bi katır, bi eşşek kadar inatçı oluşum. şayet bişeye hayır demişsem o gerçekten de hayırdır. naz yaptığım için değil. ısrardan hoşlanmıyorum arkadaş. iş o raddeden sonra inada binmiştir artık benim için. evet diyeceğim varsa bile demem o saatten sonra.
bende hiçbi şeyin ortası yok. bişey ya vardır, ya yoktur. ya a'dır ya b'dir. ikisinin ortası asla değildir. bu yüzden kararlarım hep net olduğundan karşımdaki insanın belirsizliği beni sinirden deli ediyor.
nasıl beceriyorum bilmiyorum fakat her zaman, her yere geç kalabilme gibi bi kabiliyetim var. ne yaparsam yapayım bu durumu aşabilmiş değilim. hatırlıyorum da okula koştura koştura giden bi öğrenciydim ben. eteğimi, gömleğimi giyer geri kalan kısmını okulun tuvaletinde hallederdim. ve genellikle ilk derslere yetişemezdim. o derece.
düz yolda bile ayağı takılıp yere kapaklanan, evin içinde yürürken dahi odanın içindeki eşyalara çarpa çarpa gezinen kaç insan var? kaç insan bu kadar sakar?
canım sıkkınken bunu asla örtbas edemiyorum. çok çirkin oluyorum bi kere. böyle sarkık dudaklar, büzüşmüş bi surat, bomboş bakışlar falan. kimse bişey sormadığı sürece asla konuşmama gibi bi huyum var. hani vurup kafayı yatıpta günler sonra kalktığım bile olmuştur.
mütiş alınganım, şayet bişeye küsmüş, küstürülmüşsem bunu mevz-u bahis kişinin yüzüne vurur vurur dururum artık. aradan yıllar geçecek de ben bi ihtimal unutacağım. allah kimseyi dilime düşürmesin. tipik bir türk kadınıyım. evet.
yatağı, yorganı çok seviyorum lan. tembelim. kimse ilişmesin; günler, aylar boyu yatarım öyle malak gibi. şimdi neden her yere geç kaldığımı anladınız mı? tamam. sorun yok o halde.
utangacım bir de çok fena. dahil olduğum ortam 3 kişiden fazla oluşuyosa genellikle bi köşeye siner, herkesin dağılmasını beklerim.
kimse bana neyi, nasıl ve ne zaman yapacağımı söyleyemez. söyletmem. söylese dahi yapmam.
yediğim kazıkların etkisi midir bilemem '' her şeyden şüphe duyuyorum ''
-niye böyle dedi
-niye böyle oldu vesaire. çevremde gelişen her şeyi sorgularım.
herkesi ve her şeyi affetmek.
istemiyorum bunu, hatta intikam dedikleri şeyi de merak ediyorum artık. soğuk yenen bir yemekmiş diyorlar, ben zeytinyağlıları severim onlar da soğuk yenir. öyleyse neden hiç intikam alamıyorum be sözlük.
diksiyonumun bozuk olması
saçımın dalgalı olması
dişlerimin düzgün olmaması
özgüven eksikliği
yerine göre fazla ciddi veya fazla neşeli davranmak
ve bütün bunları sadece sanal ortamda tanımadığı kişilerle paylaşabilmek. çok ilginç.
