elimde ki prizi görmesi. yani tamamen ön yargısının kurbanı olmuş. herşeyin sonradan farkına varmasının ardından, kıyamamış bana birlikte oturup ağlamışız.
daha yeni doğmuşum ağlıyorum babam"ne tatlı bu ya ama niye ağlıyor bu "demiş bende "açım orospu çocuğu"diye bağırmışım. Sonra babam tekme ata ata hastanenin kantinine götürmüş bana tost ısmarlamış. Ama çok şükür hiç tokat yemedim. Sadece tekme.
bir ara gece saat 00.30 sıraları babamların odasına kapıyı çalmadan girdim, bir gürültü patırtı sesi geldi "çık dışarıya" diye bağırdılar. Sonra babam yanıma gelip süper bi dayak çekmişti. Sebebini hala anlamam.
ilkokulda yazılı kağıdına adımı yazmadığım için yemiştim. küçük te olsa bir tokattı. ulan uyuz hoca * en yüksek te ben almıştım ismini yazmayanlar içinde.
okulun duvarını boyamak,
sınıfta uzun eşek oynamak,
arkadaşımın oturduğu sıraya boya dökmek,
boş olmayan derste sınıfı boşaltırıp dersi engelemek,
fen bilgisi dersinde kopya çekerken yakalanmak,
matematik hocasını derste çileden çıkarmak...
şarkı söylemek isteyen türkçe hocasına "nere mi nere miyi" söyleyin demek,
tenefüste matematik öğretmeni gelmeden kapıya barut yerleştirmek ve kapı açıldığında ödünü patlatmak,
onlar durdurmak istedi ben inatlaştım onlar dövdü ben dahada abarttım.
küçük çocuğunu çatır çatır dövenden ne kadar ebeveyn olur orası ayrı bir konu. ama yapmayın bakın sonra o çocuklar büyüyor. asi asabi deli filan olabiliyorlar. cidden lan ottan boktan sebeplerle insan kendinden bir parça olan evladını nasıl döver ?
televizyonu keşfetmeye çalışan abinin sesin geldiği yere iğne sokmak süretiyle bozmasından sonra suçu üzerime atmasıyla yediğimiz dayak. oklava kırıldı üzerimizde ne biçim dayak yemişiz ya yazık vallaha. bu yaşa geldi hala kabul etmez.
annemden:
1)patlıcan yemeği yemediğim için 4 yaşındayken dayak yemiştim. bu yüzden hala da yemem.
2)babamın 7'sindeydi. 12 yaşındaydım. ev tıka basa doluydu. yemek yemek istemediğim için annem kalabalık içinde beni saçımdan süreyerek sofraya atmıştı. o kalabalıkta o kadar utanmıştım ki. ne bir şey diyebildim ne direnç gösterebildim. kardeşim de küçüktü. hırsını benden almasına izin verdim. misafirlerde sanırım öyle uygun görmüşlerdi. kimse engellemeye çalışmadı.
babamdan:
o zamanlar anneannem felç geçirdiği için anneannem ve dedem bizde kalıyorlar. benden 2 yaş küçük erkek kardeşim ve ben de kedi köpek gibiyiz anlaşamıyoruz. babam da ısrarla ikaz ediyor. ses çıkarmayın rahatsız olmasınlar diyor. neyse biz dayanamadık yine girdik birbirimize babam da dayanamadı. çağırdı bizi yanına. çok mu kavga etmek istiyorsunuz. hadi seamea vur bir tane dedi. vurmazsan ben vurucam. vurdum. daha sert dedi yoksa bak ben vuruyorum. elim ayağım titriyor vuramıyorum. deli gibi de korkuyorum. sonra sıra kardeşime geldi. ben de bir süre zoraki tokat yedim. yediğim ve attığım en kötü dayaktı sanırım.
kardeşimden:
ergenlik dönemimizdeydi.izlemek istediğim dizi için ısrar edince. önce yüzüme elindeki sıcak çayı attı. sonra saçımın altıda biri elinde kalıncaya kadar yoldu.
aslında en çok dayağı kendisinden yemişimdir. bir kere kendimi korumak için-üniversitedeyim- kendimi salona kitleyip polisi bile aramışlığım var. kıyıpta veremedim o ayrı.
ilkokul zamanında bayram sabahı okulda dağıtılan ücretsiz sütü 5. kattan pipet yardımıyla takım elbiseli adamın üzerine aktarmamdır. canım çok yansa da bayram harçlıkları acımı dindirmiştir.
Nerden bulduysam bir priz bulmusum aktif olmayan calismayan bir priz neyse ben bununla oynarken annem gelmis, gormus beni o halde sonrada sen misin onu cikaran, bir okkalisindan tokat atmis.
Sonradan farkediyor oynadigim prizin duvardaki priz olmadigini. Annam sonra icine bir oturmus bunun yaptigi sarilmis bana, oturmus aglamisiz ikimizde. *
Ev badana yapılırken üstünü başını, yüzün dahil (gizlice ve bilerek) boyamak.
Kardeşle kavga etmek.
Her hangi bir şey kırılıp bozulduğunda suçu kardeşin üstüne atmak ve sonradan gerçeğin ortaya çıkması.
komşunun çocuklarıyla sorun yaşayıp kavga etmek.
Milletin dalına bahçesine dadanmak.
Çocuk olmak.
